Beyinsiz

Bilgisayarın ilk çıktığı yıllar 1940'lı yıllardır dünyada. O zaman ki ilk bilgisayar, yani şimdikilerin atası hemen hemen bir oda büyüklüğünde ve içinde 17.500 civarında elektron tüpü, 1500 röle, 70.000 direnç, 10.000 kondansatörden oluşmuş 30 ton ağırlığında dev bir makineydi, on haneli beşbin sayıyı bir saniye içinde toplayabiliyordu. Yanılmıyorsam adı da Eniac olması lazım...






İlkokul beşinci sınıftayız o zaman ki adı münazara olan tartışmalar yapıyoruz bazı derslerde. ''Sanat sanat için midir, toplum için midir'' ya da ''Bilgisayar mı daha akıllı insan beyni mi daha akılıı'' gibi...





Bilgisayar ile ilgili tartışmada herkes bilgisayarın daha akıllı olduğu üzerinde duruken, arkadaşın biri çok ilginç bir cümle sarfetti, cümle aynen şöyle ''Öğretmenim bilgisayarıda yapan sonuçta insan değil mi? Ama bir bilgisayar insan yapabilir mi? Fişini çektiğiniz zaman durmak zorundadır.''






Aşşağı yukarı internet ve ceptelefonu hayatımıza gireli yirmi seneyi geçiyor. Benim çocuklar kesinlikle benden daha iyi kullanıyorlar bilgisayarı, biz de işte hasbelkader kendi çapımızda, kendimize yetecek kadar biliyoruz. Bizi ilgilendirmeyen şeylere pek takılmıyoruz. Kızıyorum çocuklarıma bazen, çoğu zaman oyun amaçlı kullandıkları için bilgisayarı. Bilgisayardan ders baktıkları ender. Performans ödevleri sizin de bildiğiniz gibi tembel işi hep bilgisayardan çıkıyor...







Benim demirbaş bilgisayar biraz eski model, amiyane tabirle Nuhnebi'den kalma, parasızlıktan alet ve edevatını yenileyemedik her ne hikmetse. Açılması bir dert, siteye girmek bir dert, msn'yi açmak kapamak ayrı bir dert. Kafayı yedirtecek bana bir gün ya bakalım hayırlısı Allah'dan. Mausa basıyorum bana mısın demiyor, kızıyorum ''Ulan beynin sulanmış senin yine hay benin senin gelmişini, geçmişini'' taa anası Eniyak'a kadar gidiyor küfürlerim. Oğlan geliyor ''Baba kızma hallederiz'' sakinleşiyorum biraz. Yarım saat bir saat iyi çalışıyor, sonra yine çuvallama faslı, bu sefer kız geliyor ''Baba sakin ol hallederiz yaparız'' sinirlerim laçka ''Nasıl kızmayayım kızım, şiirlere kritik yazıyoruz, şiir okuyoruz, görevlerimizin aksamaması lazım'' kızım yine ''sen dert etme hallederiz baba'' Biraz balkona çıkıyorum sakinleşmek için, o arada hanım ''Aman da ne kükrüyormuş benim aslanım''diye laf sokuyor, işte böyle...







Bazen hepten iptal oluyor tamirciye gönderiyoruz. Allahtan hemen evin yanında ki dükkan bilgisayarcı, geliyor''Abi elli lira sıkışmış buna'' bunaldım bu sıralar çok. Ben de gitiim notbuk aldım bir tane. O meret de yeni olmasına yeni ama, yavaş çalışıyor bazen. Hanım yine devreye giriyor ''Yerim ben senin sinirini'' demeye getiriyor, işte o zaman da benim yağlarım eriyor.






Elektronik Beyin'miş hıh!!! Bir bina yapabilir misin? Anca planlarını verirsin. Bir insan yapabilir misin? Maça gidip tezahurat filan? Peki çamaşır asabilir misin? Benim gibi kendine sinirlenebilir misin? Beyinsiz şey, seni ben icad ettim. Fişini çektim mi, işin biter. Elektriği bulan Edison'a dua et sen...

12 Ağustos 2011 2-3 dakika 684 öyküsü var.
Yorumlar