Olmayanlar ve Yaşanmayanlar Üzerine

Bazen hayat her arzumuzu gerçekleştiremiyor. Ne kadar istersek isteyelim, bazen olmuyor. Sanki hayatın bir bildiği var da, o bildiğine takılı kalıyor ve bizi de o yönde sürüklüyor. Bizse sadece izliyoruz; olanı değiştiremeden, elimizden kayıp gidenleri seyrederek.


Bu noktada sükûnetimizi bozmadan kabullenmek mi gerekir? İnsan ne kadar istemese de bir noktada ayak uydurmak zorunda kalıyor. Ama o arzular, gönlümüzün derinliklerine gömülüp orada saklanıyor; bazen bir anıyla, bazen bir şarkıyla yeniden yüzeye çıkmak üzere.


Yaşayamadığımız bir hayatın hayalini kurmak ya da pişmanlıklarla oyalanmak pek fayda etmiyor. Bir noktadan sonra insan yıpranıyor, kırılıyor, umutsuzluğa kapılıyor. Yine de, istediğimiz hayat için çabalamak gerekiyor. Fakat dediğim gibi, bazen hayat yüzümüze gülmüyor.


Bu ister yarım kalmış bir aşk olsun — birine gönlünü vermişsindir ama karşılık alamamışsındır;

ister uzaklara sürüklenmiş bir ihtimal;

ister çok istediğin bir okul, iş ya da kaçırılmış bir fırsat olsun...

Olmadı. Yaşanmadı.

Peki şimdi ne yapacağız?


Açıkçası ben de tam bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var:

Her istediğimiz şey, bizim için gerçekten iyi olmayabilir. Biz anın etkisindeyken bunu fark edemeyiz. Zaman geçtikçe, hayat daha iyisini, daha hayırlısını karşımıza çıkarabiliyor.


Bazense ne daha iyisi gelir, ne de unutmak mümkün olur. Sadece o şeyin hayalini bile kuramaz hâle geliriz. O zaman geriye bir tek şey kalır: kabullenmek. Hayata saygı duymak.


Hayat önceden mi yazılmıştır, yoksa her şey sadece tesadüf mü, bizim seçimlerimizin sonucu mu — bu sorunun kesin bir cevabı yok. Çünkü bazı günler her şey birer rastlantı gibi görünürken, diğer günler yaşananlar sanki çoktan yazılmış gibi hissettiriyor.


İlginç olan şu:

Her iki durumda da içimde bir umut oluyor.

Olayın önü karanlık ve buğulu bile olsa, bir şekilde yoluna gireceğine inanıyorum.

Neden mi?

Bilmiyorum.

Ama genelde de öyle oluyor.


Yine de, bazen kabullenişler bir kaçış, bir saklanma biçimi olabiliyor.

Hayata karşı savaşmak gerek belki de — her şeyimizle.

Ve kazandığımız zaman, o anı sımsıkı tutup, bir daha hiç bırakmamak gerek.

28 Mayıs 2025 2-3 dakika 5 denemesi var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (2)