Anneannemin Öyküleri - Köyde Aşk

Sabah namazı okunana kadar gözlerine hiç uyku girmedi Meryem kızın. Üzerine eğreti geçirdiği mavi fistolu geceliğiyle yatağın içinde bir oyana bir buyana döndü durdu. Kulakları evin gıcırtılı merdivenlerinden aşağıdaki banyoya abdest almak için inen babasındaydı. Sabah namazından sonra yatağa girmesi için babasını sabırsızlıkla bekliyordu. Çünkü gün ağarmadan dışarıdaki bahçenin avlusunda gizlice ve sessizce bekleyen yavuklusuyla buluşacaktı.




Sesler kesilip ortalık iyice kararınca, çiçekli pazen şalvarını üzerine geçirdi, ayak uçlarına basa basa avluya çıktı. Onu bekleyen yavuklusu ise Meryem kadar telaşlı ve ürkekti. İlk defa hayatında ağır basan sevdası uğruna tehlikeyi göze almıştı. Koltuğunun altına kıstırdı beyaz bohçasını ve adım adım yaklaştı yavuklusuna. Boynuna atlarken bir taraftan da,onu izleyen biri var mı diye arkasına dönüp bakıyordu.

Haydi dedi Eşref.....

-Bakınıp durma yakalanacağız yoksa... koşarak avlunun dışına çık ve hemen bin şu eşeğe....

O ana kadar işin ciddiyetini kavrayamamıştı Meryem..

Yıllarca ona kök söktüren, binlerce kez onu istemeye gelen Eşref'e evet demeyen, bu sevdanın karşısında duran ve birleşmemeleri için direnen babasını düşündü. Oh dedi içinden'' Sana müstahaktır''..

Babasının bunu hak ettiğini düşündü. Sonra annesi geldi aklına, al yazmalı,gül yüzlü anası....
Derdine ortak, yanık sevdasına tek şahit,ona destek olan anası.... Giderse nasıl dinecekti anasının yası.....

Eşeğe çüş demesini istedi az ilerde... Eşref itiraz ediyordu, o kadar hazırlandık diye mırıldanıyordu...

Meryem kararlıydı..

-Düşünmeden karar verdik sanırım ...

-Daha neresini düşüneceğiz bize başka çare bıraktılar mı?

Eşref'i anlıyordu ve ona sonsuz aşkla bağlıydı,ama o fedakar annesi babasının zahmetine nasıl katlanacaktı...

Geri dönmek istedikçe Meryem, Eşref itiraz ediyordu.

Ve sonunda geri döndüler,evin avlusundan sessizce içeri sızıverdi Meryem.Şalvarıyla daldı yatağına.

İçinde yanıp kavrulan farklı iki türlü ateş vardı,biri anne ateşi diğeri yar ateşi.. İkisinin de sönmesi mümkün değildi.. Kıyamadığı annesinin yüzüne sabah kahvaltısını hazırlarken sanki yarı suçlu gibi baktı.

Babası oldukça otoriter biriydi ve kızını köyün zengin ağasına veremeye niyetliydi.

Bir kaç akşam sonra kızını istemeye geleceklerini açıkladı. Bakır sofra sinisini elinden kaydıran Meryem tir tir titriyordu. Bu sefer içindeki ateş içindeki yangın, buz kütlesine dönmüştü. O buzda açan bir kardelen olmak istemiyordu.

Doğu'nun gelenek ve göreneklerine bu zamana kadar hiç bir sevda karşı çıkamamıştı, lakin Meryem bu tabuyu yıkacağı inancındaydı... Babasını her şeye rağmen ikna edeceğini düşünüyordu... Lakin kilim dokumasından, döneceği zamana kadar babası da evde olur diye düşündü. Gideceği her zamanki yolu o gün kısaltmak istemişti. Her şeyin bir an evvel olup bitmesi için acele ediyordu. Meyve bahçelerinin olduğu kestirme bir yol vardı. O yola saptı... Bir kaç metre ilerledikten sonra,bir takım sesler duydu.Biraz daha ilerleyince ağacın altında uzanmış birilerini gördü. Onlara doğru yaklaştı,gözlerinin gördüğü ama kalbinin tastiklemekde zorlandığı kişi tas tamam babasıydı. Uygunsuz halde onu görünce utandı... Babası toparlanıp kalktıktan sonra, peşinden köyün ağası dedikleri adamın karısı kalktı.

Anlam veremiyordu bu manzaraya ama her şey apaçık ortadaydı. İnkar edilecek hiç bir husus yoktu artık. Bunun hesabını her iki tarafa nasıl vereceklerdi. Şayet köyün ağası bu durumu öğrenirse hem karısını, hem babasını vuracaktı.

Kız gerisi geriye döndü eve... İçeriye girdiğinde üstündeki şaşkınlık ve telaş annesinin gözünden kaçmayacağı kadar ciddiydi. Annesi sordu ne oldu diye.Ama kızı ona doğruyu nasıl söyleyecekti. Babası çok geçmedi üzerinden hemen arkasından eve geldi.Annesi git gide şüpheleniyordu.

Meryem aklı ve kalbiyle baş başa kaldı bir müddet, Annesini oyalamayı başardı... Babası bahçede kıstırdı Meryem'i eğer gördüklerini kimseye söylemezsen her istediğini yaparım dedi.

Eline büyük bir koz geçmişti Meryem'in. Hem büyük bir faciayı önleyecek hem de,sevdiğine kavuşacaktı...

Babasının bu teklifini bir kaç şartla kabul etti.

Sevdiğiyle evlenmek.

Bir daha annesine asla ihanet etmemek.

Ölünceye kadar annesine iyi davranmak

Ve kendi düğününde, çeşmeden testi testi su taşımak......

Meryem hayatında ilk defa babasıyla anlaşmalı bir sözleşme yaptı. Üç gün üç gece süren düğünde babasına ecel teri döktürecek, ayağından mantarlar söktürecek kadar yordu.

Bütün şartları kabul etmek zorunda kalan babasını, bundan sonra hayatında az görüp az sevdi... Köyün ağası ve karısı ise düğünden sonra başka şehre taşındılar....


Bu öyküden biraz yola çıkarsak, köydeki örf ve adetleri gelenekleri çocuklarında uygulamak isteyen ebevyinler aslında bu durumdan en çok kendileri rahatsızlar ve bu rahatsızlığı bastırmak için gizli yöntemler denerlerken bir gün kısıtırılacaklarını hiç hesaba katmıyorlar...

Ve kaçamak yapılan meşklerden, gizlenmeden yapılan tüm aşklar helaldir...


Bir gün bu tabuların yıkılacağı ve yeni jenerasyona ayak uyduracakları yeni adetlerin gelmesini diliyor ve mutlu sonla biten aşklara şahitlik etmek istiyoruz...




Not: Bu öyküyü bana 12 - 13 yaşlarındayken anneannem anlatmıştı....hatırladığım kadarıyla yaşanmış bir öykü, ara ara anneannemin aklımda kalan öykülerinden anlatacağım...


Sevgiler....../Anneannemin Öyküleri.......

23 Temmuz 2014 5-6 dakika 19 öyküsü var.
Yorumlar