Kurucu İnşa Temelindeki Kolektifi Oluş 6

İlerleyen süreçler içinde kolektif gücün kolektif zenginliği ve kolektif refahının nerelere ulaştıracağı bilinemez. Sadece "bu durum", olması gerekendir. Telefon kolektif zenginliğin, kolektif refahıdır.

Bu bağlamla sömürü telefonunuzun olup olmamasıyla kıyaslanmaz. Sömürü; sistemi çevrim deden depo enerjili kolektif emeğin ya da biriken artık kolektif gücün sorgulanmamasıydı. Süreci efendi dilemesine özgöndergeli yapmanın yanlışıydı.

Telefonunuzun olup olmaması başka bir garabettir. Burayı şimdilik parantez içine alıyorum. Aksine telefonunuzun olması sizin telefonu olmayana göre efendilere daha çok bağımlı olup sömürülmenizdir. Bu zavallı kul kişiler iş gücü ile emeğin farkını ve bunların geri bildirişimini bilmediği için akıl edilmezlikle böyle konuşurlar.

Yazımın başlarında ne demiştim? İnşa ya da kolektif alan bir enerji durumu ve bilgidir. İşte bu bilginin içinde iş gücü, emek ve amorti emek, hazır depo enerjiler de vardır. Köleci sistem sizi iş gücünün en az emekle geçimine inandırmasıyla, mülk sahipleri sizin muhtaçlığınızı bu tür algılarla yönetiyordu.

İşi olan kişiler zaman içinde değişse de, kadere değişmez yazgı dense de zengin olma ve yoksul olma kesikli sürekliliği kaçınılmaz bir sistem aynılığı, tam benzerliğiyle sistem üniformdu.

Sistem içindeki mülk sahibi; iş, güç sahibi kişiler aynı zamanda birer işverendi. İşsiz güçsüzleri çalıştıran rızk sahibi kirşlerdi. Sınıflı yapı çatışmayı ve mülk sahipliği merkezli bir mülk sahibi otoritesini ortaya çıkardı.

Kolektif güç, monarşin mülk sahibinin elinde olunca; kolektif depo enerji çevrimi olan devlet de, monarşin mülk sahibi ve sahipler de bu gücün kendisi ve öznesi oldular. Böylece sınıfsal bir mücadeleler tarihi başladı.

Başlangıç yapılarının kapasitesi kişiye göre büyük günümüze göre küçük olmakla monarşin beyler ve yardımcıları üzerinde daralan ve çok büyük sürtünme enerjisi kaybındaki, bir alan akışıyla zar zor akıyordu. Günümüze gelişte monarşin yapılar türlü biçimle oligarşin mülk sahiplerinin gücüne ve devletine dönüştüler.

Mücadeleler türlü git geleler içindeki özel mülkçü egemen yapıyı, şimdiki üretim biçimi üzerinde pozitivist bir kolektif tabana oturmaya doğru ivmelendirmektedir. Köleci yapıya ve köleci yapının sadaka zekât gibi köleci kurumlarla köleci ömrünü uzatmasına karşın sosyal devlet vurgusu türlü anlamlarla da olsa, pozitivist bir geri bağlanımla kolektif yapıyı çağrışan atfa izafeten; şimdiki dilsel analizli söylemle ile sosyal adalet tarihsel olan geri bağlanıma, bir vurgudur.

Merkezin geri çağırmasıyla, inşa temelinde olan geri bağlanımdan kaçınmak olanaksızdır. Ancak egemen çevreler, kolektif paylaşımın kişi düşmesi gereken payından ne kadar eksiltme yaparsa, sömürü ve asalaklık artmaktadır.

Eğer egemen çevre kolektif güçten (güya ulusal gelirden) %80 eksiltmeyle sistemden kendilerine pay alıyorlarsa bu zulümdü. Ne demekse güya zulmün sistemden aldığı "kâr payı, işletme gelir garantisi gibi El 'in adaleti olan aslan payı" minik minik %70'lere, %60'lara vs. çekilmekle gerçekleşmesi sosyal adalet oluyordu! Kolektif emeğine yabancılaşmış kitleler bu sosyal adalet üzerinde sömüren egemen vicdanları; acımaya, merhamete, insafa, hukuka çağırıyorlardı!

Üretenlerin kolektif güçten aldığı %20 pay, kolektif bileşimle işleyim gücü tahrik kuvvetiyle üretimden gelen pay değil de cömert egemenlerin lütfuydu! Merhametiydi! İhsanıydı! Şahaneyi saltanattan himmetti vs.

"Size onun lütfu ve merhameti olmasaydı, azınız müstesna şeytana uyup giderdiniz" diyen köleci anlayışla yatıştıran öğütler meydanda cirit atıyordu. Şeytana uymak ta "tarihsel olanları, gerçek olanı, yapısal olanı, yani inşanın temeli olan başlangıcı El 'e karşı sorgulamak" olduğunu unutmayın.

Birileri çıkıyor sizi köleci sistemin lütfuna sığınmağa, köleci yasalara tevekkül etmeğe; sadaka ve zekât yardımlarının sizi teskin eden biati içinde oluşa çağırıyordu. Davetçi çağrılar una kurtuluş deyip, köleci sisteme solunum yaptıran bu tür savaşçı ve kimi kes de davetçi çağrılara kurtuluşlu çağrı denmekle, bu çağrıyla köle kişileri teskin eden davetçilere de aziz deniyordu!

Birileri çıkıyor sizi tarihsel akışlı kolektif bilince; kurucu inşaya; inşanın temeli üzerinde kaostan kaçınıcı sistem doğrultmasıyla düzensiz enerjiyi düzenli enerji akışına çevirmeğe çağırıyordu. Köleci tevekküle biate çağıranlara karşı birileri sizi: sömürü gibi soygun gibi cinayet, darp, hırsızlık, gasp gibi kaos durumlardan kaçınmağa çağırmakla; şeytan oluyordu!

Mülk sahibi, yatırımcı, iş bilir, iş bitirici, tüccar, müteahhit gibi tümü de "kurucu inşanın kendisi olan depo enerji entegrasyonlu parçalı kısımlardır". İnşa haricen finansman bulunup yatırım yapılmakla başlamamıştı. Ama kolektif emeği oluşan kişilerin depo enerjili kas ve emek gücü nedenle, kişilerin kolektif yatırıma başlamaları ve artık depo enerji biriktirmeleri vardı.

Bu depo enerji yarın yeniden ve yeniden işe başlamasını, sürdürülebilirliğin, kolektif güvenceli garantinin vs. yüklenicisi (müteahhidi) olmakla; depo enerji araştırma, geliştirme, amortisman, istihdam, oluşturma gibi hizmetin vs. hazır başlangıç enerjisi ya da başlangıç enerjisi olmakla; kolektif güçle yüklenicilik sistemi çevrime ediyordu.

İşverenler özelleştirme nedenle, ihaleler nedenle, kolektif paydaşlı kamu malına yani hazır birikmiş kolektif depo enerjinin sahibi olmakla, boynumuzda boza pişiriyorlardı.

Kısacası kolektif yapılar, traktöre mazot koyup traktörü tarlaya yürütmek gibi, traktörü yapıp ortaya koymak gibi depo edilir başlangıç enerjisinin biriktiricisidirler. Kolektif yapılar depo enerjinin müsebbibi ve kapasitesidirler.

7

04 Ekim 2021 5-6 dakika 1084 denemesi var.
Yorumlar