Mevlana'da Kutsaldır Sessizlik

Televizyon kanallarında yüzlerce dizi. İçerik amaçları sadece sansasyon yaratmak ve devamında bol bol reklam alıp para kazanmak. Dizi sektörü gelişti. Bir sürü insan baş artistlerin, sanatçılığı oyuncu yetenekliği tartışılır, üst düzey para kazanmalarının dışında öteki emekçiler için önemli bir ekmek kapısı olmaya başladı. Bu olumlu yani figüranlar açısından. Elbette Polat'ın kazandığı mühim miktarlar küçümsenmeyecek ölçüde ama yetenek sıfır da olsa sert bakışları konuşmaları Memati ve Abdülhey katılımında Türk Milliyetçiliği önemli ölçüde puan da topluyor.

İnsan düşünmeden edemiyor. Öldürmeye odaklanmış bir dizi de Ersoy'un Türkiye gibi bir yer de ordu kurmasını ve Polatın Vietnam tarzı helikopter sahnesinde silahla taraması orduyu. Zaten Sayın Devlet Bahçeli de demeçlerinde çok sert. Yalnız o mu? Tüm Liderlerde var bu durum. Başbakanımız Sayın Erdoğan'dan tutunda Sayın Kılıçdaroğlu'na kadar uzanan sertlik içerikli konuşmalar neler kazandırır neler kaybetirir bilinmez ama politikanın amacı da bu olsa gerektir. Bu dizlerin başröl artistleri yatırım yapıyorlar. Çünkü her hangi bir güvenceleri yok. Yalnız bu yatırımlar vergi bazında Devletin kasasına ne kadarı giriyor bilinmez ama öte yandan trilyonlarla biçilen Ferrariler yüzlerce ev abartı mı? Peki asıl diziyi sürükleyen şamar oğlanları şamar kızları ne alemdeler? Belki önemli bir rol alırsam benimde hayatım kurtulur mu düşlerindeler? Evet bu arada Fatma Gül'ün suçu ne ve Öyle geçer ki zaman dizisinde yaşananlar? Tecavüz sahneleri. Küçük kahraman Osman'ın tecavüze uğruyan annesi Cemile'ye bakışı nasıl izah edilebilir? O saatte çocuklar filan ayaktayken çocuklar sormazlar mı perdelerin arkasında neler olduğunu ve Cemile'nin perişan halini? Fatma Gül'e nispet mi yaptılar yani? Öteki dizleri anlatmaya gerek bile duymuyorum.
Hele Arka Sıradakiler ve Papatyam Dizisi. Özellikle Papatyam dizisi. Adam resmen mahallede kadın bırakmamış. Yani dörde kadar serbest'i yerine getirmek için elinden geleni ardına koymamış.
Kim çıksa karşısına oğlu kızı...Son hanımı iyi geniş yürekli. Durumu kabullenmiş vesselam...Bir de babacan bir de babacan! Çok bilgili. Kasaplık konusunda ve etin tadından anladığı da belli yani. Nasihatlerde üstüne yok...

Bu arada diğer bir nokta; bu dizilere konu olmuş kitaplar ve yazarları. Mirasçılarının edebiyata bakış açıları da önemli? Para mı edebiyat mı lise tartışması? Kemal Sunal'ın Adile Naşit'in öldüğünden emin misiniz?

Bu laçka olma durumlarını başımıza saranlar bu gün Politika sahnesinde yoklar. Serbest Piyasa Serbest Piyasa Ekonomisinden başka ne bekleyebilirdik?

Mısır piramitleri İstanbul da değil mi üniversiteliler? Atatürk kimdi? Tık yok. Fatih Sultan Mehmet kimdi? Tık yok.

Say bakalım dört büyük takımın futbolcularını...Maşallah maşallah...Kültür bu. Serbest Piyasa bu...Daha ne olsun?
Şifrelemeler de vardı değil mi? Liselerin gariban çocukları caddelerdeler...Bari onlar boşuna bağırmasa haksızlığa... Atatürk'ü tanısa piramitlerin Mısır'da olduğunu bilse...

Mevlana'da sessizlik var aslında. Ney yok...Ney'in anlamı kendini unutmak kendinde kaybolmak. Üflemek ve sesli zikir de yok...Hele def çalgı dönme hiç yok...

Kültür işte....anlayana...

26 Nisan 2011 2-3 dakika 181 denemesi var.
Yorumlar