M. D 4

Aklımdan geçenlerin haddi hesabı yok. Buraya nasıl geldiğimi bile bilmiyorum. Öncesinde bir kumarhanenin tuvaletinde eski karıma seni seviyorum mesajı atıyordum anlaşılan borç isteyeceğim. Sonrasında olumsuz bir kaç gelişme ; hızlı yaşanan bir kavga, kendimi kaybedişim,sarhoşluk, bir mafya babasının kızına öpücük onun abisine yumruk, bir kırık masa gözümün önünde fotoğraflanıp geçiyor suç mahallindeki Holmes gibiyim her şey çok açık ; kaybedince delirmişim ve en son olarak beni bir karakola değil de arka sokağa cezamı çekmem için kurban olarak bırakan iri kıyım 5 veya 6 kişi en fiyakalısının ayakkabısına kusuşum diğerinin kaburgama tekmesi kusmuğuma kan karışması ve benim bu ikilinin üstüne yığılmam müthiş bir son benim için.

Bundan sonrası karanlık hiç birşey hatırlamadığım kısım.

Böyle bir durumdayken kendi beyninizin içinde sıkışırsınız, ehvenişere inanmak benim için fazla iyi bir seçenek yinede öldürülecek adamı kaçırıp bir çölde kral dairesine yerleştirmek her aksiyon filmi kahramanının hayalidir. Umarım beni kıskanmıyorsunuzdur.. Ayrıca bu bizim kral da kral adammış, canım kardeşim.

İçeri giren biri var ama sesi yok, sadece çıplak ayaklarının üzerinde bir ninja edasıyla süzüldü yatak odama, rüzgar elbisesini dalgalandırdı ve çırptı, etek ucundaki patlama infial yarattı oda halkında, kendisi de rahatsız oldu bu durumdan, elbisesini avucuna sıkıştırıp daralttı eğildi sadece dizlerinden bir esnemeyle bir selamlama ile beraber elindeki tahta bardağı bana uzattı.

- uzun zamandır sizi bekliyorum efendim, hoşgeldiniz, gelişiniz Kayabna halkında büyük bir umut yarattı siz bize onun armağanısınız. 

- o?

Ve yine ben ve sanki frekans ayarı bozuk benim beynim neye takıldı yine

Kız kocaman gözlerini süzdü, güneşten çekip üstüme bıraktı sonrada yukarı baktı.

- ha sen tanrıyı söylü.

Sözümü kestim. Tanrıyla olan samimiyetimi başkalarının yanında ilan etmeyeceğime söz vermiştim. Sonuçta sadece dualarda baş başa kalınca ona sen diye seslenme fikri benden çıkmamıştı.

Kız elime bardağı tutuşturdu yanıma oturdu

- iç sana iyi gelecek dedi

- bu ne ve sen kimsin dedim. ilk defa bir kadına karşı omurgalı davrandım

- bu senin kendi özün dedi ve ilk defa biri konuşurken dil hareketini hissedebiliyordum, yine de bir soru işareti fırlattım gözlerine sonuçta insan ne içtiğini bilmeli.

- sadece iç, zaman senin için çok farklı işlemiş inan kendini buldukça anlayacaksın her şeyi

Kahretsin! Bu kadar tatmin edici bir konuşma bu kadar ikna edici bir ses bu kadar güvenilir bir tavır olamaz. Umarım maydanoz suyu yada şu diyet kürlerinden değildir. 

- içiyorum. Deyip bir onay aldıktan sonra aşırı kıvamını şeffaftan beyaza dönen rengini dert etmeden içtim o ara elini dizime koydu. Aman tanrım! bir tuzak nerede görsem tanırım. 

Umarım şu hatırlamadığım kısımda çok çalışıp devlet kademesinde önemli yerlere gelmişimdir ve özel kuvvetler bir kaç helikopterle buraya gelip beni kurtarma operasyonunu bana zarar gelmeden tamamlarlar, ben şansıma hep güvenmişimdir ve şuan tam da buna ihtiyacım var. 

Canlanıyor vücudumun uzun zamandır hissetmediğim yerleri pazularımda bir patlama meydana geldi bacaklarım o kadar sağlam ki binlerce kilometre koşabilirim. Bunun mümkün olacağını hiç düşünmemiştim. Şaşkınlığım ve kendime özgüvenim aynı sıçrayışı yapmıştı büyük bir ihtimal bakışlarım bile keskinleşmiştir.

- ne oluyor. Diyebildim acıyı hissetmek bile bir haz veriyor bana.

- dediğim gibi efendim. Yeniden kendiniz oluyorsunuz. Diye cevap geldi esmer güzeli kadından. Gözlerime baktı elini göğsümde bekletip izlemeye koyuldu evrimimi.Artık rüzgarı bile hissediyordum kaslarımda,