Patetik Bir Şarkının Senfonisi

"'Eğer yazım hoşuna gitmek mutluluğuna erişmezse, kızmasın bana okur. Düşüncelerimin en az tuhaf olduğunu senin kadar bende savunuyorum , saygıdeğer insan''..




Ön Söz ...
Hangi şarkı bilir bunu tapınırken suretine
sen severken bi cüz kainatı içersin ,ben bir neyin en tiz nağmelerindeyim ,sırtıma saplanmış bir gökyüzü
kanıyor ,şarkılarımdasın şarkılarımdasın. Kalbimin ortasında sadece bir göz olduğunu düşünüyorum, o seni hissettiği kadar beni de hislendiriyor. O seni sezdiği kadar beni de ele veriyor. Kumların sayısına karışan kalbim ki, sizin kalbinizle aynı kum yığını. İçimdeki ses kalbimin dışa vurması, dışımdaki ses kalbimin tek misafirine



1. Şarkı
Sesi dindirmek için , sese dönen dilsizler için buradayız; daha evvel söyleyemedim, yanındaki -ben- ve şu anda zaman soluktur gözlerimizde. Zen ayinleriyle ilgili değil, karıştırma. O aydınlık güneşin tam da arkasında . Oysa mevzu disiplinden kurtulan gölge, hemen solunda. Nereden konuştuğumu bilemezsin. Ah hayır; konuşmamaya geldiğimizi biliyorum. Kendi bedenimle sesim arasındayım; öyle bakma, yoksa aşk bir suçu gerektirirdi, feyz alınan dinginlikten uzakta. Saniyeleri unutman gerekirdi mesela.

2. Şarkı
Ben bu macerayla ilgili onu meczup kılacak bir çölde bir takas yaptım. Kumlarda kasılan güneş; çatlayan "hiç" yarıldım ortadan ve geçmişi geçmişte bıraktım. Renkleri konuşmayı sevmem fakat; ama onları konuşturmayı severim. Ah turkuaz. Bir küpü dolduracak kadar zehirli bir hayal arkamda, çölde. Omzumun üzerinden döndüm ve "ben kimseyi bu kadar sevmedim" dedim. Kurtuluştan hiç söz etmedim; ondaki hezeyana sahip olamadık çağlar boyunca. İnler basıldı ve kavruldu, sular dondu ve çözüldü; çölde ıslak, ne yapsak kurumadık...



3. Şarkı
Kumar oynuyorum sözlerinle hem de ateryo sklerozlu cinsten...Cümlelerinin sonuna kelimelerimi koyuyorum bu kez görüntüm progeria gibi. Göz büyümesine düşmedim hiçbir zaman... Tanrının gözlerindeki nem ...Beni anla, anla beni... Var olduğum yeri ve onun hareketini duy, akılsal okyanus... Tanrının bakışındaki nem... Hiçbir aşkta ceza yok .. Ölümünde, ölümle birleşen karanlığın güzelliği var... nemle... bedenle... gölgenin hareketiyle... güneşin yokluğu, ışığın kaçışı var... Beni parçalayan, ateryo sklerozlu ölüme kaşındıran ışığın, güneşin kaçışı var... Öldür beni hareketlerinle, yokluğuma yuvarla beni, bilincinin kaybına bütünle...



4. Şarkı
Yüzyıllardır bu engin apaçıklıkta kaçak yaşıyorum... :Işık gibi ya da bir Ortadoğu sömürgesiyim galiba... İnsiz koloniyim... Bana iskeletinde bir gün ver... Kırılırım ! İç yüzünde çatlayan buğu olurum... Daha öncesi iskeletimde bir arzunun kaybetmediği hiçbir şey olmadı...Bir şey söylesen de burada söz'ler olay çıkarmaz... Dipteyim ve kumdaki ışık derinliği avcı keşişi gölgeler ulaşmaz bana... Yine de suskunluğun cenazesinde değiliz...

30 Nisan 2017 2-3 dakika 51 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Sanırım ;

    Her bölümde şarkıyla süslemek gerek hayatı

    Ve yazmak gerek

    Susanlara inat

    Kutlarım ...