Başkalarının Rüyasında Uyanmak
"Çöl büyüyor, vay haline içinde çöller olanın....
Taş sensin çöl ve ölüm de sen..."
Gizler Çarşısı dedi Nî. Çok etkilenmiş. Derin ve güzeldi. Sustu. Aman neyse işte dedi de aklıma bir çengel işareti geldi durdu.
"Tereyağından kıl çeker gibi" dedi ve kılı çekti.
Oluşan boşluk itina ile doldurulduğunda dünya dümdüz halinden yavaş yavaş sıyrıldı, engebeler ve dağlar oluştu. Oyuklar insanların kanları ve gözyaşlarıyla doldu. Kanla dolana deniz gözyaşı ile dolana göl diyoruz.
Hepimiz bunun saçmalığının farkında olarak soran gözlerle birbirimize bakmak istedik. Ne gözlerimize soru işareti yükleyebildik ne de başkasına bakabildik. İnternet kısıtlaması varmış, arayüzü değiştiremeyince söylenene inanmak durumunda kalmak ile yetindik. Çok kısa bir süre sonra başkalarının varlığını ve bize empoze edilenin saçmalığı umursamadık, kendi içimizdeki onlarca boş yerden birine gidip konuşlandık.
Tereyağındaki kıl, "ne olmuş" demeyeceksin işte. Orada olmasında geçerli bir sebep var. İşgüzar kimseler yüzünden hayatımız boka döndü diye düşünürken. Kampüsün herhangi bir amfisinde değildim. Her aksâmı durdurulmuş; ışıkları kapatılmış, rolantiye alınmış duygusunu verse mi vermese mi karar vermekte zorlanan bir ortamda buldum kendimi. Buldum diyorum; nasıl geldim, nereden geldim hiç hatırlamıyorum. Ben de her şey tık, nato mermer.
Zeppe dedi. Döndüm "üzgünüm elimizde Zeppe kalmadı" dedim. Kimse duymadı; kendi kendime triplenip duruyordum ancak beni kale alan bir muhatap yoktu.
Konuyu değiştirelim dedi uyuyan güzel.
Akabinde karşımda oturan ama hiçtepkisiz adam telefonu aldı ve tuvalete gitti. Telefonsuz çıplak gibiymiş çok sonradan ben bunun bir hastalık olduğunu öğrendim. Çıplak kalma korkusu. Küçükken annesi tarafından sıkı sıkı kundaklanan bebeklerde mutlaka böyle bir sendrom olurmuş.
Neyse işte buraya nereden geldiysek şimdi hemen çıkıyorum.
Önce kafasını iki kolunun arasına aldı Burnundan hava alıp verirken zelzelemsi bir sarsıntı hemen avizelere baktım eser bir şey göremedim. Bir sağa bir sola döndü, gözlerini açmadan hamurdanarak biraz bekledi Sağına dönüp "Bismillâhirrahmânirrahîm, kabus mu ne" dedi.
Çok kızdım kabus senin...
*Gizler Çarşısı
Vay halime!
Çünkü okudukça içimdeki çöl büyüdü, susuz okyanus gibi bir şey oldu...
Uyuyan güzele baktım. Güzel güzel uyuyordu... Ben uyandım...
Hayatımın kabusu benmişim meğer...