Sen Bu İşten Anlarsın

Sen Bu İşten Anlarsın

Son zamanlarda bu lafa “gıcık” olduğum kadar, politikacılara bile gıcık olmuyorum! Ülkede herkes her şeyi zaten iyi bilir. Her konuda, herkesin her şeyi bildiğini, deneyim kazanarak öğrendik ve hatta öğrenmenin ötesine bile geçtik!

Ülke komedi çadırı gibi, sadece yönetenler, yönetmeye talip olanlar, uçanlar, kaçanlar, üfleyenler değil, her bir birey cin gibi maşallah!

Bundan on beş sene öncesine kadar kendimizi bir şey bilen sanır böbürlenir gezerdik, bir havamız vardı be! Google denilen haydut ortaya çıkana, bilgisayar ortamında kullanılana kadar kavuk bizdeydi! Sonra bilgisayarları da aşıp ceplere kadar girince, işte o vakit ..ku yedik iyi mi? Ülke insanı nasıl bir psikolojiye sahipse artık, ben senden daha iyi bilirim havasına bürünüverdi!

Amelesinden, çobanına, mimarından, avukatına, doktorundan, imamına, Ahmet emmi’den, Hatice teyzeme bilgi küpüyüz maşallah! Bir şeyi de bilmeyin arkadaş! Biliyorsanız da artık benim gibi aptallaşmış tiplere danışmayın, sormayın!

Eskiden bir arkadaşım vardı, yeni bir kitap alır, birkaç gün okur, sonra bana gelir, sohbeti de bir şekilde taze edindiği fikirlere getirir, çok güzel muhabbet ederdik! Ben bunu keşfettikten sonra, arkadaşa yol verdim, gitti, o da kurtuldu eziyetten, ben de!

Geçen yine başka bir arkadaş geldi, sosyal mesafeli sohbet esnasında “sen bu işten anlarsın” dedi, benim pimimi çekti! Hadi bakalım başlıyoruz dedim. Sırf gönlü olsun diye, sor bakalım deme ahmaklığında bulundum!

Kısa geçeceğim, arkadaşın kıymetli arabasını birileri çiziyormuş, rahatsız oluyormuş da, efendim, arabanın çizilmesini önleyen bir şeyler yapılıyormuş. Ben biliyormuş muyum! Araba konusunda da en ufacık bir tutkum olsa gam yemem, neyse. Arabalarımı bu güne kadar deyim yerindeyse, anasını ağlatarak kullanan bir adamım! Yıkamacı yalvararak alır yıkar altımdan, yoksa tozmuş, çamurmuş hiç umurumda olmaz! Tepe tepe kullanır geçerim, önemli bir yeri yoktur hayatımda, olmadı, olmayacak da!

Ben pek anlamam ama diyerek söze başladım, geçen yıl bir arkadaşım söylemişti, kendisi arabasına baya bir düşkündür, bu seramik kaplama falan gibi bir şeyler yapıyorlarmış, ondan yaptırmıştı koruma için, dememe kalmadı!

Hadi canım o beş para etmez! Ben folyo kaplatacağım, çok daha iyi korur, seramik kaplama da neymiş! Google’dan araştırdım en iyisi folyo kaplama! Zaten bu son cümle beni koparan cümle oldu!

Yahu arkadaş, ben yaptım bir salaklık, yardımcı olmaya çalıştım! Madem daha iyisini biliyorsun, mademki seramik zımbırtısı işe yaramaz, mademki araştırdın, bana ne demeye soruyorsun? Madem benim vereceğim fikrin bir önemi yok, madem senin kadar bilemiyorum, bana neden danışıyorsun?

Şimdi diyeceksiniz ki neden bu kadar büyüttüm bu konuyu, nasıl büyütmeyeyim, haydi bu sıradan bir konu, adam geçip karşımıza her telden caka satıyor, yetmiyor açıyor Google denen haydudu ne söylerse inanıyor!

Bu sadece günlük ve sıradan işler için mi geçerli? Siyasette öyle, ticarette öyle, alışverişte öyle, abudikte öyle, gubidikte öyle!

Gün gelecek, artık sanal beyinler yönlendirecek bu tip insanları! Bu gün iyisin derse, iyi hissedecek, kötüsün derse atacak kendini yere, ölüyorum diyecek! Google sorarak bilgili olamazsınız öncelikle bunu belirtmek isterim, anlık aktarımlar yapabilirsiniz ancak bu sizin” cehaletinizi” gidermeye yetmez! Bilgi alıyoruz derken dikkat edin beyin uyuşukluğu hastalığına yakalanmayın!

Maazallah sizi o zaman Google’ de kurtaramaz!

Kitap okuyun, kitap!

Google okuyarak bir yere varamayacağınızı, İnternet bağlantınız olmadığında eşek gibi anlayacaksınız!

O zaman geçip karşıma konuşun da göreyim sizi, maharet bir yerlere bakarak okumak değil, bir şeyler üflemek değil, maharet bilerek konuşmaktır!    

25 Haziran 2020 3-4 dakika 95 denemesi var.
Yorumlar