Manevi Çıplaklığın Geleceğine Bakış

Son günlerde yaşanan insanlık trajedisi denilecek derecede üzüntü verici olaylar çocuklara biraz daha dikkat etmemiz gerektiği işaretini verdi. Manevi değerleri cinsellik
tanrısının/ tanrıçasının karşısında kurban edenler nasıl bir gelecekle karşılaşacaklarını artık görmeleri gerekiyor.
Frenleri patlayan bir arabanın nelere sebep olacağını görmek için illa da arabanın frenini patlatmak mı gerekir?
İşte gözlerimizin içine sokulurcasına manevi çıplaklığın geleceğini, sonunu Siirt'te yaşanan olaylar göstermektedir.
Daha kendileri çocuk denecek yaştaki gözü döndürülmüş olanların karıştığı vahşet akıl alacak türden değildir.
İki kız kardeşin başvurusu sonucu (sayıları yediye çıkan kızların) gündemi atam bombası gibi sarsan olaylar zincirinin ise manevi değerlerden yoksunluğun nelere neden olacağını çok iyi göstermektedir.
Üniversitede okuyan gençlerin karıştığı olaylar, iki arkadaşı bir arada idare etmeye çalışırken ikisi tarafından da tacize uğrayan kızlar, çocuğu tarafından ihanetine şahit olduğu için çocuklarını öldüren anneler bunlardan bazılarıdır.
Şeytan ilk insanlar olan anne ve babamız Adem ile Havva'ya yasak meyveyi yedirip günaha girdirdikten sonra ayıp yerleri kendilerine görünmüştü.
İşte Allah'ı göz ardı eden zihniyetlerin yaşadığı her yerde ayıplık bir müddet sonra normal bir yaşamın parçası haline gelecektir. Hatta ayıpsanacak davranışların içeriği bile değişecektir.
On sekiz yaşına kadar meşru olmayan her hangi bir cinsel deneyim yaşamamış bir erkek garipsenecektir. Sevgililer gününde kendisine bir hediye alacak sevgilisi olmayan kızlar çirkin olarak görülecektir.
Bunu en açık bir şekilde Lut peygamberin kavminde görmekteyiz. Lut peygamber, eşcinsel olan halkını, bu çirkin davranışı terk etmeye davet ettiğinde toplumun ahlakını(!) bozduğu için toplumdan dışlanmıştı.
Özellikle son birkaç yılda tekrar cinsel içerikli diziler, filmler erken saatlerde yayınlanmaya başlamıştır. Ailelerinin yanında seyredemeyenler soluklarını internetlerde almaktadır. Sınırlayıcı olmayan, kontrol dışı yerlerde çocuklar şehvet tanrınsın nefesiyle kendilerinden geçmektedirler. Hasan Sabbahların sahte cenneti gibi internetin sahte cennetlerinde sözde mutluluğu yaşamaktadırlar.
Ancak bu çarpık ve sapkın eğilimler bir müddet sonra sanal ortamlardan görünen dünyanın kıyılarında peydahlanmaktadır. İşte o sırada şeytanın ayağa kaldırdığı şehvet tanrısı, kendini dizginleyecek manevi kalkandan/ takva elbisesinden yoksun olanları bir bir kurban olarak almaktadır.
Üç, beş yaşındaki çocukların tacize uğraması, insan şeklinde görünen yüzlerce garabet varlığın, daha çocuk denecek yaştaki kızlara birkaç kuruş veya çikolata karşılığı, sınıfta bırakma, ailelere haber verme gibi tehditlerle tacizde bulunması freni patlayan inançsızlığın nelere neden olacağının en açık göstergesidir.
Taciz, cinayet, uyuşturucu gibi insanlığı derinden yaralayan çirkinliğin hangi yaşlara kadar indiği görmek için haberleri takip etmek yeterlidir.
Son günlerde İzmir'de yaşanan seri cinayetler de dizginlenemeyen şehvetin, hırsın ve öldürme tutkusunun manevi çıplaklık sonucu nerelere varacağını göstermesi açısından önemlidir. Habil'in kardeşi Kabil tarafından öldürülerek ilk kanın toprağa düşmesinden sonra ölümün sıcaklığı, şeytanın nefesinden insana sevdirilmiştir.
Bu nefesi kesecek tek kalkan iman, ibadet ve takvadır. İman suyuyla arındırılmayan ruhlar her türlü ahlaksızlığa, cinayete, vahşete, tacize, neden olacaktır.
Hadi geç kalmadan manevi soyunmuşluktan kurtularak, takva elbisesi ile yeniden insanlaşma sürecine yol almaya ne dersiniz...

28 Nisan 2010 3-4 dakika 59 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar