Vicdan ve Kıyamet

Hangi açıdan bakarsak bakalım, ister bilimsel, ister dinsel ister doğa açısından, dünyanın yeni bir çağa girdiği çok açıktır. Aztek, Maya ve Mu' ya dair yapılan araştırmalar, son dönemde Marduk diye tanımlanan ve arkasından girileceği iddia edilen Foton Kuşağı, hepsi komplo teorisi ve safsata bile olsa, o çok güvendiğimiz insan aklımızla kurduğumuz sistemlerimizin çökmeye başlaması, doğa'ya verdiğimiz tahribat nedeniyle iklimsel değişiklikler bile vardığımız duruma yeterli açıklama getirmektedir.
Mayaların takvimi ve dünyada yaşanan döngüsel değişim teorilerini yok saysak bile, kaçınılmaza her geçen saat biraz daha yaklaşıyoruz. Hep birlikte yarattıklarımız ile yüzleşme zamanlarına hazırlanmalıyız.
Kurduğumuz ekonomik, sosyal, siyasi sistemlerimiz tüm kokuşmuşluğu ile önümüzde. Bu berbat ekonomik durumu biz yarattık. Emperyalizme hep birlikte izin verdik, Acımasız kapitalizmin ekonomimizi bir sülük gibi tüketmesini izledik. Adaletsizlik, haksızlık ve ahlaksızlığın tanımını değiştirdik. Büyük miktarlarda çalındığında iş adamı, ekmek çalanlar ise hırsız oldu. Para için yapılan her şey mubah, onur savaşı vermek aptallık oldu.
Pisliğin taa dibinde debelenmekteyiz hep birlikte. İşin komik tarafı maddeye sımsıkı tutunanlar da rahat değil artık. Bu kıyam zamanlarında herkes kendi vicdanında kıyametini yaşıyor. Herkes hesaplaşıyor yaptıkları veya yapmadıklarıyla. Cehennemi hala kaynar kazanlar ve ateşte yanmak olarak değerlendirenler, henüz vicdanlarını hayata geçirememiş olmalılar. Çünkü en büyük acılar en büyük sıkıntılar kişilerin vicdanları ile yüzleşmelerinde çekilir. Cennetimizde, Cehennemimiz de vicdanlarımızda. Vicdanındaki o sırat köprüsünü geçebilenler, zaten maddeye olan bağımlılıklarını çoktan aşmış, sadece ve sadece insana hizmet, başkaları için ne yapabilirim hallerindedirler.
İşte ruhların hasat edildiği bu kıyam zamanlarını çok büyük çalkantılarla hem maddi hem manevi anlamda, çok büyük acılar ve sıkıntılar ile aşacağız. Özümüz ile sözümüzü bir edebildiğimiz hakiki insan vasfımızı kazandığımız zamanlara vardığımızda, yeni yepyeni bir dünya düzenini yine insanlık elbirliği ile kuracaktır. İşte bu yenidünya düzeni kimi Kaynaklarda ALTIN ÇAĞ olarak tanımlanmakta, Mehdi ve İsa'nın gelişi ile kutsal kitaplarda yerini almaktadır.
İster dinsel bakalım, ister bilimsel, ister doğal olaylardan yola çıkalım. Nereden bakarsak bakalım kesin olan insanoğlunun yeni bir dünya düzeni yaratmak zorunda olduğudur. Mevcut hal sadece ülkemizde değil tüm dünyada hüküm sürmektedir. Pisliğin ve kokuşmuşluğun her anlamda had safhaya vardığı bir dünyada yaşıyoruz. Gaia?nın en derinlerinde başlayan hareket, oluşan çatlak değişimin başladığını gösteriyor ve adım adım en derinlerden yüzeye doğru ilerlemesi ve yüzeye ulaşması da kaçınılmaz değil mi?
Bu noktadan sonra herkesin her adımını, her eylemini vicdanında tartarak yapması tüm eylemlerimiz ve seçimlerimizde de danışılacak tek adres vicdanımız olmalıdır. Vicdanınız size doğruyu gösterecektir. Vicdanınız hem ilahi düzeni bilir hem de ilahi adaleti. Dışarıda hiçbir şeyi aramaya gerek yok. Tüm sorularımızın cevapları içimizde. Yeni Dünya Düzeni vicdanlarda yükselecek, çünkü yüzyıllardır vicdansızlık üzerine kurulmuş düzenleri deneyimledik. Dünya tersine dönecek derler ya kıyamet zamanı için. Kim bilir belki de bu tersine dönüş, hâlihazırda işleyen sistemlerin tersine dönüşüdür. Bu hal bazıları için gerçekten tam bir kıyamet olur değil mi?

21 Şubat 2009 3-4 dakika 16 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    Oya ... Bu güzel paylaşımın için sana teşekkür ediyorum...👍