Umudum Yok

Üstün açılmış sevgilim. Üşümüşsün, ellerin buz gibi olmuş. Bir yandan da terler boşalıyor gönül arsızlığından. Bana müsaade et, bunca fedakârlığın karşısında sana yetemememin acısını gönlüme sormadan önce, kendimi biraz seveyim. Gözlerin baksa da görmez bir şarap...
Bana bakınca kıpkırmızı, kan kırmızısı, şarabın kırmızısı... Bedava dediler hasretin için, beleşe konan ayrılık hasretini hemencecik aldı. İstemezdim ben, ben tutumlu tutuklulara müptelayım. Paramı verir, azar azar alırdım hasretinden, azar azar olurdum tutuklun...
Yorganında günahların birikmiş sevgilim. Bu yorganın rengi böyle değildi. Ver de, yıkayayım. Günahlarımızın aymazlığından biçilen hazin sonumuza tertemiz düşler bırakayım...
Yorgunum aşkım. Aşk yokuşundan çok fena üstüme yuvarlandım. Tutarsın sandım, bırakmazsın sandım, seversin sandım, gelirsin sandım... Ben sana çok fena yanılgılar biriktirdim, sen bana ahlar giydin, vahlandım...
Özlemez misin hiç? İki dakika saygı duruşunda durmaz mıyım aklında?
Mevsimler çok fena giydirmişler üstüme çaresizliğimi, çok uzun zaman geçmiş. Git sen...
Benim sana hiç ihtiyacım yok, bir fotoğrafın var durur yanı başımda. Ayıp değilse eğer, ona sararım buhranlı yanlarımı ve mutluluklarımı...
Zaten kalmak da gitmektir sevgilim. Sen bende hiç olmadın. Ben sende hiç kalmadım. Çok fena çelişki yedirmişiz bu aşka, obez olup çıkmış.
Saçlarına dokunma sevgilim, sakın dokunma. Çok kıskanırım. Ben saçlarından saçlarıma yol yapacak, o yoldan ömrüme aşk köprüsü kuracaktım. Ellerine bakma sevgilim, sakın bakma. Kıskanırım.
Ellerinden ellerime yaşam mis kokacaktı, ellerimi ellerinde unutacaktım. Hâlâ ağlıyor musun diyor gözlerim... Kendi kendine konuşan gözlerim var. Hâlâ sana ağlıyorlar. Öldürüyor beni yokluğun, daha fazla dayanamam artık.
Bedenimi ateşe verdim sevgilim, ruhumdaki aşkın çığlıkları... Duyuyor musun? Bak! Yalnızca sana masal anlatıyorlar. Gör beni artık, gör!
Ruhumla bedenim ayrıldı benden, ruhum terk etti beni; sana gelmek ümidiyle...
Duy beni! Duy... Sana aşklı börek yaptım. Yalnızlık vurursa başına, nazlandığın o böreğin tadını çok sonradan anlarsın...
Şimdi yok oluşlar fırtınasına koşmalıyım. Sonbahar yaprağıyla yarışıp bankta oturan âşıkların üzerine düşeceğim. Umudum yok yalan aşkından...

13 Mart 2014 2-3 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Kutlarım şair

  • 10 yıl önce

    Sevgiye aşka umutsuzluk bulaşmış kıyısından köşesinden aşka ve umut ikisi bir arada çok güzel aslında...😅

    Hüzünlü bir deneme kutlarım Dilara...