Buna Yaşamak Denirse

Kerpeten lakaplı beyle, Demir Hamdi lakaplı iki zatı muhteremin konuşmasını takdimimdir...

KERPETEN-Alooooo

Telefon karşı taraftan açılır.

KERPETEN-Yaşıyon mu?

DEMİR HAMDİ-Yaşıyoz da buna yaşamak denirse...Geçen gün benim porşe arıza yaptı, mecburen servisine götürdüm, adamlar uğraştı didindi, sağolsun yaptı sonunda, binaltıyüzelli lira sıkışmış. Böyle giderse yiyecek havyara muhtaç kalacağız, bu ne pahallılık ya!!!Bazen de diyorum içimden bunu satayım mersedese döneyim yine gariban günlerimizdeki gibi...


KERPETEN-Geçmiş olsun bilader

DEMİR HAMDİ-Sen ne yapıyorsun?


KERPETEN-Napiyim birader, sekizyüzellimilyonluk bir ihracat yapalım dedik kırk yılda bir, adamlarla anlaştık, malı gönderdik, para gelmeden dolar bir düştü beş kuruş, buzda ayağı kayıp düşen benim kaynanam gibi, biz de babayı yedik. Senin anlayacağın, bu sıralar hiç yüzelli ikiyüz liralık fransız şaraplarından içesim gelmiyor.Ara ara eksport rakının gözüne vuruyorum, garip kaldık garip...



DEMİR HAMDİ-Geçen gün bizim karı vitrinde görmüş, sekiz milyarlık abiye bir elbise, alamadım birader, fakirliğin gözü kör olsun. Halbuki bir iki sene önce böyle miydi?''Ele veriyorduk talkını, kendimiz yutuyorduk salkımı''kredi musluklarımız açıktı, uçağa atlayıp Newyork'a kahvaltıya gidiyorduk. Şimdi ancak kahvaltıya, ya Roma'ya ya da Atina'ya gidebiliyoruz, işler çok kötü çok. Fakirliğin gözü kör olsun. Geçen karının birine hava atarken, sigaramı yüz dolarla yakayım dedim, inanırmısın cebimden yüz dolar çıkmadı, ben de limitsiz kredi kartımla yaktım. Türk parası ile yakmayayım dedim, neme lazım, üstünde bayrak var Atatürk var. Sapına kadar milliyetçiyiz birader...



KERPETEN-Benim sekretere yol verdim geçen gün. Evlenecekmiş, patron üç beş milyar avans verirmisin dedi, bunlar bizi multimilyarder mi zannediyorlar? Çalış kazan kardeşim. Ben buralara gelene kadar, babama çok yalakalık yapıp çantasını taşıdım, dayağını yedim.



DEMİR HAMDİ-Adamın biri ödememiş çekini, mecburen içim burkula burkula evini haciz ettirdik. Notere gittik birader satış için, tapuya gittik, ne kadar pahalı bu noter hizmetleri yahu şaştım kaldım doğrusu, soyuyorlar adamı resmen soyuyorlar. Dava edeceğim bu noterleri, hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ve dahi Birleşmiş Milletlere...



KERPETEN-Arada buluşalım birader, çalışmaktan fırsat bulabilirsek. Papaz uçuralım, kız kaçıralım, dünyaya bir daha mı geleceğiz yahu? Çalış çalış nereye kadar? Bülent abla geliyormuş haftaya cumartesi İstanbul'a................Restaurant'a gideriz, değil mi?



DEMİR HAMDİ-Gideriz bilader, geçen sefer tabakları kıramadım, kendi çanağımı kırdım. Çok içmiştim ahd ettim, bu sefer en az elli tabak kıracağım, elli tabak, hırsımı alamazsam evdeki tabakları getirir bir de onları kırarım, hiç bir şey kıramazsam garsonların kalbini kırarım...



KERPETEN-Müjdemi de isterim...............Televizyonu'nun magazin gazetecileride orada olacakmış. Kesin çektiririm bizi, kameramanların cebine üçbeş kuruş şıkıştırıp, sen merak etme...Komşu köşkte ki Tunç beyler de çatlasın, geçen hafta da onlar bize hava atmıştı. Bak sana manyak bir espiri yapayım telif ücreti bile almadan. Hadi Ne çekimi diye sor...



DEMİR HAMDİ-Ne çekimi?

KERPETEN-Yer çekimi...

Hi hi hi hi ho ho ho ho (Beraber gülerler karşılıklı)



DEMİR HAMDİ-Hadi bilader öptüm seni, yaşıyoruz işte bir şekilde, buna yaşamak denirse, dünyanın yükü omuzlarımızda...

23 Ocak 2011 3-4 dakika 636 öyküsü var.
Yorumlar