Patasana: Kazı Çalışmaları İle Perdelenmiş Seri Cinayetler Ve İç İçe Geçmiş Zamanlar

— min. okuma: 5-6 dakika
Patasana: Kazı Çalışmaları İle Perdelenmiş Seri Cinayetler Ve İç İçe Geçmiş Zamanlar

Türk edebiyatının önemli yazarlarından olan Ahmet Ümit'in 2000 yılında yayımlandığı güçlü konusu ile de kendisine hayran bıraktığı kitabı olan Patasana; Güneydoğu Anadoluda gerçekleşen bir takım esrarengiz olayların anlatıldığı yapıttır. Patasana ismi nereden geldi diye merak ediyorsanız eğer; Patasana romanın yazılmasına neden olan Hititli bir saray başyazmanının adından gelmektedir.

1990 yılının son dönemlerinde Gaziantep yakınlarındaki Antik Hitit kentinde yapılan kazı ile bulunan tabletlerde saray başyazmanı olan Patasana'nın hayatı pişmanlıkları ile anlatılırken, hikayenin olay örgüsüne bakıldığında 1990 sonlarında ve M.Ö 700 yıllarında aynı bölgede yaşayan insanların yaşadıkları olaylar birbirlerine paralel şekilde anlatılmaktadır. Romanda en dikkat çeken ayrıntı ise, bölgede yaşayan insanların uzun yıllar boyunca başlarına gelen olayların birbiri içinde zincirleme şeklinde devam etmesidir.

Roman; saray başyazmanı Patasana'nın "Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım." sözleri başlar akabinde ise kazı çalışmasının yapıldığı gün ile devam eder. Gaziantep yakınlarında kazı yapmak için gelen yedi kişilik grubun başkanı Esra'dır. Diğer kişiler ise Bernd, Timothy, Teoman, Murat, Kemal ve Elif'tir. Kazı yapmaya başlayan grup yavaş yavaş eski dönemlerden kalma tabletler bulurlar ve bu tabletler saray başyazarı Patasana'ya aittir. Tabletlerdeki yazılar insanlık tarihinin en eski dönemlerine ait yazılardan biri olduğu için bilimsel değer açısından Dünyaya büyük katkı sağlama özelliği taşıyordu. Kazının olumlu sonuç vermesinden dolayı grup son derece keyifli şekilde grup çalışmalarını sürdürüyor ve tabletlere ulaşıyorlardı. Fakat köylüler bu kazıdan hiç hoşnut değillerdi, çünkü köylülerin yatır olduğunu düşündükleri Kara Kabir adı verdikleri bölge kazı yapılan yere sadece 20 metre uzaklıktaydı ve başlarına bu kazıdan dolayı felaket geleceğine inanıyorlardı.

Kazı yapıldığı gün Esra'ya bir ölüm haberi gelir, Esra bu haberden sonra iyice korkmaya başlar. Çünkü köylülerden bir kısım burada kazı çalışması yapılmasını istemez ve onlara göre Kara Kabir kazı çalışmasından rahatsız olmuştur. Hacı Settar’ın caminin minaresinden aşağı atılarak öldürülmesini de köylü çoktan kazı olayına bağlamıştır. Bu cinayetin yaşanması ekibi derinden etkilese de onlar yine kazı yapmaya devam etmiş, bir kaç gün sonra yaşanan ikinci cinayet ekibi iyice sarsmıştır. Köyün önemli kişilerinden olan hem köy korucusu hemde ileri gelen aşiretlerden birinin reisi Cemşit Ağa‘nın ölmesi olayların seyrini iyice değiştirerek, ekip kazının yanında katilin bulunması içinde uğraşlar vermeye başlamıştır. Kazı ekibine Yüzbaşı Eşref'in de yardım etmesi sonrasında Esra ile Eşref arasında yakınlık boy gösterir.

Bir akşam yemek yedikten sonra fotoğrafçı olan Elif'in ayağını akrep sokar apar topar hastaneye giderler. Hastanede yakın bir arkadaşlarına rastlayan Esra oradaki doktor ile sohbete başlar. Doktor dedesininde kazı yapılan bölgede 78 sene evvel yaşayıp bugünki cinayetler ile birebir benzeyen üç cinayet işlendiğini söyler. Hatta doktor üçüncü kişinin de kim olduğu yönünde bile bilgi vererek onları uyarır. Bu durum karşısında iyice korkup panik yapan Esra Eşref'e her şeyi anlatır fakat Esra'nın çabaları yetersiz kalır, çünkü Eşref bu olayların terör olayı olduğuna o kadar inanmıştır ki, bu şekilde iz sürmektedir. Bir sonraki gün ise doktorun tam olarak söylediği kişinin oğlu ölü olarak bulunur ama cinayetleri işleyen kişi hale belirsizdir. Hem korku hemde güvensizliğin hakim olduğu topraklarda nihayet tabletlerinde bulunması ile kazı sonlandırılır ve ardından heyecanla beklenen basın açıklaması günü gelir. Fakat kazı ekibinden olan Kemal ortalıkta yoktur bu durumu önceki akşam yaşanan gerginliğe bağlayan ekibe az sonra Kemal'in de cesedi bulunduğu bilgisi gelir. Herşeye rağmen basın açıklaması yapılarak tabletler anlatılır akabinde ise katilin kim olduğu söylenir. Katil aslında Ahmet Ümit'in çoğu kitabında olduğu gibi ustalıkla gizlenmiş ve son dakikaya kadar kendini belli etmemiştir.

Patasana Kitabı Kahramanları

  • Patasana: Saray başyazmanı olan Patsana; kralın hareminden birine aşık olmuştur ve aşık olduğu kişinin ölümüne kralın emri ile göz yumarak bunun intikamı için yaşamıştır.
  • Esra: Arkeolog grubunun başkanı olan Esra; grubu yöneterek kazı çalışmalarının seri şekilde devam etmesini sağlamıştır. Zaman zaman köylülerden tehditler alan, bunu gruba yansıtmamaya çalışan Esra romanın bazı yerlerinde korkusuna yenik düştüğünü görüyoruz.
  • Elif: Grubun fotoğrafçısı Elif, naif ve çabuk pes eden bir tipleme ile karşımıza çıkıyor.
  • Eşref: Yüzbaşı Eşref, köyde ardı arkasına yaşanan cinayetleri çözmek için gelmiş ve gruba destek vermektedir.
  • Bernd: Kazı çalışmasında görev alan Bernd, olaylara karşı biraz daha soğukkanlılık gösteriyor.
  • Timothy: Aynı şekilde çok fazla ismi geçmeyen Timothy Amerikalı bir arkeogdur.
  • Teoman: Grupta en sakin davranmaya çalışan kişilerden olan Teoman; aslında en çok ürken kişilerden birisidir.
  • Murat: Grup içinde oluşan pürüzleri düzeltmeye çalışan kişi olarak gördüğümüz Murat karakteri de diğer karakterler gibi ters köşe yapan tiplemesidir.
  • Kemal: Elif ile yakınlaşması ile tanınan Kemal malesef romanın sonunda ölü olarak bulunur.
Paylaş:
Yorumlar