Rüzgara Karşı Ulukaya Gibi Ol
Her karşılaşmamızda " benim hakkımda ne yazacaksın?"diyerek beni düşünmeye sevk ettiği için öncelikle kendisine teşekkür ediyorum,söz uçar yazı kalır demişler.Her iş yerinin ilk anayasa maddesi şudur:"Biz bir aileyiz." Kulağa hoş gelen bu kavram uygulamada ne yazık ki geçerliliğini ve güvenirliğini yitirmektedir.Öyle ki ailede samimi ilişkiler kurulurken iş yerinde daha çok resmi yani hiyerarşik ilişkiler kurulur.Ailede bir birey hastalansa tüm aile bireylerinin huzuru kaçar ve ailelerde yaşa göre iş bölümü vardır oysa işyerlerinde "adamına göre" iş vardır.Ailede ortak duygular ve paylaşımlar hakimken işyerlerinde kurallar ve çatışmalar hakimdir.Madem ki biz bir aileyiz, kar da zarar da ortak olsun ve kimse sabit maaş almasın...Çocukluğumuzu hatırlayalım,babalarımızın beş yaşımızdayken verdikleri harçlıkla on beş yaşımızda verdikleri harçlık aynı mıydı? Anne ve babalar evlatlarını kolay kolay evlatlıktan reddedemezler ancak iş verenler hatalarınızı yakalamak için fırsat kollayıp kapının önüne bırakıverirler,sudan çıkmış balığa dönersiniz.
Yaklaşık yirmi yıldır bu sektörde çalışıyorum dile kolay, bazılarını tanımaktan mutlu olup gurur duydum bazılarını ise tanıdığıma bin pişman oldum.Kaba bir tabirle eli öpülecek kimseler de vardı,yüzüne tükürülecek kimseler de.Torpille başa getirilip ağzına yüzüne bulaştıranlar da vardı,sessiz sedasız çalışıp evine helal lokma götürebilmenin savaşını verenler de. Kapitalist sistemin çarkında olmak,ister istemez faşist kararların verilmesine zemin hazırlar çünkü özel sektörün sınav ve puanlama sistemi yoktur...Bana kimse hak ve hukuktan bahsetmesin,kabak tadı veriyor...
Ofisle aramın iyi olduğu pek söylenemez çünkü zorda kalmadıkça ofisin kapısını çalmam,iki çay veya iki kahve götürerek Ahmet'i Mehmet'i çekiştirip öküzün altında buzağı arayan tiplerden hiçbir zaman olmadım,olamam.Şunu net olarak söyleyebilirim ki başımızı eğseydik çok kapılardan geçerdik kimilerinin hoşuna gittik kimilerinin zoruna.
Sana reçeteyi şef olduğun için değil seni bir arkadaş olarak gördüğüm için yazmak isterim ayrıca sizlerden ne beklentim var ne de isteğim,sırf size söz verdiğim için yazıyorum ve inanıyorum ki yaranmak için iş yapanlar yarı yolda kalırlar.
(G)ücünün yettiği kadar gücünün yetmedikleri de olacaktır hayatında;kadrolaşma,adam kayırma ve laçkalaşma gibi.Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin atasözü tecelli eder, balyoz kafalara derdini anlatırken akla karayı seçersin.
(Ü)mitsizliğin çileye çaresi yoktur,üçkağıtçıların egemen olduğu yerde sultanlığını ilan edemezsin.
(L)eyleğin ömrü laklakla geçermiş bu yüzden ne kimseyi değiştirebilirsiniz ne de bir kimsenin istediği gibi değişebilirsiniz.
(Ş)en şakrak birisin ama bunu suiistimal edeceklerdir ve fazla merhamet maraz doğururmuş,yaratılış gereği analık içgüdün herkesi kucaklamak yönündedir.
(A)kıllı ve saf kalplisin ancak hayat en çok iyileri kırar.
(H)edeflerinden ve hayallerinden ödün vermemeni,yakaladığın her başarıyı çalışmalarını kamçılayacağından şüphe duymuyorum.
(U)kalaları,yalakaları ve ipe un serenleri sevmezsin.
(L)af altında kalmaz ve laf taşımazsın ancak her soruya verilecek cevabın mutlaka vardır.Bazı konularda öyle laf sokarsın ki arılar,yılanlar ve akrepler yanında halt etmiş.
(U)zun lafın kısası oturaklı birisin,güzelsin,zekisin,yeteneklisin fakat gururlu değilsin.
(K)afa dengisin ya da bana öyle geliyor ortak duygular sevginin temelini inşa ederken paylaşımlar ise sevgiyi baki kılar.
(A)buk sabuk konuşsak da anlaşamadığımız söylenemez.
(Y)abancılarla yabancılaş,dostlarla kaynaş derim ve yanlışlıkla kalbini de kırmışsam özür dilerim.
(A)lnın açık,başın dik olsun son sözüm,farklı yerlerde ve farklı mevkilerde mesleğini en iyi şekilde icra edebilmen dileğiyle...Yüzünden gülücükler eksik olmasın ne gözüne yaş değsin ne ayağına taş,etrafından esen sert rüzgarlara karşı "Ulukaya"gibi ol soy ismini ispatlarcasına.