Rastlantı

Ama sevgili biricik yegane mutluluğumun olmazsa olmaz prensesi ne yapayım? İnsanlar
boyuna tüketiyorlar. Aşkı politikayı hatta ihaneti bile. Eskiden ihanetlerin tadı tuzu vardı.
Şimdi olağan normal gibi yaşanıyor ihanetler de.

Yok ama bu gün size geleceğim usumda değildi ve tastamam rastlantı ,düşünce kayması oldu.
Hem sonra bilmem bilir misiniz en son sizi dudaklarınızdan öperken, yok öpüşürken karşılıklı
şap şup demiş miydim bir kütüphane dolusu kitabı sokak çocuklarına bağışladığımı.
Bakın paylaşım duygum ne kadar da gelişmiş. Bir de bana zaman zaman bencil yaratık dersiniz.
Ama hayır kızmıyorum böyle dediğinizde. Hatta hoşlanıyorum bile. Hem niye ben sabahtan
beri "Siz" diyorum da neden ikaz etmiyosunuz beni? Oysa iyileştiğimi ima eden siz pardon
sendin geçenlerde.

Acımadım kitaplarımın hiç birine. Oysa hepsinde de imzam vardı. Okunmuş onaylanmış babında...
Yalnız şey dedim oradaki görevliye; bu canların kıymetini bilin. Ben doğurdum onları. Görevli
aptal aptal bakmıştı yüzüme. Çekingen merak etmeyin dediydi sonra...

İyi oldu aslında sana uğramam. Az önce yolda iki genç sarmaş dolaş olmuş öpüşüyorlardı.
Erkek kızın boynundan öpüyordu. Doğrusu bu denli cüretkâr olacaklarını tahmin etmezdim.
Beni dinliyor musun? Ne dedin anlamadım? Çok mu şekerim? Çok çok mu canınım! Ne sarılmamı
mı istiyorsun? Ben de çok özledim! Boynundan mı? Gıdıklanırsan karışmam bak! Mucuk mucuk...

08 Mayıs 2011 1-2 dakika 181 denemesi var.
Yorumlar