Amerikalı 15

Savcı ve ekibi arabalarına bindiler gittiler.Suat başçavuş arkalarından söylendi.
-Herkes anamızın adını soruyor,babamızın adını soran yok.
Orhan'ın yanına gitti
-Dostum ne yaptın?
-Abi canım çıktı ya. Bu nedir böyle anlamadım.Ölen ölene bu gün dördüncü olay bu
-Bu iş için ne diyordun?
-Ne diyeyim abi temiz iş.Alnının ortasından yakın mesafeden atılarak çakılan bir 7.65 mm.lik mermi.
-Çekirdek duruyor mu?
-Duruyor ama deforme olmuş.Bu kafatası kemiği var ya vücudun en sağlam kemiklerinden biri.Delinmiş ama mermi de haşat olmuş.Bak lale gibi açılmış beynin içine doluşmuş.
-Yiv set yok yani.
-Yok abi ne gezer.Suda kalması da üstünde hiçbir iz işaret bırakmamış.Allah'tan parmakları yerinde de izlerini aldık.
-Sabahki olayları ne yaptınız?
-Abi kayıt altına alınması ve yorumlanması için laboratuara gönderdim.Şimdi arkadaşlar çalışıyorlar.Dedim ya sabaha tamam,belki de bu gece...
Bu esnada cenaze ambulansa yüklenmiş devlet hastanesi morguna götürülmek üzere yola çıkıyordu.Suat başçavuş arabasına bindi karakoluna doğru yola çıktı.
Odasına vardığında yorgunluktan tabanlarının sızladığını fark etti.Ayakkabılarını çıkarttı. Çıplak ayaklarını betona basarak soğutmaya çalıştı.Cebindeki dolarları masasının üstüne çıkarttı .Bir destesini eline aldı,diğer iki desteyi çekmecesine koydu.Destenin sırasını bozma- dan masanın üstüne yaydı.Paraları tek tek incelemeye başladı.Görünürde abes bir şey yoktu.Paraların üstüne abandı.Dikkatlice baktı.İşte o zaman fark etti.Paraların seri numara- larının altında küçücük belli belirsiz kurşun kalemle konulmuş noktalar vardı.Her banknotta bir rakam işaretliydi.Çekmecesinden merceği çıkarttı.Şimdi daha rahat görünüyordu.En üsteki paranın işaretli rakamını okudu.Not defterine yazdı.Sırayla tüm rakamları kaydetti.Sonra kendisine kızdı.Yüksek sesle söylendi.
-Yahu deli misin be adam.Ne yapıyordun sen .Burada işler seni bekliyor sen paralar ile oynuyorsun.
Yazmayı bıraktı.Beş dakika kadar dinlendi.Bazı paralarda iki rakam vardı.Sonunda rakamlardan oluşmuş bir şifre çıkmıştı karşısına.Ama rakamlar ona hiçbir şey ifade etmiyordu ki.Önce telefon numarası olabileceğini düşündü.Üç yüz rakamlı telefon numarası olamaya cağına göre ...rakamlarla boğuşmaya başladı.
-Şimdi bir de şifrecilik oynayacağız.Allah'ım sen bana sabır ver.
Kapısının tıklatıldığını fark etmedi bile.Başını kaldırıp baktığında kapıda bir şahsın beklediğini fark etti.
-Suat kolay gelsin.
-Buyurun nasıl yardımcı olabilirim.
-Beni tanımadın mı?
-Yo tanımam mı gerekiyor?
-Biraz düşünürsen tanırsın.
Başındaki şapkayı ve gözlüğü çıkarttı.
-Siman yabancı gelmiyor ama kusura bakma çıkartamadım.
-Okuldan desem.
Suat adama daha dikkatli baktı.
-Niyazi sen misin?
-Benim tabi ya
-Ne kadar değişmişsin birader valla tanıyamadım.
Ayağa kalktı sarıldılar.
-Gel otur şöyle nasılsın.
-Sağ ol dostum iyiyim şükür sen nasılsın
-İyiyiz demek adet olmuş olaylardan başımı kaldıramıyorum.
-Şu cinayetler mi?
-Sen nereden biliyorsun yoksa...
-Evet komutanın gönderdiği istihbaratçı benim.Sana yardımcı olmaya geldim.
-Hoş geldin dostum işler bildiğin gibi değil,çok karışık,dilim varmıyor ama organize bir çete ile karşı karşıyayız.
-Nasıl yani?
-Seri cinayetler...
-Bu iki olayın da aynı kişiler tarafından mı yapıldığını düşünüyorsun?
-Evet aynen öyle.
-Bu paralar ne,dolarlarını mı sayıyordun.
Suat gülmeye başladı.
-Yok be babacığım,bunlar benim değil,ölen vatandaşın.
-Cebinden mi çıktı.?
-Hayır bir arkadaşına emanet etmiş.
-Mercek ile ne yapıyorsun?
-Bu paraların üstünde bazı işaretler var daha doğrusu rakamlar işaretlenmiş.
-Yani...?
-Yanisi rakamlar aracılığı ile bir şeyler şifrelenmiş.
Rakamların işaretlendiği defteri uzattı.Rast gele yazılmış pek çok rakam.
-Bu rakamlar bazı harfleri simgeliyor olmasın?
-Olabilir bu benimde aklıma geldi.Ama karışık bir düzeneği olsa gerek.Oturup incelemek gerek.Bunu yapan ya çok film seyrediyor ya da çok şifreli kitaplar okumuş.
-Acaba ne anlatıyor?
Bilmem,mutlaka bir şey anlatıyor ama aslı ilginç olan ne biliyor musun?
-Nedir?
-Bu şifrelemeyi Mehmet'in yaptığını sanmıyorum.Çünkü bu adam bu kadar zeki değil.
-Belki de zekidir ama sen bilmiyorsundur.
-sanmam yaşadığı yeri gördüm,yaptığı işi biliyorum,ben pek ihtimal veremiyorum.
-Ne iş yapıyormuş?
-Mezarcı.
-Mezar açıyor yani.
-Eh hem öyle hem öteki türlü.
-Defineci aynı zamanda
-Aynen.Bu şifrelemeyi de ona bu işin başındaki adam vermiş olabilir. Ya da çalmıştır.
-Bak bu daha mantıklı.
-Olabilir.,Çünkü otuz bin dolar az para sayılmaz.Şayet bu para iş için verilmişse o zaman durum daha vahim.
-Neden?
-Dostum düşünsene amelesine otuz bin dolar verilen iş ne kadar büyüktür.
-Evet haklısın
-Milyon dolarlardan bahsediyoruz Niyazi.Çok büyük paralar dönüyor .
-Ne işi abi bu kadar.
-Burada Likya' lılardan kalma yeri bilinmeyen kayıp bir şehir mi ne varmış,bu şehrin hazineleri peşinde olabilirler.Elmalı sikkelerini duydun mu?
-Evet duymuştum.
-İşte onlar kadar kıymetli materyaller varmış burada.
arkası yarın

05 Mart 2010 4-5 dakika 39 öyküsü var.
Yorumlar