Su Gibi

Bir yaprağın üstünde ışıl ışıl parlayan su damlası kadar saf ve temiz doğar insanoğlu. Daha dünyaya ilk merhabasında yaşlar akar gözlerinden tıpkı yağmur gibi. Dokuz aylık anne hasretinin sona erişinin sevincidir kim bilir. Belki de bir bilinmeze gelişin tuhaf korkusudur.

Pınarlardan çağlayan su kadar berraktır teni. Gülücükler açarken yüzünün pembe bahçesinde daha toprağa ayağı bile dokunmamıştır. Patikli ayakları ana kucağından halıya bile inmemiştir.

Anne, baba ve sudur genelde ilk öğrenilen sözcükler. Çünkü onlarsız bir beden var olma savaşını sürdüremez ki.

Gördüğü ilk yüzdür anası ve babası. En güzel dönemdir her şeyin önüne sunulduğu o günler. Süt annenin göğsünde, şefkat ise onu saran kollardadır.

Hayata karışması için özenle açılan yoldan kontrollu akar önce. Sonra büyüdün sen derler. Bazen ürkerek, bazen gürül gürül bazen de palaspandıras yol alır.

"Su gibisin" denilen çağlar, bir de bakılır ki "su gibi geçti zaman" söylemleriyle hatırlanır.

Su hayattır ve hayat da acısıyla tatlısıyla her şeyi yürekten paylaşmaktır.

Su iyi bir dost gibidir ve üstündeki etiketin hiç bir önemi yoktur. İçinde duru ve kanası içilecek lezzette bir su olduktan sonra kristal bardakmış, sade bir cam bardakmış ne fark eder ki.

Kendini üstün gören her insan, dışa ördüğü kabuğundan bir gün çıkacak ve herkesin giydiği o tek tip elbiseye er veya geç bürünecektir.

"Doğum ve Ölüm" arasına sıkıştırılmış bir ömür yaşıyoruz aslında.. Umarım yapacağımız güzel şeyler için vaktimiz vardır. Geç kalmadan sevdiklerimize bir kez daha sevdiğimizi söylemeliyiz. Güzel olan hiçbirşeyi bir ertesi güne ertelememeliyiz.

Su kadar güzel bir ömür diliyorum herkese.

Saygı ve sevgilerimle..

20 Mart 2011 1-2 dakika 31 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    mükemmel yüreğine sağlık sayın Aysel aksümer hanımefendi