Amerikalı 4

-Orası belli olmaz belki de vicdan azabı çekiyorsunuz.
-Hayır alakası yok.Kesinlikle reddediyorum ben bunu.
-Evet sizi ve o çok geçerli sebebinizi dinliyorum.
-Nasıl anlatacağım bilmiyorum.
-Bir yerinden başlayın.
-Bakın Suat başçavuşum ben son zamanlar acayip rüyalar görmeye başladım.
-Ne demek o?
-Beni dinleyin.ben bu rüyalarımda bilinçliydim.
-Nasıl oluyor o?
-Şöyle oluyor,yani ben uyuduğumda her şeyin farkında olabiliyorum.
-O da ne demek?
-O şu demek,ruhum bedenimden ayrılıyor,özgür kalıyor,bedensiz ortamlarda zamansız mekanlarda dolaşıyorum.
-Bak bu geçerli bir sebep.
-O ne demek şimdi de ben anlamadım.
-Akıl hastası rolü yaparak suçlamalardan tümüyle kurtulmak.
-Suat başçavuşum ben bu cinayeti işlemedim ama buraya yönlendirildim.
-Kim tarafından?
-Farkında olanlar tarafından.
-Onlar da kim?
-İşte beni anlamıyorsunuz.
-Bak benim güzel kardeşim.Ben seni can kulağı ile dinliyorum ama söylediklerinden zerre kadar bir şey anlamıyorum.
- Bakın burada acayip şeyler oluyor ve ben bunların ne olduğunu bilmiyorum.Ankara'da evimde oturuyorken bu sanrılara kapıldım ve bunlar beni buralara kadar getirdiler.Burada yanlış şeyler oluyor.
-Sende bunları engellemeye geldin öyle mi?
Hayır kimse bana böyle bir şey söylemedi.Bakın ben uyuduğumda ruhum bedenimden ayrılıyor.Örneğin geçip bedenimin karşısına saatlerce kendimi seyredebiliyorum. Uçuyorum. Zamansızım mekansızım,aynı anda dört beş yerde birden olabiliyorum.Acayip bir şey işte.
-Peki seni buraya yönlendiren şey ne?
-İşte onu bilmiyorum,ben haftalardır bu mezarı görüyorum.Buraya daha evvel hiç gelmemiş olmama rağmen mezarı sanki elimle koymuş gibi buldum.Bir de farkında olanlar var,onlar da git dediler.Şayet böyle çok sık oluyorsa gitmelisin dediler.
-Amma kafa karıştırıyorsun ha.Duyan da seni medyum ya da büyücü falan sanacak.
-Artık ben de ne olduğumu bilmiyorum.Bu sanrılar yüzünden okuluma ara vermek zorunda kaldım.
-Ya...Ne okuyorsun?
-Tiyatro.
-...?
-Neden sustunuz...Benim rol yaptığımı düşünmüyorsunuz umarım.
-Bilemiyorum...Babanız ne iş yapıyor?
-Emekli.Evde oturuyor.
-Nereden emekli?
-Karayollarından.
-Sizin buraya geldiğinizden haberi var mı?
-Hayır yok,yaşlandı artık.Kulağı duymaz tek gözü görmez benim buraya geldiğimi bilse bile şimdiye kadar unutmuştur.
-Annen sağ mı?
-Sağ o da evde beraber oturuyorlar.
-Peki sen psikolojik tedavi gördün mü?
-Zaman zaman bir psikologa gittiğim doğrudur.
-Ne diyorlar bir tanı var mı?
-Yok bir tanı yok.Ben öyle sohbet olsun diye gidiyorum,okulun doktoru yani.
-Anladım yani sen şimdi bu işi ben yapmadım diyorsun .
-Kesinlikle asla...
-Bütün bu olanları rüyamda gördüm o sebeple buralara geldim diyorsun.
-Eh hemen hemen öyle sayılır.Düşünsenize Suat başçavuşum ben buralara gelmeseydim bu ceset de ötekiler gibi sonsuza dek yatacak ve beş bin yol sonra bir başkası tarafından arkeolojik kazıda bulunacaktı.
-Evet aslında o da var.
-Bana inanıyor musunuz?
-İnanmak istiyorum ama bizim için önemli olan maddi delillerdir ve elimde bir tek sen varsın
-Nasıl yani beni içeri mi alacaksınız?
-Şimdilik durum onu gösteriyor.
-Aman Allah'ım ben nasıl bir belaya bulaştım.
-Neden bu kadar korkuyorsun ,şayet dediğin gibi suçun yok ise bu eninde sonunda anlaşılacaktır.
-Umarım efendim umarım.
-Birazdan olay yeri inceleme ekibi gelecek,senin parmak izlerini alacaklar.Cesedin üzerinde araştırma yapacaklar.Anlıyor musun,bizim maddi delillere ihtiyacımız var ve rüyalar seni asla kurtaramaz.
-Suat başçavuşum sen iyi bir adama benziyorsun.
-Sen de bu genç yaşına rağmen cesur birine benziyorsun.
O sırada Suat başçavuşun belindeki telsizden sesler duyulmaya başladı.Anlaşılan olay yeri inceleme ekibi gelmişti.Ekip yukarıda minibüsün yanındaydı.Telsizle yolu tarif etti.Ekip bir yirmi dakika sonra olay yerine gelmişti.
-Vay Orhan hoş geldin.
-Sağ ol abi.
Orhan başçavuş oflayarak konuşmaya çalıştı.
-Abi bu ne ya .Senin katiller adam gibi yerde cinayet işlemiyorlar ki.Bu ne böyle ya dağın başında adam mı öldürülür.Bu ne laubaliliktir böyle ...
Suat başçavuş gülümsedi.
Orhan konuşmaya devam etti.
-Bu arkadaş kim abi.
-Bu arkadaş bize bu olayı ihbar eden kişi.Olayın tanığı belki de sanığı...
-Adın ne senin?
-Erkan.
-Bu olayı sen mi yaptın?
-Hayır ben değil.
-Anlayacağız sen merak etme.
-Merak etmiyorum aksine çok mutlu oluyorum.
-Nerede abi ceset.?
Suat başçavuş eli ile giriş deliğini gösterdi
-Şuradan giriliyor
Orhan ve ekibi delikten içeri girdiler.Suat ve Erkan'da onları takip etti.Dar mekan iyice daralmıştı.Orhan sağ köşede yata tarihi iskelete bakarak konuştu.
-Abi üç bin yıl evvel ölen adama ben ne yapabilirim ki?
-O değil Orhan ötede yatan.
-Öyle mi?
arkası yarın...

20 Şubat 2010 4-5 dakika 39 öyküsü var.
Yorumlar