Kusuruma bakmayın!

Kusuruma bakmayın!

Kendimi bildim bileli yazarım!

Bir kitap basmak, bastırmak benim için çok kolay. Buna başta çevrem çok müsait, sonrasında sektörlere çok yakınım. Bu gün kitaplarını, yazılarını okuduğunuz yazarlardan samimi olduklarım ve hatta telefonda sohbet ettiklerim var. Daha yedi yaşımdayken 23 Nisan ve Atatürk şiirlerim okul tarafından seçilir girişte sergilenir, altında adım yazardı. 

Nedendir bilmiyorum, hiç bir zaman bu yönde bir hevesim, arzum veya isteğim olmadı. Kendimi bir yazar, bir şair olarak adlandırmadım. Sadece yazıyorum, kimine göre belki güzel, kimine göre belki beş para etmez karalamalar yapıyorum. 

Yazdıklarımı da çok sorgulamıyorum, bazılarında küçük yaşanmışlıklar olsa da genelde kurgulama yaparak yazmaktayım. Öncesinde bir senaryo üretir, sonra gözlerimi kapar, biraz kahraman veya kahramanları yaşar, sonra da geçer karalarım. 

Bu konuda başarılı olmak, popüler olmak veya en güzeli, en çok okunanı yazmak, en olmak gibi bir arzum ya da düşüncem olmamıştır. Otuz kırk yıllık dostlarım bile yazdığımı bilmezler mesela. Bilenler azınlıkta, bilmeyenler çoğunlukta diyebilirim. 

Yıllar önce internet bağlantıları yeni başlamıştı, hatırlayanlar bilir, koca bir çoğunluk oyunlar, sohbet odaları gibi bana göre gereksiz işlerle meşgul olurken, ben forumlarda gerek mesleki, gerek güncel yazılar paylaşırdım. Birçok yazımda kişisel gelişim üzerine olmuştur, bunun da tek nedeni, birilerine bir faydamın dokunma ihtimalidir, başkaca bir sebebi yoktur. 

Kısacası oldum olası yazar, çizer, karalarım. İnternet ortamında da paylaşırım. Bu paylaşımlarım beni mutlu eder, çünkü okunması veya birilerinin yorumlaması beni mutlu eder. Sanırım yazan her insanı mutlu eder en azından ben öyle olduğunu düşünüyorum. 

Forum sitelerinden bir alışkanlık belki ama paylaşımların birileri tarafından görülmesi, okunması, değerlendirilmesi hoş bir durum olsa gerek. 

Bu siteye ne zaman üye olduğumu bile inanın hatırlamıyorum ama sanırım en az bir on yıl kadar olmuştur. Eski yazdıklarımdan, yeni yazdıklarımdan zaman buldukça açar ve yüklemeler yaparım. Bu beni mutlu etmeye yetiyor mu, evet yeterli, sonuç olarak bu gün olmasa bile bir gün birilerine yazılarım, şiirlerim ulaşabilir ve ben de bunun mutluluğunu yaşarım, tek beklentim bundan ibaret. 

Bazı gazete sitelerinde de yazdım, yerel gazetelerde de ama inanın şu sanal ortamın verdiği mutluluğu asla yaşamadım! Çünkü burası anlık dönüşleri görebildiğimiz bir platform! 

Peki, edebi konularda paylaşımı olan bu site içerisinde nasıl bir hareketlilik var asıl konuşmak istediğim konu budur benim.

Yani, hepimiz yazıyor, çiziyor, karalıyoruz, ne güzel! Yani aynı denizde küreklere asılan tayfalar gibiyiz, yok ben kaptan olmam, olabileceğimi de pek sanmıyorum, tayfalık benim için yeterli! İşte durum böyle olunca, insanın beklentileri de yüksek oluyor. Daha fazla okunma, daha fazla yorumlama, daha fazla, fazla işte yani, çıtayı yüksek tutuyor!

Belki yanlışlık ben ve benim gibi düşünenlerde ama gayet iyi bir kullanım seviyesine ve kolaylığına yükseltilmiş olan bu sitenin, çok daha faal olması gerektiğini düşünenlerdenim. Paylaşımların birçoğu benim için kıymetli, bazen işimden zaman ayırarak, bazen uykumdan zaman ayırarak paylaşımları takip ediyor okuyorum. Bu benim tercihim, herhangi bir şikayetim yok elbette! 

Asıl konu, herkesin paylaşım yaparak sonra ya çekip gitmesi, ya da sessizliğe bürünerek ortalıkta görünmemesi. Bu işte bir yanlışlık olmalı, hepimiz yazdığımız kadar, okumayı da seviyor olmalıyız, yoksa, burada olmamızın başka bir amacı olabilir mi? Varsa da benim yok bilgilerinize sunuyorum.

Öyle ki, yorum yaptığımız, like attığımız kişiler bile duyarsız olabiliyor, yani belki site içi çalışma aksamaları olabilir diyerek önemsemiyorum ama insan yaptığı paylaşıma bakmaz mı hiç? Sanırım bakılmıyor veya dikkat edilmiyor olsa gerek. Yoksa, neden bir jest yapılmasın değil mi? 

Bazen yazdıklarıma, yorum yapan sevgili yazar dostlarım oluyor, hepsine burada teşekkürlerimi sunuyorum ama başta da dediğim gibi, konu sadece benim yazdıklarıma veya paylaşımlarım için yapılan yorumlar veya like'lar değil.

Ben tüm yazılanlara, paylaşılanlara, duyarsızlığımızın sebebi nedir onu bulmaya çalışıyorum. 

Vaktiniz mi yok? Zamanınız mı yok?

Bunu da anlayışla karşılarım ama ben buna pek inanmıyorum! 

Kusuruma bakmayın! 

Dip Not: Bakalım bu yazıya kaç kişi katkıda bulunacak çok merak ediyorum :) 




25 Haziran 2020 4-5 dakika 95 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 3 yıl önce

    Baştan başlayarak irdeleyelim Ozan Muhammet Kardeşimin yazısını... Baştan söyleyeyim ben de kitapsızlardan birisiyim ''Şekil olarak, yanlış anlaşılmasın.'' Bu gün bir kitap bastırmak basit iş, koyun cebinize 1.500-2.000 gibi bir para sizin de kitabınız olur, yazdıklarınızın edebi bir değeri olmasa bile... Ancak derdimiz o değil. Gönüllere girmek, okunur olmak, edebiyat sitelerinde bile olsa, insanların yüreklerine dokunabilmek. Yazdığımız olumlu yönde bir yazı bir kişiyi bile hayat diğer insanlara kazandırmışsa, bu gurur vericidir... İnsan egosu gereği kendini beğenir, kötü bir şey de değildir, ancak havalara da girmemek lazım. Egoyu abarttınız mı psikolojik yıkımdır sonrası unutmamalı ki... Ben hep şunu söylerim genç arkadaşlarıma yazmaktan daha fazla okuyun, şiir ya da nesir, her ne yazıyorsanız. İnsan böyle gelişir. İlk yazdıklarıma bakıyorum ve geliştiğimi kendimce gözlemliyorum. Kırk kişinin çevrim içi olduğu zaman günün yazısı ve şiirinde iki bilemedin üç yorum oluyor, o da yüreğinize sağlık, aferin den öteye geçmiyor. Bir beğendim düğmesine bile basmaya üşeniyor, arkadaşlar. Demek ki dert edebiyat değil de başka şeyler o zaman diye düşünmeden edemiyorum ben de... Arkadaşlar edebiyat sitelerinde şair ve yazar olunmaz. Edebiyat Siteleri, adı her ne olursa olsun, sizin daha fazla tanınmanızı sağlar, ilerisi için, eğer ki kayda değer bir şeyler yazıyorsanız tabi ki... Lay lay lom börtü böcekten kişisel dertlerinizden bahsediyorsanız sürekli zaten fazla da bir şansınız olmayacaktır o dünyanın içinde... Güzel bir yazı ben de merakla takipteyim bakalım kaç kişi yorum yazacak. Bakalım tekrar dönerim belki... Kutluyorum kardeşimi içtenlikle