Bekliyorum

Duysan sesimi. Bilsen nerdeyim, var mıyım olduğum yerde? Sen hep var edersin beni. Kelimelerin neyi anlatırsa anlatsın benden bir parça taşır mutlaka. Tatlı tatlı okşarsın saçlarımı onlarla. Bilirim ki ne dersen de ben varımdır içinde.



Belki sen olmadan da var olabilirim... Ya da bir başkası olmadan... Kendim olarak tekbaşına durabilirim ayakta, dengem bozulmadan. Hiç denemedim ama yapabileceğimi hissediyorum.



Çiçekler aynı yine... Ben birinin kalbinde bir ürperiş olmadan da onlar açıyorlar tomurcuklarını güneşe. Daha var bahara... Ama görünmeseler de patlamaya hazır bekliyorlar, dalların içinde saklı. Ben de tohumları ekiyorum içime. Görünürde yalnızım, yüzüm karanlık... Güneşe küsmüş gibi... Ama kalbimdeki ürpertiyi bir bilseler onlar da anlar benim de beklediğimi baharı.



O çiçekler gibi ama onlardan farklı olarak aylara, takvimlere bağlı kalmadan... Doğa kanunlarının dışında, kışın tam ortasında bekliyorum o uyanışı.



Bu sabah çok üşüdüm yine. Yorganın altından çıkamadım ama yine de uzağında durmadım günün. O anda çaydanlığın fokurtusunu duyabiliyordum zihnimde. On dakika ya da yarım saat sonra olacak şeyleri yaşıyordum. Böyle önden provalar yaparak yaşayınca hayatı, vücudundan bağımsız olarak ısıtıyorsun kendini. İçindeki sıcak, şefkatli bir dost eli gibi değip geçiyor etrafındaki her şeyin üzerinden... Çıkmak istiyorsun o yorganın altından. Üşüten her şeyle savaşmak...



Fazla zaman geçmeden yataktan attım kendimi. Dişlerim birbirine vursa da , bedenim yorganı özlese de yok saydım soğuğa ait her şeyi, çaydanlığa uzandım ve az sonra tadacağım lezzetin hayaliyle senli bir günü hatırladım yine. İçinde bulunduğum o anda olmayan bir şeylerin var olduğu bir sabah, yine böyle çay hazırlamaya girişmiştim.



Bak yine çaydanlığı suyla dolduruyorum. Ocağı yakıyorum... Aynı o günlerdeki gibi... Kapıya gidip gazeteyle ekmeğimi alıyor, fokurdama seslerini bekliyorum. Ve senli bir hayatı hatırlatan tüm sesleri ve duyguları... Bir sabahı gerçek bir sabah yapan o tomurcuğun patlayışını bekliyorum içimde.

19 Kasım 2013 1-2 dakika 18 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Özlem ve sevgi dolu bir yazı olmuş kutlarım yürekten Sibel hanım güzel bir öykü...👍

  • 10 yıl önce

    👍👍

    ah bu beklemeler ..bir çay içimliği dahi olsa kapının açıldığını duymak.. içimizdeki sevdayı çayçiçeğine benzetir

    güne düşen güzel yazınızı tebrik ederim. 👍

    çok sade ve akıcıydı..

    sevgiyle