Arjanti / Sevda

Bölüm 6


Trabzon 1940...

Yaz tatili çabuk bitmiş ve okulların açılmasına on gün kalmıştı. Muazzam, Enstitüdeki son yılı için tüm hazırlıklarını tamamlamış olarak okuluna gideceği günü sabırsızlıkla bekliyordu.

Okul başlayıncaya kadar kalan on günlük bölümde sürekli yeni modeller çizmeye gayret ediyor ve arkadaşlarına elbiseler dikiyordu. Sabire Hanım onun böylesi güzel elbiseler dikmesinden çok mutlu oluyordu. Bir gün kahvaltı sonrasında Muazzam'a seslendi;

-Kızım bana da bir elbise diker misin?
-Sen istersin de dikmez miyim anne?
-O zaman hazırlan da gidip uygun bir kumaş beğenelim.
-Tamam anne hemen giyiniyorum.

Anne-Kız birlikte Uzun Sokağa gittiler ve her zaman kumaş aldıkları Hasbi Bey'in dükkanına girdiler.

-Hoş geldin Sabire Hanım
-Hoş bulduk Hasbi Bey. Yeni gelen elbiseliklerinden göster de kendime göre bir şey seçeyim.
-Peki Sabire Hanım, şöyle gelin.

Hasbi Bey yeni gelen elbiselik kumaşlardan beş altı tanesini uzun tezgahın üstüne tek tek yaymaya başladı. Muazzam her açılan kumaşı dikkatle inceliyordu.

-Var mı beğendiğin bir şey diye sordu Sabire Hanım kızına.
-Ben bunu beğendim anne. Sana bunu alalım.
-O çok genç işi be kızım.
-Sen de daha gençsin annem. Hadi hadi kabul et de bunu alalım. Bak ne güzel bir elbise olacak.

Sabire Hanım Muazzam'ın beğendiği kumaştan aldı.

Muazzam üç gün annesinin elbisesiyle uğraştı. Üçüncü günün sonunda elbiseyi bitirmiş ve güzelce ütülemişti.

-Anneeeeeee, yemek piştiyse biraz yukarı gelir misin?
-Tamam kızım geliyorum diye cevapladı Sabire Hanım.

Ağır adımlarla tahta merdivenleri çıkıp üst kattaki Muazzam'ın odasına girdi.

-Annem hadi giy şu elbiseyi. Bakalım beğenecek misin?
Sabire Hanım Muazzam'ın elindeki elbiseyi görünce küçük dilini yutacak gibi oldu.
-Kızım bu ne güzel bir elbise olmuş. Ama baban bana bunu hayatta giydirmez.
-Sen hele bir giyin şunu da babamı halletmesini bana bırak.

Sabire Hanım elbiseyi giyip uzun uzun aynada kendine baktı. İlk defa bu kadar uzun süre ayna karşısında kalmıştı. Sonra Muazzam'a sarılıp onu yanaklarından öptü.
-Güzel kızım, bu hayatımda giydiğim en güzel elbise. Ellerine sağlık.
-Güle güle giyin annem. Ben sana daha ne güzel elbiseler dikeceğim.

*

Nihayet okulun başlama günü gelmişti.

Muazzam'ın içi içine sığmıyordu. Sabah erkenden uyanıp okul kıyafetlerini yeniden ütülemişti. Sabire Hanım da kalkmış ve kızını uğurlamak için aşağıya inmesini bekliyordu.
Muazzam az sonra alt kata inip annesinin elini öptü ve hayır duasını alıp okulun yolunu tuttu.

Okulun bahçesinde arkadaşlarıyla hasret giderdi.

Zilin çalışı Muazzam'ın hayatında yeni bir dönemin başladığının da işaretiydi.

*

Muazzam yine okulun en başarılı öğrencisi olmayı başarmıştı. İlk dönemim ortalarına doğru İnci Hanım sınıflarına gelmişti. Kızlar ayağa kalktılar. İnci Hanım "oturun çocuklar" dedi ve devam etti.

-Kızlar, bu yılki sene sonu balosu için daha erken hazırlıklara başlayacağız. Herkes dikeceği elbisenin modeli hakkında karar versin ve hafta sonuna kadar çizdiğiniz modeli odama gelerek bana gösterin.

Muazzamın gözüne uyku girmiyordu. Ne yapıp edip en güzel modeli çizmeli ve yine 'En İyi Elbise Ödülünü' kazanmalıydı. Günlerce modeller üstüne çalıştı ve sonunda içini rahat ettirecek bir modelde karar kıldı.

Sabah okula gittiğinde hemen müdire hanımın odasına yöneldi. Kapıyı yavaşça çaldı.

-Girin diye seslendi İnci Hanım.

Muazzam saygılı bir şekilde başını uzattı.

-Müdire Hanım müsaitseniz size dikeceğim elbisenin modelini göstermek istiyorum.
-Gel içeri Muazzam. Bakalım nasıl bir şey düşündün.

Muazzam içeri girdiğinde müdire hanımın bir misafiri olduğunu fark etmişti. Bir an göz göze geldiler." Bu adam geçen yıl müdire hanımın odasında gördüğüm adama benziyor " diye kendi kendine söylendi.

İnci Hanım'ın masasının yanına geldiğinde ellerinin titrediğini fark etti. Bu durumu İnci Hanım da fark etmişti.

-Heyecanlanma Muazzam. Sen mutlaka güzel bir model çizmişsindir. Hele bir göster bakayım bana.
-Buyurun Müdire Hanım diye zorlukla cevapladı Muazzam.

İnci Hanım modeli uzun uzun inceledi sonra misafirine döndü.

-Sen de bakmak ister misin?
-Olur bir bakayım dedi konuğu ve modeli incelemeye başladı. Bir süre sonra ;
-İnci bu kızınız çok maharetli biri. Ben çok beğendim dedi.
-Ben de çok beğendim. Aferin Muazzam sana. Hadi bakalım yine çok güzel bir elbise dik bize.
-Elimden geleni yapacağım efendim. Şimdi izninizle sınıfıma döneyim.
-Tamam kızım hadi geç kalma.

Muazzam kapıdan çıkar çıkmaz koşar adımlarla sınıfına gitti.

*

Aradan on gün kadar bir süre geçmişti.
İnci Hanım'ın misafiri yine okula gelmişti.

-Sen son zamanlarda beni çok özlemeye başladın sanırım diye muzipçe güldü İnci Hanım.
-Bilirsin seni çok severim ben İnci.
-Evet bilirim ama her yere de Yaşar Ablamla gidersin. Bu nasıl iş İsmail?
-Aman dur kızma. Tamam söz. Bir akşam da seninle gideriz.

O günden sonra İsmail fırsat buldukça çay içmek bahanesiyle İnci Hanım'a gelmeye devam etti.
-Yarın okul çıkışında seni almaya geleceğim.
-Nereye gidiyoruz İsmail?
-Sürpriz olsun sana.
-Peki, öyle olsun bakalım.

Öbür gün okul çıkış saatinden beş dakika önce gelip bahçede İnci Hanım'ın çıkmasını beklemeye başladı.

Zil çalınca kızlar birer ikişer bahçeye inmeye ve oradan da çıkış kapısına yönlenmeye başladılar. İsmail fark ettirmeden kızlara bakıyor ve gözleri Muazzam'ı arıyordu. En sonunda Muazzam da bahçeye inmiş ve ağır adımlarla çıkış kapısına doğru yönelmişti. İsmail onun ilgisini çekebilmek için Muazzam'ın önüne geçti ve;

-" İnci Hanım'ı gördünüz mü? "diye sordu.

Muazzam hafifçe başını kaldırdığında bir kez daha göz göze geldiler.

-Hayır görmedim dedi ve hızlı adımlarla kapıya doğru gitti.

İsmail arkasından doğru bakıyordu ki İnci Hanım'ın sesiyle irkildi.
-Sen niye burada bekliyorsun ki beni ! Neden odama gelmedin ?
-Geç kaldım. O nedenle odana gelmedim. Burada seni bekledim.
-Öyle olsun bakalım diye yine muzipçe güldü.

O akşam İsmail Garnizonda bir yemeğe davetliydi ve o davete İnci'yle birlikte gittiler.

*

Muazzam eve döndüğünde, bahçede gördüğü İnci Hanım'ın misafirinin ona bakışını unutamamıştı. İçinde garip bir şeyler hissetti...

*

Bir kaç gün sonra Muazzam okuldan çıkıp evine doğru gidiyordu. İsmail de on onbeş metre gerisinden onu takip etmeye başlamıştı. Muazzam'ın nerede oturduğunu öğrenmek istiyordu. Yaklaşık yirmi dakika sonra Muazzam evine varınca İsmail de o yoldan gidiyormuşçasına yoluna devam etti. İstediğini elde etmişti...

*

İsmail bir ay kadar sonra abisine telefon açıp onunla konuşmak istediğini söyledi. Abisi de akşam evde konuşuruz dedi ama İsmail " evde değil seninle büronda konuşmak istiyorum " deyince " o zaman saat beş gibi gel " dedi abisi...

İsmail tam beşte abisinin bürosuna gelmişti.

-Ooooo bu ne dakiklik İsmail. Hoş geldin bakalım.
-Hoş bulduk abi.
-Gel otur şöyle.

İsmail abisinin gösterdiği yere oturdu. Abisi zile basıp iki çay söyledi ve sonra İsmail söze girdi.

-Abi hani bana evlilik yaşın geldi demiştin ya ?
-Evet demiştim. Nihayet kabul ettin mi ?
-Neyi kabul ettim mi abi ?
-Yengenin kızkardeşiyle evlenmeyi.
-Yok hayır abi.
-Eeeee öyleyse kimle evleneceksin ki ? Başka birini mi bulalım sana ?
-Yok bulmayın abi. Ben bulacağımı buldum.
-Kimi buldun İsmail. Çatlatma insanı da söyle.
-Abi, İnci'nin okulunda son sınıfta bir kız var. Ben onu çok beğendim ve onu sevmeye başladım.
-Kimin nesidir? İnciyle konuştun mu hiç?
-Hayır abi konuşmadım. Sen konuşur musun?
-Olur peki akşam konuşur öğrenirim İnci'den. Ama yengen bundan hiç memnun olmayacak.

İsmail daha sonra bu konuya hiç girmedi ve bir süre sonra da abisinden izin isteyip kalktı.

*
O gece Hamdi Abi'si konuyu önce eşi Nefise Hanım'a açtı. Nefise Hanım çok sinirlenmişti.

-İsmail'i ben büyüttüm ama o beni dinlemiyor öyle mi ?
-Hanım öyle deme. İsmail'i bilirsin. Başına buyruk biridir o.
-Hayır efendim. O Mürvet'ten başkasıyla evlenemez. Hakkımı helal etmem ona bilsin.

Hamdi Bey üstelemedi ama canı da bir hayli sıkılmıştı. Yemekten sonra da İnci'yi odasına çağırdı ve ona İsmail'in beğendiği kızı sordu.

-Baba çok efendi ve çalışkan bir kız. Bildiğim kadarıyla da ailenin tek kızı.
-Kimlerdendir kızım ? Bilir misin ?
-Babası kasap Ethem Bey baba. Belki bilirsin Pazar yolunda dükkanı var.
-Yok çıkaramadım ben İnci.

O geceden sonra Nefise Hanım İsmail'le konuşmamaya başladı. İsmail ne kadar saygı gösterse de yengesi yüzüne dahi bakmıyordu.

Bir akşam yengesi mutfaktayken İsmail yanına gitti.

-Yenge sen benle neden konuşmuyorsun ?
-Bak İsmail. Seni ben büyüttüm ama sen benim sözümü dinlemiyorsun.
-Ne söyledin de yapmadım ki yenge?
-Ben sana kız kardeşimi vermek istediğimi Hamdi Abi'ne söyledim ama sen oralı bile olmadın. Ya Mürvet'le evlenirsin ya da bir daha benimle konuşmazsın.
-Sen bilirsin yenge dedi İsmail ve mutfaktan çıktı...

*

İsmail haftada iki üç defa okul çıkış saatinde okulun yoluna geliyor ve Muazzam çıktığında ona hissettirmeden peşinden gidiyordu. Artık iyiden iyiye Muazzam'a sevdalanmıştı.

Okul ara tatiline girmeden birkaç gün önce akşam yemeğe oturduklarında İsmail, Hamdi Abi'sine dedi ki;

-Abi ben o kızı seviyorum. Onu bana ister misiniz?
-Ne diyorsun sen diye kükredi Nefise Hanım ! Ya Mürvet'le evlenirsin ya da kız isteme işini unutursun.

Hamdi Bey eşine sakin olmasını söyledi ama Nefise Hanım'ın durulacağı yoktu.

-Hiçbir kuvvet bana o kızı istetemez. İsmail, Mürvet'le evlenecek işte o kadar!

İsmail önce sakin sakin dinlemişti. Ama yengesinin son sözü üzerine konuşma ihtiyacı duydu.

-Siz gidip o kızı isteseniz de istemeseniz de ben o kızla evleneceğim. Bu konu burada kapanmıştır.

İsmail sözünü bitirip masadan kalktı ve hemen odasına çekildi.
Gece geç saatlere kadar Hamdi Abi'sinin yengesiyle kavga ettiğini duysa da hiç önemsemedi.

*

İsmail kafasına koymuştu ve ne yapıp edip Muazzam'la evlenecekti.
Kızın babasının dükkanını öğrenmişti. Kaçta eve geldiğini de...

Okulun kapanmasına bir gün kala Muazzam'ın babası Ethem Bey'i akşam evinin kapısında yakalamıştı.

-Hayırlı akşamlar Ethem Bey.
-Hayırlı akşamlar. Bir şey mi soracaksın?
-Hayır sizden bir şey isteyeceğim.
-İste bakalım neymiş isteğin bileyim.
-Ben Allahın emri peygamberin kavliyle kızınız Muazzam'ı istiyorum...




Sürecek...

06 Mart 2012 10-11 dakika 45 öyküsü var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (3)
  • 12 yıl önce

    Kaleminizin akıcı üslubu ile yazdığınız öyküyü zevkle ve beğeni ile takip edeceğim. Seçkiyi kutluyorum efendim.Selam saygılar.

  • 12 yıl önce

    👍😙Işın ağbim,dizi film gibi,izliyor okuyorum👧😙ben olsaydım bu öyküyü biraz daha renk katmak için.Karadeniz lisanı da katardım,habu öyküye👧mesela Hasbi Bey'in konuşmasını,ve bazı karakterlerin konuşmasını👧habu olay Trabzonda geçtiği için ağabeyciğüm👧neyse habu öykü haböylede güzel olmiştur emeğine sağlık😙👍👍👍👍👍👧

  • 12 yıl önce

    arkası yarınlar kadar güzel dinlerken izlenir gibi

    bekliyoruz...