Amerikalı 2

dünyanın gerçek olduğunu geri kalan her şeyin bir haya ürünü olduğunu söylemişti. Bilemi- yordu hangisine inanmalıydı. Farkında olanlar işte onu ta Ankara'lardan buralara getirmişlerdi .Yoksa o bu kaya mezarın varlığını nereden bilecekti nasıl bulacaktı. Duştan çıktı,beline sardığı havlu ile beraber yatağa uzandı.Aklına cebindeki yüzük geldi.Koltuğun üzerideki cekete hamle yaptı,yüzüğü çıkarttı.Işıkta daha iyi görünüyordu.Yüzüğün üstünde taş sandığı şeyin aslında bir arma olduğunu fark etti.Yüzüğü havluya sürttü.İyice temizledi. Armaya dikkatlice baktı. Üstünde üçgen bir figür vardı ve ortasından bir haç geçiyordu. Araba arması yada takım amblemi gibi.Ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu.O bir hırsız değildi,tarihi eser kaçakçısı değildi hele ki katil hiç değildi.O tamda yeni işlenen bir cinayetin üzerine gelmişti. Bu duruma seyirci kalamazdı.Ama fazla da bulaşmak istemiyordu. Komidinin üzerinde duran telefonu kaldırdı.Resepsiyondaki uykulu ses ona ne istediğini soruyordu.
-Nasıl yardımcı olabilirim?
-Ben eeee şey bu odalardan harici görüşme yapabilir miyim onu soracaktım?
-Elbette 9 rakamı ile çıkış alın çevir sesini duyunca istediğiniz yeri arayabilirsiniz.Yalnız uluslararasına kapalıdır.
-Anladım teşekkür ederim.
Telefonu kapattı.Belindeki havluyu çıkarttı.Sesini perdelemeliydi.İki kat yaptığı havluyu ahizeye dayadı.Rakamları elleri titreyerek çevirdi.Bir...beş...altı...Karşısına kalınında kalını bir tonla konuşan bir erkek sesi çıktı.
-156 Jandarma İmdat buyurun.
-Ben eee ben bir ihbarda bulunmak istiyordum.
-Sizi dinliyorum buyurun.Kim olduğunuzu söyler misiniz?
-Hayır söyleyemem.
Başından geçenleri kendisini konunun dışında bırakarak bir çırpıda anlattı Gördüğü cesetten bahsetti.Konuşmayı kısa tutmaya çalışıyordu.Ama karşıdaki onu oyalıyordu.Bir an aklına yerini tespit edebilecekleri ihtimali geldi.Konuşmayı sonlandırmak için,
-Lüzum olursa ben sizi ararım
dedi ve kapattı.Şimdi kendisini daha iyi hissediyordu.Kısık sesle konuşmaya başladı.
-Cinayeti ben mi işledim canım ne korkuyorsam.
Soyunma dolabının içinden çıkardığı temiz iç çamaşırlarını giydi.Yatağına yattı.Uykuya daldı....


Sabah oda kapısının tıkırtısına uyandı.Kapının ardından seslendi.
-Ne var ne istiyorsunuz?
-Beyefendi ben kat sorumlusuyum...
-Bana ne bundan.Bak ben o kapı tokmağına ne asmışım.Ne yazıyor orada 'Lütfen beni rahatsız etmeyin' okuman yazman var umarım.
-Elbette efendim okumam var ama Jandarmadan gelmişler ,karakol komutanı sizi görmek istiyor.Bu sebeple geldim.
Yatağından fırladı.Olamazdı.İzini mi bulmuşlardı.Perdenin aralığından dışarı baktı. Jandarmanın mavi minibüsü işte orada duruyordu.Acele ile giyindi.Merdivenlerin basamak- larını ikişer üçer atlayarak aşağıya indi.Bekleme salonuna geçti. Resepsiyonist ardından seslendi.
-Erkan bey ...buradalar yemek salonunda.
Koridoru geçerek arka bahçeye çıktı.Havuzun başındaki masalara yöneldi.Jandarma Komuta- nı ve otelin sahibi kafa kafaya vermiş bir şeyler konuşuyorlardı.Korkudan beti benzi atmıştı.Bembeyaz bir yüz ifadesi ile yanlarına yanaştı.
-Buyrun Komutan bey beni çağırtmışsınız.
-Siz Erkan Bey misiniz?
-Evet benim
-Oturmaz mısınız size bazı suallerim olacak
-Oturayım tabi de ne hakkında soru soracaksınız onu anlamadım...Ben buraya tatil yapmaya geldim.Buraların methini çok duymuştum o sebeple...
-Tabi buralar çok güzeldir sizi anlıyorum buralara tatile geldiniz ama anlamadığım başka bir şey var.
-Nedir o komutan bey?
-Benim adım Suat
-Nedir o Suat Başçavuşum?
-Dün gece yarısı bahsettiğiniz ceset nerede bulamadık.
Erkanın başından kaynar sular dökülmüştü.Söyleyecek söz bulamıyordu.Kekelemeye başladı.
-Ben ...ben... neden söz ettiğinizi anlamıyorum ger...gerçekten...
-Nasıl olur dün akşam 156 Jandarma imdadı arayıp ihbarda bulunmadınız mı?
Erkan'ın kımıldayacak yeri söyleyecek sözü kalmamıştı.
-Evet ama ben adımı vermedim yerimi söylemedim.Beni nasıl buldunuz?
Karakol komutanı Suat Başçavuş gülerek yanıtladı.
-Teknoloji Erkan bey teknoloji.156 jandarma imdat telefonlarında aranan numarayı gösteren makineler var.Ayrıca otel sahipleri benim güvenilir arkadaşlarımdandır.
-Ne yani telefonumu mu dinlediniz?
-Olabilir neden olmasın.
-Yani kanun dışı bir iş yaptınız.
Suat başçavuşun yüzü asıldı
-Telefonu ben dinlemedim.Resepsiyon memuru dinlemiş.Dilersen şikayetçi olabilirsin ama bence öncelikle kendi paçanı kurtarmalısın.Ceset nerede?
Erkan sessizliğe gömüldü.Başı öne eğildi.Bir süre konuşmadan öylece durdu.
-Tamam...size terini göstereceğim.Ama inanın bana onu ben öldürmedim.
-Bakalım göreceğiz.Şu ana kadar bana doğru bir şey söylemediniz.Nasıl inanacağım bilmiyorum....Madem siz öldürmediniz o kaya mezarda ne arıyordunuz,hırsızlık mı?
-Hayır asla asla...
-Ne o zaman Erkan bey?
-Anlatırım size Suat komutan ama uzun bir hikaye.
-Sizi büyük bir merakla dinleyeceğim ama önce şu cesedi bir bulalım.
-Size yerini göstereceğim.Ama emin olun o cinayeti ben işlemedim.
-Anlayacağız.
-Ben eşyalarımı toplasam.
-Size beş dakika müsaade...Burada sizi bekliyor olacağım.
-Tamam hemen geliyorum
Erkan koridoru hızla geçti.Kapılara kaçamak bir bakış fırlattı. Kaçması büyük bir saçmalık olurdu.Odasına çıktı.Eşyalarını sırt çantasına doldurdu.Kapıda onu bekleyen Jandarma erinin peşine takıldı.Jandarma arkada o önde merdivenleri indiler.Komutan kapıda bekliyordu. Konuşmadan arabaya bindiler. Arka koltuğa iki silahlı jandarmanın arasına oturdu. Yolu tarif etti.Ormanın içine daldılar Toprak yolun bittiği patikanın başladığı yere kadar araba ile geldi- ler . Erkan komutana seslendi
-Buradan öteye yaya gideceğiz,çantam arabada kalabilir mi?
-Kalsın mahsuru yok.Nereden gideceğiz yolu göster.
-Şuradan...
Eliyle ormanın içini gösterdi.Sık yapraklı çam ağaçlarının arasına daldılar.Suat başçavuş sordu.
-Nerelerden kalkıp gelip de bu dağ başındaki mezarı nasıl buldunuz?Elinizde bir harita falan mı var?
arkası yarın...

18 Şubat 2010 5-6 dakika 39 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar