Yıl Sökükleri
Son evresi! bir yıl daha yelken açtı uçsuz bucaksız denizlere ne anladım,yüreğimden neler gitti,gözlerime dolan yaşlar,saçlarımda yar kınası eksik olan ömrümün tamamı kim?
Oysa ne sakinmiştim önce sevdiklerimi sonra değer verdiklerimi şimdi ötedekiler,berikiler bilir zaten evhamlı başımı titreyen sözlerimi...
Nereye dönersem tedirgin ve ürkek kedi gibi sokağı gözlerim bugün de geldi benimkiler oğlan yağlı kayış tulumuyla herif çamur batak çizmesiyle sanki kaderimizin örgüsü gibi içerden yatalak babamın sesi gelir çorba saati biliyorum küçük çocuk beşikte ona da herleden bir mama doysun gari...
Bu sökükler dünden kalan yarına idare eder oğlum kazağın ona yamayacak çaput yok çerçiye verecek mani de ne denir fukara hal ula bele yala hangi derdin dermanı var ki ola...
Bu sabahta çil tavuğun yumurtası gaygana yok ahırda hasta sarı öküz pendir hayal dünden iki dilim küflü ekmek gün yarısı iki kızıl elma yeterde artar bile adam olana...
Ne anladım bu yıldan hevenkler kuru kümes çamur bahçe kuru incir susuz yüzüm çulsuz özüm yara sözüm para ağla da ağla...
Nereye gitmek lazım bu yırtık heybeyle bu kara lastik bu bitli şalvar iltica var mı yeni yıla takvimlerden göç eylesek yarına...
Hoşgeldin ikibinyirmialtı diyemesek te.../

