Masum Dost

Yorulmadın mı çocuk ?

Hayata karşı gittikçe ağırlaşan adımların yormadı mı seni ?

Bıkmadın mı ?

Her hayalin gerçeklikle yıkılırken yeni hayaller kurmaktan...

Acımıyor mu ?

Koşarken kanattığın dizin...

Her defasında acıyı tatmana rağmen nedir bu koşma isteğindeki inatçılık ?

Görmedin mi çocuk ?

Göstermediler mi sana insanlığın karanlık tarafını ?

Görme...

Görmemelisin zaten. Yoksa karanlık içine çeker seni. Kaybolur masumluğun,temiz kalbin.

Sen insanları pamuk şeker kadar tatlı bil hep olur mu ?

Acı biberi tattırmasınlar sana.

Oyunlarının içine savaş katma yoksa oyuncakların darılır sana. Gerçek dostlarını kaybetmemelisin, insanlara mecbur kalmamalı minik kalbin...

Karanlıktan hiç korkma olur mu ?

Gelecekteki dostunu da kaybetmemelisin ve en önemlisi gülümse olur mu ?

Çiçekler kaybetmemeli kokusunu, gökyüzü maviliğini.

Kaybetmemeli yıldızlar parlaklığını, gece masum dostunu...



23 Ağustos 2021 30-60sn 35 denemesi var.
Yorumlar (8)
  • 2 yıl önce

    "Her defasında acıyı tatmana rağmen nedir bu koşma isteğindeki inatçılık ?" Bu cümle yetiyor çocukluk mazisini anlatmaya. Anlamlı bir yazı okudum. Bu sayfa gittikçe daha güzel yazılar okutuyor. Saygılarımla... Tebrikler:))

  • 2 yıl önce

    Şiir tadında bir deneme. Yüreğinize sağlık.

  • 2 yıl önce

    Sen insanları pamuk şeker kadar tatlı bil hep olur mu ?

    İnsanların görünüşü tatlı sözleri yapmacık gülüşleri seni bir yere kadar uyutuyor bazı olaylar Başa gelince herkesin içi dışına çıkıyor o zaman insan hem insanlardan hem yaşamaktan Bir tat alamaz oluyor ve yalnızlığa doğru tek başına kalıyor insan yaşarsa bir şeyleri bilmeden Görmeden her şey yolunda gibi sanıp yaşamasıdır gerçek dünyanın yüzünü gören acı çeker Anlamlı bir eserdi tebrik ederim saygılar sunarım

  • 2 yıl önce

    Ah ki ah! Keşke çocuklar kadar temiz, çocuklar kadar sevecen, çocuklar kadar masum olabilsek biz büyükler... Ama olmuyor bir türlü. O bitmez tükenmez egomuz, hırsımız, hep harsımızın karakterimizin önüne geçiyor büyüdükçe küçülmemiz gerekirken kendimizi dev aynasında görme duygumuz hep ağır basıyor. Çuvaldızı önce kendimize batırmamız gerekirken, iğneyi de çuvaldızı da başkalarına batırmayı bir marifet zannediyoruz. Sonra bir bakmışız ki ömür bitmek üzere. Ömür dediğin bir göz açıp kapama zamanı aslında, bir de insanoğlu bunun farkına varabilse. Kutlarım Gizem hanım biraz daha uzun olsa daha da iyi olurdu ama yine de iyi idi...