Tufa Meselesi

bazılarımız bu akıl sır ermez dünyanın akla hayale gelmez en ücra en kalabalık en tenha en az bir toprak parçasında unuttuğunu sanır ama unuttuğunu sandıklarla bir şekilde yaşar. bir bakıma şu kaburga kemiklerimizin altında gizlenen sevda ve aşk ve yaşamak için çırpınıp duran yüreğimizde
sandıklarımız uyur vaziyettedir. bir gün bir an bir şey olur minicik bir kıvılcım parçası bu sandıklarımızın gözlerini açar. gözlerin açılması aslında bir zamanlar yaşadığınız fırtınalı acılarında yeniden dönüş habercisidir. telaşlanırsınız. kaçarsınız. gizlenirsiniz. en olmadık bir şey yapar birine birilerine sığınırsınız en olmadık bir şey daha yapar Allah'ın kollarına atarsınız kendinizi. iyi de ya günah!

geniş alınlı her ikisi de. her ikisi de beni kandırmışlar ama ayrımında değiller. yalnız günlerce takip ediyorum resimlerinden. adam hiç gülmüyor. kadın gülümsüyor. ama kadının bile gülümsemesi tuhaf bir vicdanın ruh halinin göstergesi. burada neden demek yerine geçmişe gerçekten çizgi çektim mi çekmedim mi derdine düşmekten çok sanki kendimi bir takip edici ya da kuru kafa araştırıcısı gibi anlamaktan mutluluk garip bir neşe duyuyorum. Ki;

ben kafayı takmış olsaydım bu günlerde " Kaç Kadeh Kırıldı Sarhoş Gönlümde " şarkısını kaç sabahtır sabahın köründe dinlemezdim. bir farkla dinliyorum artık; hüzünlenmek istediğimden. eğer ağlamak istediğimden olmuş olsaydı bu şarkının yanına kesinlikle bir yetmişlik açar kavun peynir muhabbetine dalar yetmedi her halde yaşadıkları kentte gider siz ikiniz beni neden kandırdınız sorusunu sorar sormaz daha onlardan gelecek yanıtı beklemeden kesinlikle çeker vurur paşa paşa gider Silivri de paşaların gazetecilerin ilericilerin ortasında bir aşık olarak yatardım. gerçi hakim amca benim bu Silivri isteğimi kabul eder miydi orası da ayrı elbette.

bu dünya kahpe değildir. aslında bir yasa çıkması lazım. kardeşim her kim bu dünyaya kahpe damgasını vurursa hakaretten beş yıl içeri atarım ve kesinlikle iyi halden de çıkarmam. ona göre.
haddinizi bilin kı..nızı kırın oturun...heeyt beee!

mesela beni kandıranlar kahpedir. günlerdir resimler üstelik kırmızı ağırlıklı akşam manzaralı deniz kıyılarında sallanan iki bedbaht! bahtları açık olur mu? bu saatten sonra hangi aşk hangi mutluluk?
bir film şeridi gibi geçiyor fotoğraflar önümden. iki bedbaht sanırım emekli olmuşlar. çocukları büyütmüşler gezmeye çıkmışlar. sanırım kendilerini arıyorlar...

sanırım sanma be oğlum söyle sanmadan;

söyleyeyim bari.

bu ikisinin derdi beni unutmak.

aynen öyle beni unutmak için gezerek kendilerini avutuyorlar. işin gerçeği iyi ki adam yerinde değilim. gece otel odasında tam da sevişmeye hazırlık aşamasında aklına geliyorumdur...lan ben karıyı kandırdım kendime karı yaptım...karı da sevmiyormuş hıyarı sevseydi zaten benimle evlenmezdi...gibi bir düşünce de olursa yine de iyi niyetle düşünmem lazım hakkında...

izin verirseniz bu da benim avuntum olsun.

bu dünyanın en neşeli bir anındaydım...sevmiştim...

alıma takılmayan tufalardı hakim amca. o yüzden öldürdüm. bu ikisi tufaya getirdiler beni ...

yaz kısım...sanık Silivri'ye ....

10 Şubat 2014 3-4 dakika 181 denemesi var.
Yorumlar