Berkun Oya’dan Bir Türkiye Panoraması: Bir Başkadır (Dizi İncelemesi)

— min. okuma: 5-6 dakika
Berkun Oya’dan Bir Türkiye Panoraması: Bir Başkadır (Dizi İncelemesi)

1998 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünden mezun olduktan sonra yakın arkadaşı oyuncu Ali Atay ile birlikte Krek Tiyatro Topluluğu'nu kuran Berkun Oya; günümüzde halen faaliyetlerine devam eden tiyatro ekibinde yalnızca kendi yazıp yönettiği oyunları sahneleyerek hayatımızda kalıcı bir yer elde etmeyi başardı.

Krek’te klasik tiyatro oyunlarının aksine daha yenilikçi ve avangart olarak nitelendirilebilecek oyunlar ortaya çıkaran Oya, televizyon için yaptığı birkaç dizi ve program formatından sonra 2007 yılında İyi Seneler Londra filmi ile daha büyük kitlelere ulaşarak sinema sektörüne de sağlam bir adım atmış oldu. Tiyatroda yerli ve yabancı onlarca ödül kazanan genç sanatçı İyi Seneler Londra'yla Strasbourg International Film Festival'inde En İyi Yönetmen dalında ödüle layık görülerek bu alanda da başarısını tescilledi.

Berkun Oya’nın Geri Dönüşü: Masum

Adını sıklıkla tiyatro camiasında duyduğumuz Berkun Oya, daha geniş kitlelere ancak 2017 yılında yayına giren ve Türkiye'nin ilk dijital dizisi olma ünvanını da elinde bulunduran Masum dizisiyle ulaşabildi. Bayrak (2008) adlı oyununu dizi formatına uyarlayan Oya, Masum'un senaristliğini üstlenerek yönetmenliğini Seren Yüce’ye teslim etmiş ve dizinin başrollerini Haluk Bilginer, Nur Sürer, Ali Atay, Okan Yalabık, Serkan Keskin, Tülin Özen ve Bartu Küçükçağlayan paylaşmıştı. O zamanlar pek farkında olunmasa da Masum, Berkun Oya’yı dizi sektörüne geri döndürecek güçlü bir motivasyon sağlamıştı.

Birçok Yapımcının Geri Çevirdiği Dizi

Elinde dosyasıyla yaklaşık 3 yıldır yapımcı yapımcı dolaştığı iddia edilen Berkun Oya, Bir Başkadır dizisi ile yeniden sektöre dönmek istiyordu. Fakat proje çeşitli gerekçelerle yapımcılardan ret cevabı almıştı. Bunun üzerine herkesin kolay kolay altından kalkamayacağı bir riske giren Oya, dizinin pilot bölümü için kendi parasını ortaya koyarak ve hayal ettiği ekibi bir araya getirerek bugün gördüğümüz birinci bölümü çekmeye başladı.

Elbette ki bazı şeyler kağıt üzerinde göründüğünden çok daha farklı oluyor… Berkun Oya’nın amacı tam da bunu kanıtlamaktı belki; zira pilot bölümü çektikten sonra ziyaret ettiği ilk durağı olan Netflix, diziyi hemen sahiplendi. Böylelikle Bir Başkadır yolculuğu tam olarak başlamış oldu ve çekimler hız kesmeden devam etti.

Tam Anlamıyla Bir Türkiye Mozaiği: Bir Başkadır

Geçtiğimiz hafta nihayet Netflix platformunda tüm bölümleriyle yayımlanan Bir Başkadır, toplamda 8 bölüm ve her bölümü yaklaşık 45 dakika uzunlukta olması ile seyircileri kendisine kolayca çekebildi. Ancak bir dizide önemli olan seyirciyi kendine çekmek değil, mevcut seyirciyi elinde tutabilmektir. Bu dizi de bunu ustalıkla başarıyor!

Bir Başkadır konusu itibariyle farklı sosyoekonomik sınıflardan gelen bir grup insanın, İstanbul çatısı altındaki yaşamlarını mercek altına alıyor. Ancak dizide alışık olduğumuz modern ve ihtişamlı İstanbul görüntülerinden ziyade, kentin gerçek yüzünü, yahut başka bir deyişle öteki yüzünü görüyoruz.

Her biri bambaşka yaşam koşullarına sahip karakterler, bir ortak nokta olarak geçmişleri ve gelecekleri arasında sıkışıp kalıyor ve bunu aşabilmek adına önce kendileriyle, akabinde birbirleriyle yüzleşmeleri gerekiyor. Fakat elbette bu yüzleşme pek de kolay olmuyor. Zira bu coğrafyayı yıllardır takip eden bir dizi önyargı ve problem, yine her biri Türkiye’nin bir başka kimliğini temsil edecek şekilde karakterlerimizin önüne sıralanıyor.

Ansambl Oyuncu Kadrosu ve Karakterler

Bir Başkadır’ı diğer dizilerden ayrı tutan bir başka unsur ise ansambl cast seçimi… Bilmeyenler için bu tabir, dramatik metinlerde oyuncu kadrosunun aşağı yukarı aynı öneme sahip olduğu ve birbirinin önüne geçmediği yapımlar için kullanılıyor. Dolayısıyla Bir Başkadır’ın net bir şekilde bir başrolü ya da ana karakter odağı olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. 

Öte yandan “Türkiye Mozaiği” olarak nitelendirilen bir dizinin de her bir bakış açısına eşit mesafeden yaklaşmak adına böyle bir karakter dağılımına gitmesi epeyce doğru olmuş. Öykü Karayel dizide canlandırdığı Meryem karakteri ile adından sıkça söz ettirecek harikulade bir performansa imza atarken; kadroda yer alan diğer oyuncular Fatih Artman, Funda Eryiğit, Alican Yücesoy, Tülin Özen, Nesrin Cavadzade, Derya Karadaş, Defne Kayalar, Bige Önal, Settar Tanrıöğen, Öner Erkan ve Gökhan Yıkılkan da kariyerlerinin en özel performanslarını ortaya çıkarıyor.

Ferdi Özbeğen Şarkıları ve Diğer Referanslar

Başta Yeşilçam Sineması olmak üzere 80'li ve 90'lı yılların Türkiye'sine dair birçok referansa sahip olan Bir Başkadır, henüz ilk bölümlerini izleyenlerin fark edeceği üzere bölüm sonlarını Ferdi Özbeğen'in konser kayıtları eşliğinde canlı görüntüleriyle birlikte kapatıyor. Bir başka bölümde ünlü yönetmen Maurice Pialat'ın Bosphore belgeselinde çektiği İstanbul görüntüleri ile kapanış jeneriği bütünleşirken; final bölümünde ise senaryosunu Yılmaz Güney'in kaleme aldığı ve Zeki Ökten tarafından yönetilen Sürü filminden bazı kareler ekranlara geliyor.

Bir Başkadır soundtrack arşivi konusunda da itinalı bir çalışma sergileyerek titizlikle seçilmiş ve her biri birbirinden kıymetli eşsiz bir müzik yelpazesi oluşturmuş durumda. Dizide ilk göze çarpan müzik, Yeşilçam'ın unutulmaz film müziği Jean Musy imzalı Clair De Femme olurken; aynı zamanda Cahit Berkay'ın Deprem ve Arkadaşım filmleri için ürettiği müzikler de yıllar sonra yeniden hayat buluyor.

Uzun lafın kısası, Berkun Oya bizlere derinlikli bir yakın tarih özeti ile birlikte oldukça duygusal ve sarsıcı bir hikaye sunuyor. Kendiliğinden akan su gibi diyalogları, manzara fotoğraflarını aratmayacak sinematografisi ve daha fazla düşünmemiz gereken alt metinleri ile Bir Başkadır, sanıyorum şimdiden yerli kült diziler arasında rahatlıkla yerini alıyor.

Paylaş:
Yorumlar