Ustalık Gerektirmeyip Sadece Vicdan Gerektiren Kafaya Takma Sanatı

Arkadaşın birisi böyle bir kitap yazmış ''Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı.'' Yani diyor ki birader öyle ufak tefek şeyleri kafaya takmayın, sıkıntılarınız varsa, dert etmeyin... Dert etmeyin tamam da, dert edilecek de birçok şey varken, şu aslında çirkinliklerle dolu güzelim dünyada...

Akbaba beklerken o Afrikalı, kemikleri görünen fakir çocuğun başında, vicdanı olup da yüreği parçalanmayan vatandaş var mıydı? Sizi bilmem de benim harbiden uykularım kaçmıştı... Dua etmekten başka bir şeyler yapamamanın ezikliği vardı içimde...

Dünyanın silahlanmaya bu kadar astronomik rakamlar ayırıp da kainattaki açlığı, fakirliği, savaşları yok etmek için, barışa yatırım yapmak için, kıllarını bile kıpırdatmamasını zaman zaman çok kafaya takarım gerçekten... Sizde de vicdan varsa, siz de takın mutlaka... İyi insanlar olarak sesimizin daha yüksek çıkması lazım diye düşünüyorum...

Birkaç tanesi hariç bütün Müslüman Coğrafyaları emperyalistlerin baskısı ve zulmü altında inim inim inliyor... Gariban ve fakir Müslüman Ülkeleri, zengin, hatta aşırı zengin Müslüman Ülkeler tarafından hiç önemsenmiyor... "Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah'a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız." (Hucurât: 49/10) ayetini de mi hiç kimse kaale almıyor... Biz ''Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.'' düsturunu hayatın anlamı olarak aklına ve ruhuna kazımış bir peygamberin Hazreti Muhammed sav.'in ümmeti değil miyiz yoksa?

Doğu Türkistan zalim Çin'in, Çinli'nin baskısı ve zulmü ile inim inim inlerken hangimizin vicdanı sızladı acaba? Gittik yine o beş para etmez, ama sudan ucuz Çin Mallarını evlerimize tepeleme tepeleme doldurmadık mı? Bir millet dili ve dini yüzünden 21. Yüzyılda insanlık dışı muamelelere maruz kaldı diye hangimizin içi cız etti? Saçmasapan dizilerden ve magazin programlarından kafayı kaldırıp dert ettik mi bunları?

Körfez Krizinde Irak bombalanırken televizyonlardan naklen seyretmedik mi hepimiz... Yazıklar olsun bize, yazıklar... Eğer ki milim titremedi ise vicdanımız... İran ile Irak'ı birbirleri ile savaştırıp durur iken emperyalist dünya, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenler bizler değil miydik?

Duygusuz, ruhsuz, zerre vicdanı, sağduyusu olmayan kocaları tarafından katledilen kadınların sadece gazetelerin ikinci sayfasında haber olmasından öte, hangimizin gözü yaşardı, ruhu titredi... Bu toplum hepimizin... Tek tek vicdan sahibi olursak toplumsal vicdanımız da yerli yerine oturacaktır, bu da sağlıklı topluma giden yolda çok mesafe almamıza sebep olup, aydınlık bir geleceği bütün topluma müjdeleyecektir...

25 Şubat 2019 2-3 dakika 1372 denemesi var.
Yorumlar