Parçalanma Korkusu

Hayatımızın bir çok evrensinde çok çeşitli paçalara ayrılmışız. Bunları say say bitmez. Doğunca insan önce birimiz oğlan birimiz kız. İki ayrı cins. Zaman içinde yaşlar ilerledikçe aynı cinsler arasında gene farlılıklar, kimi uzun, kimi kısa, kimi ela gözlü kimi mavi. Kişilik özellikleri ise insanların saymakla bitmez.

İnsanları aynı dili konuşanlar diye ayırdığında bu bir parça eder. Fakat bu parçanın içinde yukarda saydığımız ve sayamadığımız o kadar çok ayırıcı özellik olur ki. Artık aynı dili konuşsa dahi insanlardan birbirlerini anlayamayanlar olur.

İnsanlar huylarıyla, meslekleriyle, yaşlarıyla farklılara sahiplerdir. Ama tüm bu yönlerini bir kenara bırakınca insanların o çok kadar ortak yönleri vardır ki. Farklı cins veya farklı milleten olsun yaşlısı gencinde hep bir adalet, doğruluk, dürüstlük gibi kavramlara önem verme, onu her zaman güzel erdem olarak bilme gelir.Kimi insanın bunlarla hiç alakası yoktur belki, ama gerçekten düşündüğünde aklı selimle, hayır demez.

İnsanoğlunu çok çeşitli özellikleriyle gruplandırmak ayrıştırmak, kamplara bölmek pek zor değildir. Ama özde bakıldığında herkesin ortak istekleri vardır. Hayattan beklentileri güzel bir aileye sahip olmak, eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçlarının sağlanmasını ister. Her insan bu ortak ihtiyaçları çevresinde bir çaba içindedir.

İnsanca yaşamanın önündeki engelleri kaldırmak için çalışmak uğraşmak bireysel ve toplumsal bir görevdir. İnsanlar bu çağın ulaştığı eğitim, ulaşım, adalet güvenlik seviyeye gelmesi için çalışılmalıdır. Kimi Hakkari'nin Dağında kitap defter görmeden ömür geçiyor, kimide hangi özel okula gideceğini seçememek gibi bir durumdaysa işte asıl paçalanma budur. Bu olduktan sonra başka nasıl bir parçalanmadan korkacaksınız. İstanbul'un göbeğinde insanlar hastane, hastane dolaşırken acil servisler önünde can verirken, bir tarafta estetik ameliyatlara milyonlar harçayanlar varsa bu parçalanmadır, bir toplumun parçalanmasıdır.

Arınç daha gerçen söyledi,bir yolunu bulup askerliğini evinin yakınında yapanlar bir tarafta iken, bir tarafta teröristlerle göğüs göğüse çarpışanlar var. Aynı vatanın evladları değil mi bunlar neden bu farklılık; parçalanmışlık.

Vatan bölünüyor diye ortalığı yıkanlara baksan tüm ayrıcalıklar onlarda, gel kardeşim bırak bu öncelikli olma halini dersen hayır der. En büyük bölücü kendisidir bunu anlamaz. Vatandaşlara eşit hakların verilmesini hazmedemez, vatan bölünüyor derken, asıl birleştirmeyen, asıl parçalayan kendisidir bunu bilmez.

Özelde doğuya bakarsan büyük bir ayrıcalıklı kesim var. Büyük bir ayrıcalıklı derken kendileri az sayıda fakat ellerindeki imkanlar büyük. Terörü besleyende onlar. Televizyonda izliyoruz kimi hainler onlarla birlik olup bu ateşin sürmesine yardım etmişler, ediyorlar. Neden bu şekilde hareket ediyorlar asıl gayeleri kendi güçlerinin devam etmesi, sıradan halkın imkanlar konusunda eşitsizliği mahrumiyeti devam etsin. Etsin ki onlar diledikleri gibi at koştursunlar. Demokrasi gerçekten uygulansa parçalanma getirmez, aksine birleştirir. Hak adalet üzerinde bir birleşim tüm halkın lehinedir.

Asıl korkulan parçalanma ki bunu yaşıyoruz: Şehrin varoşlarıyla lüks semtlerinin yüksek duvarlarla çevrilmesidir. Sanki kendine özel bir alan oluşturmuş. Bir yerde kendini oraya hapsetmiş. Bu kesimin yaşantısına baksan büyük halk kitlesinden uzaktır onlar. Aynı havayı solumuyoruz, aynı toprağa ayağımız basmıyor sanki. Onlar çoktan dünyanın sırrını çözmüşlerdi nasılsa. Hayatta bir elit takım olmalı ya onlardır. Kendileri güya o halkın içinden gelmiş onları en iyi bilendir. Halbuki hiç alakaları yoktur. Onlar çoktan yükünü almış artık dünya endişesi taşımayan ehli keyf insanlardır. Ne kira, yol parası, ne sağlık onları böyle sorunları yoktur. Sorsan bu kesime en demokrat onlardır. Herkese eşit sosyal haklar verilmeli, iyi bir hayat stadartlarına sahip olacak imkanlar verilmelidir.

Sözlerinde hep birleştiricidir fakat şu elindeki pastadan bir parça ver desen seni gidi bölücü seni bana ne kalmış ki sana vereyim der. Adalettin, huzurun her yerde olduğu insanların eğitim, sağlık, güvenlik konusunda eşit olduğu, parçalı olmadığı bir dünya dileğiyle.

13 Ekim 2009 4-5 dakika 14 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 14 yıl önce

    Çok konuşuyorsun ama öz söylüyorsun. Da sivrisinek saz davul zurna az.. sesini duyurabiliyormusunud83euddd0

  • 14 yıl önce

    Yazdıklarım bir yerde konuşma, sesli düşünme şekli. Kendi içimde tutarlı olmayı öğreniyorum. En son eklediğim yazı aslında ilk yazdığım deneme. Okur yazar olamak için yazmaya başladım. Tabi bunları yazarken sırf insan Dahası ben kendim için yazıyorum dersem yalan söylemiş olurum. Bunu söylemek sanat sanat içindir demek eş. Ben buna katılmıyorum yapılan iş elbette bir hedefi vardır. O da bugüne doğrudan etkisi olmasıyladır. Doğru bildiklerimi dilim döndüğünce yazıyorum. Bunlar yüzde yüz doğru ya da yanlışlığı tartışılır ama dile getirmek gerekiyor. En azında dildeki ifade etme şekillerini öğreniyoruz. Çok önemlidir her şey düşüncede başlar sonra dile dökülür ve eylem meydana gelir. Bu zincir hep böyledir. Despotlar o yüzden düşünce özgürlüğüne karşıdır. Tüm haksızların sonunu getirecek kıvılcım ordan çıkar.