Tutulma


Dönüşüm süreçlerinde,bugünü ve yarını kavrayabilecek kadar gizli ve güçlü

kaderin takibinde,parmaklarımı sıvazlıyorum.ve bir çocuk gibi bahanelere sımsıkı sarılıp,
beynimden kalbe giden akımın masum bir konuğuyum.
Hayattan korkmayan savaşın damlasında yürürken zerrelere kanım(sanki bir ödev gibi)yerine getirilmesi duygu sentezi zamanlar.çok sevdiğim yağmurlar yağmasa bugün,ya da hemen akşam olsa kalsan orada.

-Algılar,Duyular ve Rüyalar-

adımlar,bir ışığın tarihine yürüyecek estetik gibi duruyor.saatleri uzaklara bağlayıp usanmadan bakmak gözlerine...beni burada bırakın dahada kavramalıyım kökleri,dalları sevmeliyim sonra.
geçip yüzünün karşısına seni sularıma hapsetmeliyim.

çocuklar sıra oluyor
yağmur camlara vuruyor
bağırıyor birileri duymuyorum
kulaklarımda ninni
kaldırımlarında
yürüyorum.

bu birikimler,körlüğümü açarken ve yıkarken duvarları çıkıyorum yolculuğa.kendi içime gittiğim bir yerden gördüm tutulmayı.değişimin farkındalığına şaşırmıyorum/isteklerimin işlendiği büyüklüğe.

geliyoruum
ışığın sancısından/
tebessüm yüzüne
büyük bir ormanın içerisinde unuturken herşeyi ve herkesi
kaldım
sınırımın tadına taşıdım seni
farketmedin aşk diye bir şeyi
ya da
elimi tutup gidecektin
aya /yıldıza karışarak
alıp ruhumuzu.

insan yaşarken öğreniyor,sevmeyi/ sevişmeyi sonra suskunlukların çekirdeğinde.duyduğum her ezgide
dengelerken duruşunu,ruhuna düşmek yaşamak oluyor/şiir oluyor...
gözlemlediğim o kadar dağınıklıktan,tüm benliğimi saran enerjiden kendimle bir düşüyorum yeryüzüne.
bazen aklımın bile alamadığı dayanılmaz bir istenç.

boşluklar kendime çeker
nehir gibi
ahh nasıl büyür
çiçekler yüzümde
düşteymişim uğultu
çınlar kulağımın o eşsiz
melodilerinde...

gözlerimdeki hüzünlü güzellik gerçeğin ta kendisiyse,yüzünde kadın sınırsız beyazlıkta dağılan öz...



......

19 Ocak 2022 1-2 dakika 6 denemesi var.
Yorumlar (2)
  • 2 yıl önce

    Düzyazı-şiir tadında bir deneme. Düzyazıyla şiirselliğin kol kola yürüdüğü bir yazınsal işleyiş. Önemi ve değeri yetesiye anlaşılmış değil henüz. Oysa, deneme dediğimiz tür, gider bir yerde felsefeye de bitişir. Tülay Yüksel, bunun farkına derinlerden varmış. Emeklerine sağlık.