Konuştukça Batıyorsun

Kendi nefretinde boğulacaksın.

Çok akıllı sanıyorsun kendini.

Her hareketin şov amaçlı.

Konuştukça hata yapıyor, konuştukça batıyorsun.

Bir dediğin bir dediğini tutmuyor.

Bu gün tükürüyor, yarın yalıyorsun.


Her defasında 'edep yahu' diyorsun.

Sen o 'EDEP'i' ne zamandan beri kaybettin de, arıyorsun.

Ahlak muamma, din desem, kullanıyorsun. O haldeyken, sende olmayanı ne diye okullarda zorunlu kılarsın ki.

Her defasında muhafazakâr olduğunu iddia ediyorsun, sen neyi muhafaza ediyorsun ki muhafazakar olasın.

Söyle de bilelim ey gafil, sen neyin nesisin. Seninkisi İslami rejim desem, o da değil. Düpedüz diktatörlük.

Hatta diktatörlüğün Allah ile aldatarak yapılanı, üstelik akılsızca olanı.


Yandaşlarınla beraber şöyle itibarlandık, böyle itibarlandık diye diye ülkeyi sömürdün, itibarı yerle bir ettin. Allahın bilmem kaçıncı ülkeleri seni kabul etmedi. BBS parlamenterler boykot için meclisi terk etti.

Gör artık ne komik olduğunu.


Senin emperyalistlerlerin ne derece kucağında olduğunu bilmeyen kalmadı.

Kime sarıldıysan, kime dostum dediysen; ülkeleri karıştı, anarşi bitmedi, halk birbirini yedi-bitirdi.

Tarihe acı ve kandan başka düşecek notu olmayan' tekbirci' teröristlere 'evladım' dedin, koynunda besledin. Hakkını arayan kendi halkına terörist dedin, aşağıladın. Terörist kimdir, aşağılık kimdir. Bi yokla hele.


Kendini otoritenin doruklarında görenlere; yurttaşımız ilk defa kendi hakkını savunabileceğini gösterdi.

Bu çığırtkanlık değil, bu provokatörlük değil, bu çapulculuk değil, bu çiçek, böcek, ağaç, fidan davası da değil.

Bu muhafazakar olduğunu iddia edip maddi manevi tüm değerlerini satılığa çıkartan zihniyete karşı bir başkaldırıdır.

Halkın kendi hakkını arayışıdır.


Peki sen ne yaptın.

Halkının derdini dinleyeceğine, %50 sine tehditler savurdun. % 50 sini de kışkırtarak kullanmaya çalıştın. Senin görevin halkın sorunlarını dinleyerek suküneti sağlamak mı, yoksa bu yurttaşı birbirine kırdırmak mı.

Ortalığı bulandıran, düzeni bozan, yarın bir gün kan gölüne çevirecek olan da sensin.


Bu mudur önderlik.

%50 insan iradesinin tapusunu mu verdi sana. Sen demokrasi kelimesinin anlamını öğren de gel.


Sadece ellerinde bayraklarla tepki gösteren vatandaşının karşısına; maskeli, her tarafı darbe koruma giysili, kalkanlı, gazlı, coplu gangster görünümlü polisleri diktin. Halka kendi devletinin polisi tarafından işkence ettirdin.

Binlercesi ömür boyu sakat kalacak şekilde yara aldı, ölenler oldu, yaralananlar, yoğun bakımda yatanlar, kör kalanlar oldu.


Sen verdin gazı, kaçtın.

Her zoru gördüğünde talimatı verip kaçıyorsun.

Dün kadim dostum, bu gün diktatör dediğin Esad'a 'kendi halkına zülmediyor' dedin ve ortalığı velveleye verdin. Senin kötülediğin Esat iki yıldır ülkesini terk etmedi. Sen de kendi halkını Taksim'de ve memleketin her köşesinde plastik mermiler, gaz bombaları, coplar, tazyikli sular içerisinde bırakıp geziye gittin.


Sağındaki, solundaki yalakalar sana peygamber dedikçe sen havalandın.

Dedikçe inandın ve azdın.

Sen kimsin biliyor musun, günahkar ve aciz.


Kendi halkına zulmetmek, öldürmek hangi dinde- kitapta yazıyor.

Masum, pırıl pırıl çocukları öldürünceye kadar döven ve hatta ölümüne sebep olan bu hükümet, kimin hükümeti.

Halka hizmet etmesi gereken devlet; halk hakkını aramaya kalktığında, hizmet için verilen imkanları halkla savaşmak için kullanan bu devlet kimin yönetiminde.


Farkındayız.

Ne olduğunun, ne olmadığının farkındayız.

Oraya nasıl geldiğinin farkındayız.

Olanın bitenin farkındayız.

Çeteleyi sağlam tutuyoruz, haberin olsun.

Sonun ne olacağının da farkındayız.


*Müsadenizle*

09 Haziran 2013 3-4 dakika 58 denemesi var.
Yorumlar