Cabbar-4/Söz verdim sana yar...

-O gün jüri sunumundan çıkmışım.Mastır bitmiş özgürüm.Çalışmak,araştırmak,bulmak,yazmak dahası hiç
bir şey yok,zorunluluk adına.
-Günün tadını çıkarmalı onca yorgunluğun ardından derin nefes almalıyım.Gazladım Taksim'e/Çiçek pasajında buluşacağız arkadaşlarla.
-Şerefe haydi doldur be saki....
Ne çok zaman olmuş böyle gönlümce aheste içmeyeli ve de Cemal'den keman dinlemeyeli.
Her zaman yaptığım gibi yine direksiyon başında kendimle hasbihaldeyim.Çok yoğun geçen yılın kritiğini yapıyorum aklım sıra.Ben benimle muhabbet ediyorum.Taksim'e girmeden telefonum çalıyor...
daha alo demeye kalmadan
-Vayyy iki gözüm haydi Yeşilköy'e doğru gel,hava alanındayım demez mi Cabbar.
-Canemnn ne ararsın burada hele de habersiz gelirmiydin ki sen ?
-Akşamı zor sabah ettim,rüyamda sen.Hayra gelmişim yosunum.
-Safa gelmişsen ağam az sonra ordayım.
Offff.....umurumda mı Çiçek pasajı ? umurumda mı arkadaşlar ? umurumda mı kutlama.İlla ki ooo....Aklım,fikrim,ruhum onda rehin.
Trafik nasıl da kalabalık,nasıl da fren/debriyaja teslim sürücüler,arpa boyu yol gitmek ne mümkün.
Yeşilköy'de bir cafede buluşana değin kaçıncıdır arıyor,kaçıncıdır az kaldı yoldayım diye diye ulaştım nihayetinde.Park yerine kader gelip karşılıyor beni.Arkasında Halil-Yusuf.
O'nu uzaktan görmek bile bana mutlulukların en tarifsizi.Atıyorum anahtarı Halil'e.Sarmaş dolaşız bir an
nefesimin göğsünde kesileceğini sandım.Öyle hasretiz ki,öyle sevdalı.Sorgusuz,sualsiz teslimim kollarına.Avuçlarının arasında başım,saçlarım...
Nasıl utanıp kızarıyor,sıkılıyorum..
-Ağam yeter bi gören olur..
-Biricik delim bırak ta görsünler.Yok artık gocunmam kimseciklerden.Kız yosunum hemi de almağa gelmişem seni.Artık düğünü kurdurma zamanıdır hııı ne dersin ?
-Brree senle varım ağam/senle ölümüne..
-And olsun ki kralların/kraliçelerin düğünü böyle olmadı dedirteceğim sana.Gelinliğini,her bir şeyini Tahran'da
Şah Rıza'nın terzisine hazırlatacağım.
-Hele yeter bre Cabbar senden başka bir şey görmez gözüm.Hiç bir şey istemem bilesin..
-Bilirim can özüm bilirim.Amma bizimde adetlerimiz var.Beyrut yıllardır düğünümü bekler,sen ki ağa karısı olacaksın.Sen ki Zozan aşiretinin veliahtlarını doğuracaksın,namımıza yakışacak ne varsa yapılacak.Haydi şimdi kafanı yorma bunlara.Ara anayı ellerinden öpeyim,bir kaç gün idare etsin bizi..
-O neden ağam ? ne idaresi kadının yüreğine indireceksin.
-Her bi şeyi tamam ettim yosunum akşama Paris'teyiz.
-Cabbarrr...bunu yapamazsın ..
-Yaptım bile iki gözüm yaptım...
-Bu ne telaş bu ne gidiş niyeee ?
-Sözün vardı hatırla,okuldan sonra gideriz demiştin ya..
-Hiç unutmazmısın sennnn...
-Hani konu sen olunca asla unutmam kurban,ara anayı...
-Aman Allahım nasıl anlatırım evdekilere..
Çalan telefonu annem açtı.Beni merak etme ve ne olursun biraz idare et,gidiyoruz dedim.Annemin o an ki kalp
Atışlarının nasıl da hızlandığını hissetmek zor değildi..
-Nereye deli kız.Sakın öyle bir şey olmasın ne derim ağabeylerine/babana...
Olup bitenlere daha anlam bile verememişken,kaptı elimden telefonu Cabbar.
-Anam sen haldan anlarsın gözün arkada kalmasın/hawalımı aldım yalnızca bi kaç gün,uydur bir şeyler.
-Yapmayın be deliler.Bu sorumluluğu bana yüklemeyin.İki deli hiç mi akıllanmayacaksınız ? hele ki sen ağam
uyma benim deliye..
-Anam dedim ya meraklanma,yine ben getireceğim sana yosunumu, şimdi gidiyoruz.
Annemin bağırmalarının ardı arkası kesilmedi ama telefonu kapatmak zorunda kaldım..

.........DEVAMI.........Bekleyin......

18 Ağustos 2009 3-4 dakika 12 öyküsü var.
Yorumlar