Kurşuni Küf: Su Çaresizliği

Susuz bir yaz mevsimiydi. Kadın avazı kapıdan çıkana kadar bağırdı.Duymadılar.Kederli şarkılara benzettiler sesini.Kulak asmadılar.Kadın /yeter artık vurma,diyordu.öldürecek misin? Yeter..vurma../
Dediği anda karnına bir tekme darbesi daha hissetti demirden ağır.Kadın o sarsıntının sonunda yere yığıldı.Saçları dağıldı , kanı aktı kadının.Son kez, bir hışımla kafasını doğrulttu. Vurma canım dedi canına...

/Hak ettin/ dedi , /sen bu dayağı hak ettin.Nasıl gidersin ha ? Nasıl gidersin o anan olacak kadının yanına?/

/Özledim/ diyemedi, kadın.

Sinirden gözü dönmüş kocasının sert darbelerinin altında eziliyordu . Susuz bir yaz mevsimiydi, susadı kadın, su saflığına .
Hayatı bir film şeridi gibi önünden geçti kadının. Vücuduna balyoz gibi inen o elleri bir zamanlar ne kadar çok sevdiği aklına geldi. Dudaklarından sakındığı ,öpmeye dahi kıyamadığı o elleri..
Onun için uyuyamadığı günleri anımsadı.Telli ,duvaklı evden çıktığı o anı. Onu ilk öptüğü zamanı hatırladı kadın.
Bütün bu hatıralar da vücuduna balyoz misali inen o yumrukların altında eziliyordu. Hayat ne garipti mavilerin arasında..

Bütün bunlar yaşanırken , masanın altından küçük bir yansıma görüldü. Korkunun ve tedirginliğin yansıması..
Çocuğun yanında bari yapma dedi kadın. /Kızım , git buradan komşu teyzene git/. /Anne,
korkuyorum/ dedi küçük kız.
/Korkma/ dedi annesi. /Komşu teyzene git, baban ile konuşup gelirim bende./ /babam , konuşmuyor ki sana vuruyor. Neden sadece konuşmuyor?/
/Baba , annemi affet . O kötü bir şey yapmadı ki?/'
/Ne haliniz varsa görün/dedi evden çıktı acımasız baba , koca ve yaratıkların en aşağısı.

Küçük kız masanın altından çıktı , annesine sarıldı ve onu kanından öptü.

Karşımda duran adamı görebiliyor musunuz? Az önce benden gelip sigarasına ateş istedi. Sigarasını yakıp yarı dumanlı bir teşekkürünü bana bırakarak yanımdan ayrıldı. Biraz yürüdü tam karşımdaki kaldırım taşına oturdu. Nedensizce onu izlemeye koyuldum. Sigarasından bir duman daha aldı. İki elini başının arasına koydu ve bakışlarını yere çaktı. Ne derdi var acaba diye düşünmeye başladım . Belki de derdi yoktur. Sadece yorgundur. Yok , yok iyi değil . Gün ortasında bu kadar yorgunluk hiç iyi değil. Kesin derdi var. Cebinden makbuza benzer bir şeyler çıkardı okumaya başladı. Sigarasından bir duman daha aldı.Okumaya devam etti.

İnce, uzun bir adamdı bu. Mavi sık şeritli beyaz gömleği ile kahverengi kumaş pantolonunu , siyah kundura ayakkabısı tamamlıyordu. Gömleğinin bir kısmı dışa sarkmıştı . Yoğun bir günün sonrasında kendini bu kaldırım taşına atmış olmalıydı.

Yorgun muydu yoksa bir derdi mi vardı bu adamın. Borcu vardı belki iki de çocuğu. Anlamsız bir şekilde derdine gark olmuştum. Bugünlerde hep düşündüğüm gibi umursamaz olmaya zamanım yoktu. Yanına gidip sormaya, onunla konuşmaya niyetlendim. Kalkacaktım ki adam doğruldu , izmaritinin başını ezdi ve gözden kaybolmaya yüz tuttu. O adım attıkça dertleri de benden uzaklaştı sanki. Onu görebildiğim kadar umursadım o adamı.

Adam evine vardığında kimseciklerin olmadığını fark etti. Mutfağa gitti. Bir bardak suyunu içti. Yumruğunu sıktı , duvara dayandı.
/Yine gitmiş , şerefsiz kadın/ diye mırıldandı. Sigarasını yaktı. Sandalyesine oturdu.Ona karşı gelinmişliğin şiddetli rüzgarıyla içten içe esip gürlemeye başladı.
/Hele bir gelsin , hele bir...kırayım ayaklarını da git bakalım bir daha/
/Bunca derdin , borcun içinde , birde seninle uğraşıyorum aptal kadın/
O sırada kapının kilidinin çevrildiğini duydu adam. Bir hışımla doğruldu . /Nerdesin lan sen bu saate kadar ? Seninle mi uğraşıca'm ben ha!/ /Gitme demedim mi? Ben sana oraya bir daha gitmeyeceksin demedim mi ? / diyerek kadını hırpalamaya ve dövmeye başladı.
Küçük kız olanların korkusundan olsa gerek kapının sağında duran üzerinde çiçeklerin bulunduğu masanın altına saklandı.Çok korktu.Elleriyle gözlerini kapattı.Anne hıçkırıklarıyla sessiz sessiz ağlamaya ve babasının durmasını beklemeye başladı.

Susuz bir yaz mevsimiydi. Kadın avazı kapıdan çıkana kadar bağırdı.Duymadılar.Kederli şarkılara benzettiler sesini.Kulak asmadılar.Kadın /yeter artık vurma,diyordu.öldürecek misin? Yeter..vurma../
Dediği anda karnına bir tekme darbesi daha hissetti demirden ağır.Kadın o sarsıntının sonunda yere yığıldı.Saçları dağıldı , kanı aktı kadının.Son kez, bir hışımla kafasını doğrulttu. Vurma canım dedi canına...

/Hak ettin/ dedi , /sen bu dayağı hak ettin.Nasıl gidersin ha ? Nasıl gidersin o anan olacak kadının yanına?/

/Özledim/ diyemedi, kadın.

14 Haziran 2017 4-5 dakika 18 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 6 yıl önce

    Günün yazısını ve yazarımızı kutlarızud83eudd20