Lütuf


Tarih, ondan; emperyalizmi yenen insan olarak bahseder. Askerlik hayatı boyunca 11 cephede görev yapmış, kimi zaman bire bir çatışmaya girmiş biri O…

Ama O sadece düşmanla, cehaletle, gericilikle değil küçük yaşlarından itibaren birçok hastalıkla da savaşmış biri…

Üşenmeyip aşağıdakileri okursanız belki sizler de benim gibi bir lütuf olduğunu düşüneceksinizdir.

...


Çocukluğunda malarya, tertinyana, intani hastalıklarını geçirmiş, üzerine kapı devrilmesi sonucu yaralanmış. Kardeşleri Ahmet ve Ömer gibi küçük yaşta difteri-kuşpalazı geçirmiş. Kardeşlerinin aksine hastalığı atlatmıştır. 1896 yılında çocukluğunda sıtmaya yakalanmış, bunun etkisini defalarca görmüştür. Çanakkale Savaşında, Samsun'a çıkarken ve Sivas Kongresi sırasında sıtma nöbetleri geçirmiştir. Bu dönemlerde ilaç olarak kinin kullandırılmıştır. Kinin ilacının bir yan etkisi de karaciğerde hasar oluşturarak siroza sebep olmasıdır. 20'li yaşlarının başında hayatının sonuna kadar devam edecek ağrılı, sık idrara çıkmaya yol açan, ateş yapan, bazen titreme ve terlemeye neden olan pyelonefrit'e (böbrek hastalığı) yakalanmıştır. Sürekli böbrek sancılarından ötürü Haziran 1918'de Viyana Cottage Sanatoryumu'nda, ardından Karlsbad'da kaplıca tedavisi görse de tamamen atlatamamıştır. ​

16 Ocak 1912'de, Libya Derne'de cephede çatışma halindeyken bombardıman nedeniyle oluşan toz bulutu içinde kalması sonucu sol gözüne kireç parçası girmiştir. Hastaneye yatmış fakat tamamen iyileşmeden cepheye dönmüştür. Savaş şartlarından ötürü Mart'ta rahatsızlık tekrarlamış, görev ve çatışmalar nedeniyle ancak Kasım'da Viyana'da muayene olabilmiştir. Başarılı bir müdahale geçirmesine rağmen sol gözünde şaşılık kalmıştır.

1921 yılında sol yanağında çıban çıkmıştır. 

Gençliğinden itibaren kulak egzaması nedeniyle zorluklar yaşamıştır. Kulak ağrısı Haziran 1926'da Bursa'da nüksetmiş, bu sebeple zaman zaman kulağında iltihaplanma olmuştur. 

1921 yılında Ata binerken 3 kaburgası kırılmıştır. 

1923 yılında ufak - tefek kalp rahatsızlıkları geçirmiştir. 

Kasım 1923'te savaş sonrasında ve Mayıs 1927'de Nutuk'u hazırlarken çok çalıştığı günlerde kalp krizi geçirmiştir. 

Ankara'ya davet edilen iki Alman doktor kahve ve sigaradan uzak durmasını tavsiye etmiştir. Birçok diş tedavisi yaptırmış, diş çektirmiş, üç altın diş taktırmış ve sonunda üst damak protezi yaptırmıştır. 

22 Kasım 1936'da ve 7 Şubat 1938'de iki defa zatürree teşhisi konulmuştur. 1936 Kasım ayında üşütme olayı geçirir. 

22 Ocak 1938'de siroz teşhisi konulur. Ve hastalık ilerledikçe kaşıntı, burun kanaması, bilinç kaybı, geçici hafıza kaybı yaşamıştır. Sonrası malumunuz…


Beş kardeşinden Makbule (Atadan) hariç, dördünü erken yaşlarda kaybettiği düşünülürse (Fatma 4, Ahmet 9, Ömer 8, Naciye 12 yaşlarında), Atatürk'ün hayatla kavgası daha iyi anlaşılabilir.

ATATÜRK’ÜN GEÇİRDİĞİ RAHATSIZLIK VE HASTALIKLARDAN KAYIT ALTINA ALINANLARIN KRONOLOJİSİ

1896 Manastır Askerî İdadîsine girişi ve sıtmaya yakalanması.

15 Mayıs 1909 Atatürk’ün rahatsızlığı sebebiyle İstanbul’da Gülhane Hastanesi’ne yatışı, 3 günlük tedaviyi takiben 18 Mayıs 1909 da taburcu oluşu.

16 Ocak 1912 Libya Derne’de göz yaralanması.

18 Ocak 1912 Derne’de Hilâliahmer (Kızılay) Hastanesine yatışı, bir ay tedavi gördükten sonra taburcu olması.

4 Mart 1912 Göz rahatsızlığının tekrarlaması.

10-17 Kasım 1912 Viyana’da göz hekimi Prof. Dr. Fucks’a muayene oluşu.

10 Ağustos 1915 Çanakkale Conkbayırı’nda göğsüne gelen bir şarapnel parçasının göğsündeki saati parçalaması ve Atatürk’ün ölümden kurtuluşu.

20 Eylül ve 22 Eylül 1915 Sıtmadan yatması.

5 Aralık 1915 Sıhhi heyet raporu verilmesi (İstifası Sağlık Raporu’na dönüştürülüyor.)

7 Kasım 1916 Silvan’dan Bitlis’e hareket gece öksürük şikayeti.

10 Kasım 1916 Öksürükten dolayı uyuyamaması.

12 Kasım 1916 Öksürükten dolayı uyuyamaması.

14 Kasım 1916 Öksürük nöbeti, Dr. tedavisi altına girmesi.

10 Aralık 1916 Nezleye yakalanması.

25 Mayıs 1918 Böbrek rahatsızlığı sebebiyle tedavi için İstanbul’dan Viyana’ya hareket etmesi.

1 Haziran 1918 İstanbul’dan Viyana’ya gelişi Cottage Sanatoryumu’nda üç hafta tedavi görmesi.

30 Haziran 1918 Kaplıca tedavisi için Viyana’dan Karlsbad’a gelişi.

27 Temmuz 1918 Karslbad’dan hareketle akşam Viyana’ya dönüşü.

28 Temmuz 1918 Gribe yakalanması.

2 Ağustos 1918 Viyana’dan İstanbul’a dönüşü.

28 Ağustos 1918 Nablus’ta sıtmanın nüksetmesi.

1919 >> Cemal Kutay'ın ''Sohbetler'' isimli eserine göre Mustafa Kemal'in Samsun'a gitmeden önce İspanyol gribine yakalanmıştır.

29 Mayıs 1919 Samsun’dan Havza’ya gelişi, Havza kaplıcalarından 12 Haziran 1918’e kadar yararlanması.

29 Haziran 1919 Erzurum’dan Sivas’a gelirken soğuk algınlığı geçirmesi.

20 Eylül 1919 Atatürk’ün Sivas’ta sıtmasının nüksetmesi ve Amerikan heyeti başkanı General Harbord ile görüşmesi

19 Şubat 1920 İstanbul Meclisi Mebusanı’na katılamayacağına dair Dr. Refik Saydam tarafından Sağlık Raporu düzenlenmesi

12 Ağustos 1921 Ankara’dan Polatlı’ya cepheyi incelemeye gelmesi, atına bineceği sırada atın ani ürkmesi sebebiyle yere düşerek kaburga kemiğini kırması.

16 Ağustos 1921 Polatlı’dan Ankara’ya dönüşü, kaburgalarında kırık olduğunun tespiti ve tedavi edilmesi.

12-26 Mart 1922 Böbrek sancıları çekmesi.

19 Mart 1922 Ağrıyan dişini çektirmesi.

11 Kasım 1923 Atatürk’ün Çankaya’da göğsünde ve sol kolunda şiddetli bir ağrı ile seyreden bir koroner spazmı geçirmesi.

13 Kasım 1923 Çankaya’da bahçede gezinirken yeniden bir koroner spazmı geçirmesi ve Dr. Neşet Ömer (İrdelp) Bey’in Ankara’ya çağırılması.

14 Kasım192 Dr. Neşet Ömer (İrdelp) Bey’in İstanbul’dan Ankara’ya gelişi ve Çankaya’da Atatürk’ü muayenesi.

31 Aralık 1923 – 27 Şubat 1924 Tarihleri arasında İzmir’de istirahat etmesi.

2 Şubat 1924 Dr. Neşet Ömer İrdelp tarafından açıklanan raporda Atatürk’ün tamamen sıhhatte olduğunun bildirilmesi

3 Ağustos 1925 Eşi Lâtife Hanım’dan ayrılışı Haziran Başı 1926 Bursa’da iken kulak rahatsızlığı geçirmesi.

22 – 23 Mayıs 1927 Atatürk’ün gece göğsünde ve sol kolunda şiddetli bir ağrı ile seyreden bir koroner spazmı geçirmesi ve üç gün sonra tekrarlaması üzerine Berlin Tıp Fakültesi Dahiliye Kliniği Direktörü Prof. Dr. Kraus ile Münih Tıp Fakültesi Dahiliye Kliniği Direktörü Prof. Dr. Von Ronberg’in Ankara’ya dav et edilişi.

6 Haziran 1927 Almanya’dan davet edilen Dr. Friedrich Kraus ve Dr. Ernst Von Romberg’in Ankara Çankaya Köşkünde Atatürk’ü muayene etmeleri.

22 Kasım 1936 Atatürk’e geçirmekte olduğu titreme ve ateş sebebiyle Dr. Refik Saydam ve Dr. Asım Arar tarafından zatürre teşhisinin konulması ve 5 gün yatakta istirahat etmesi.

22 Haziran 1937 Atatürk’ün Yalova’da isteği üzerine Yalova Kaplıcası Başhekimi, Dr. Nihat Reşat Belger tarafından muayene edilmesi. Bu muayenede dikkate değer bir bulgu tespit edilmemiştir.

22 Ocak 1938 Atatürk’ün Yalova’da Dr. Nihat Reşat Belger tarafından muayene edilişi ve ilk defa Siroz başlangıcı teşhisinin konulması.

23 Ocak 1938 Atatürk’ün Yalova’ya çağırılan Dr. Neşet Ömer İrdelp tarafından muayenesi ve Dr. Nihat Reşat Belger’in teşhisi teyid etmesi.

7 Şubat 1938 Atatürk’ün öksürük ve göğüs ağrısı nedeniyle gece saraya çağırılan Dr. Neşet Ömer İrdelp tarafından muayenesi ve zatürre teşhisinin konulması, on gün tedavi altında kalması.

8 Şubat 1938 Atatürk’ün Dr. Neşet Ömer İrdelp ve Dr. Nihat Reşat Belger tarafından tekrar muayene edilmesi.

27 Şubat 1938 Atatürk’ün akşam üzeri şiddetli bir burun kanaması geçirmesi bu yüzden Hariciye köşkünde Balkan Paktı üyeleri şerefine verilen yemeye geç katılması.

28 Şubat 1938 Atatürk’e Çankaya Köşkünde Dr. Neşet Ömer İrdelp, Dr. Akil Muhtar Özden, Dr. Hüsamettin Kural, Dr. Ziya Naki Yaltırım ve Dr. Asım Arar’dan oluşan bir hekim grubu tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

12 Mart 1938 Atatürk’ün Prof. Dr. Frank tarafından Çankaya’da muayenesi

15 Mart 1938 Atatürk’ün Başbakan Celal Bayar’ı kabulü, Celal Bayar’ın yabancı hekim getirilmesi isteğini tekrarlaması üzerine: “Çocuk ne yapacaksan çabuk yap, ben hastayım” demesi.

28 Mart 1938 Paris’ten davet edilen Prof. Dr. Fiessinger’in Ankara’ya gelişi ve Çankaya’da Atatürk’ü muayenesi.

29 Mart 1938 Atatürk’ü muayene eden Dr. Fiessinger’in hazırladığı raporun Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine verilmesi.

30 Mart 1938 Atatürk’ün hastalığı hakkında ilk resmi tebliğin yayınlanması, sağlığında endişe verici bir durum olmadığının belirlendiği ve kendisine bir buçuk ay istirahat tavsiyesinin yeterli görüldüğünün bildirilmesi.

28 Mayıs 1938 Atatürk’ün akşam üzeri Dolmabahçe’den Florya’ya gelişi, gece saat 21.00 de Dolmabahçe’ye dönerken fenalık geçirmesi.

29 Mayıs 1938 Dr. Neşet Ömer İrdelp tarafından muayene edilmesi ve karında su birikmesinin tespiti.

1 Haziran 1938 Devlet tarafından Cumhurbaşkanı için satın alınan Savarona yatının İstanbul’a gelişi, Atatürk aynı gün saat 15.30 da yata geçmiş olup, 25 Temmuz 1938 tarihine kadar yatta kalmıştır.

8 Haziran 1938 Dr. Fiessinger’in çağrı üzerine ikinci defa Türkiye’ye gelişi, Savarona Yatı’nda Atatürk’ü muayene etmesi.

24 Haziran 1938 Savarona Yatı ile Erdek’e gelişi. Erdek dönüşü üşütme sonucu ateşinin yükselmesi.

10 Temmuz 1938 Savarona’dan Acar motoruna geçerek Florya’ya gelişi. Deniz Köşkünde bir süre istirahattan sonra Boğaz’da Büyükdere’ye kadar gezintiden sonra Savarona’ya dönüşü. Gece ateş yükselmesiyle birlikte rahatsızlanması.

18 Temmuz 1938 Bir hafta devam eden ateşinin 36.5 dereceye düşmesi.

31 Temmuz 1938 Viyana’dan davet edilen Prof. Dr. Eppinger’in İstanbul’a gelişi ve Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ü muayene edişi.

1 Ağustos 1938 Almanya’dan davet edilen Prof. Dr. Bergmann’ın İstanbul’a gelişi ve Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ü muayene edişi. Atatürk’e Dr. Eppinger ve Dr. Bergmann’ın da katılışıyla sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

3 Ağustos 1938 Atatürk’ün Dr. Eppinger ve Dr. Bergmann ile birlikte muayene ve konsültasyonu.

4 Ağustos 1938 Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda Dr. Bergmann’ın da katılışıyla Türk hekimlerle birlikte konsültasyonu.

5 Ağustos 1938 Atatürk’e Dr. Bergmann’ın katılışıyla konsültasyon yapılması.

6 Ağustos 1938 Atatürk’e Dr. Bergmann’ın katılışıyla konsültasyon yapılması. Atatürk’ü muayene için çağırılan Dr. Bergmann ve Dr. Eppinger’in memleketimizden ayrılması.

5 Eylül 1938 Atatürk’ün vasiyetnamesini yazdırması.

6 Eylül 1938 Dr. Fiessinger’in üçüncü defa gelişi, Dolmabahçe’de Atatürk’ü muayene etmesi.

7 Eylül 1938 Dr. Mim Kemal Öke tarafından Atatürk’e karın ponksiyonu yapılması. Bu müdahalede Dr. Fiessinger de bulunmuştur.

22 Eylül 1938 Dr. Mim Kemal Öke tarafından Atatürk’e ikinci defa karın ponksiyonu yapılması.

26 – 27 Eylül 1938 Hastalığının karaciğer koması tehdidi göstermesi.

27 Eylül 1938 Atatürk’e sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

6 Ekim 1938 5 Eylül 1938 tarihli vasiyetnamesini Dolmabahçe’ye çağrılan İstanbul Altıncı Noteri İsmail Kunter’e teslimi.

16 Ekim 1938 Atatürk’ün karaciğer komasına girmesi.

17 Ekim 1938 Koma halinin ciddi olarak devam etmesi Yayınlanan bildiride ilk defa Atatürk’ün hastalığının karaciğer hastalığı olduğundan bahsedilmesi.

18 Ekim 1938 Koma halinin devam etmesi.

19 Ekim 1938 Atatürk’ün zaman zaman açılması, akşama doğru komadan tamamen çıkması. Sağlık Bakanı Dr. Hulusi Alataş’ın sürekli ve danışman hekimlere Atatürk’ün tedavisinde gösterdikleri başarı nedeniyle Bakanlar Kurulunun tebrik ve teşekkürlerini bildirmesi.

20 Ekim 1938 Komayı atlatan Atatürk’ün tamamen kendine gelişi. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’nin Atatürk’ün sağlığı ile ilgili bildirisinde umumi durumun iyiliğe gittiği, sinirsel belirtilerin tamamen geçtiğinin belirtilmesi.

21 Ekim 1938 Atatürk’ün sağlığı hakkında yayınlanan iki bildiride geceyi ve gündüzü rahat geçirdikleri ve umumi durumda iyiliğin devam ettiğinin bildirilmesi.

22 Ekim 1938 Doktorların saat 20.00 de yayınladıkları bildiride hastalık normal seyrine dönmüştür.

23 Ekim 1938 Atatürk’e sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

27 Ekim 1938 Atatürk’e sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

3 Kasım 1938 Atatürk’e sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

5 Kasım 1938 Atatürk’e sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

6 Kasım 1938 Atatürk’e sürekli ve danışman hekimler tarafından muayene ve konsültasyon yapılması.

7 Kasım 1938Atatürk’e Dr. Mehmet Kamil Berk tarafından üçüncü defa karın ponksiyonu yapılması.

8 Kasım 1938 Atatürk’ün karaciğer komasına girmesi.

9 Kasım 1938 Koma halinin devamı.

10 Kasım 1938 Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda saat 9.05 te (Dokuzu beş geçe) ölümü Atatürk’ün ölümünü takiben Dr. Nuri Hakkı Aktansel tarafından yüzünün ve sağ elinin mulajının yapılması.

….

Başka söze gerek var mı bilemiyorum.

Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.

Saygılarımla…

10 Kasım 2021 11-12 dakika 16 denemesi var.
Yorumlar (4)
  • 2 yıl önce

    Yaşadığı bunca sağlık sorununu bahane etmeyerek bir ulusun kaderini değiştirdi ne denebilir iyi ki var demekten başka saygımız da sevgimiz de inancımızda sonsuz

  • 2 yıl önce

    Ne Mutlu Türküm Diyene ! ... var ol adaş... kalemine bereket !