Dört Yıldız
Biz dört arkadaştık. Hakan , Can , Mert ve ben. Mahallimiz bize korkar biz mahallimize. Geceler suskun oluyor biz cehennem tepesinden gökyüzünü izlerken. Mahalle arası maç yapardık hep farklı bir şekilde yenilirdik tabi yenilince de Hakan hemen kavga başlatırdı çünkü baklavasına iddaya girmiştik bizim ise cep delik cepten delik. Yani anlayacağınız üç kağıtçılık vardı sonunda. Buluşma adresimiz belli hiçbir zaman geç kalmamıştık hiç birbirimizi yalnız bırakmamıştık. İlk okul orta okul ve lise derken hep aynıydık biz kardeştik ne içtiğimiz farklı ne yediğimiz tabiî ki ne de giydiğimiz biz kardeştik. Hakan lise bittikten sonra babasının yanına Almanya ya gitti . O giderken bir bilseniz nasıl ağladık nasıl anlatamam size. Can dedi ki bana tek bir nefesle ?Hakan Gitti ? .Evet hakan gitmişti ama gider gitmez bizi aradı ben geldim kardeşlerim ama burası nedense siz kokmuyorsunuz çok özledim be sizleri... Hakan dan daha sonra hiç haber alamadık. Acaba bizi unutup orada ki yalan dünyaya mı hapis oldu. Aradan altı ay geçmişti Mert bana dedi ki ? Erdem Hakanın babasını arayalım ne oldu acaba kötü rüyalar gördüm korkuyorum. Ve ben Hakanın babasını aradım keşke aramaz olaydım telefon elimden kayıp düştü tabi o anda gözyaşlarım da . Hakan bizi bırakıp gitmiş kendisini bir zehir eroine bulaştırmış bir gece cansız bedenini banyoda buldurmuş. Oldu mu şimdi Hakanım........Yine cehennem tepesinde buluştuk ve yıldızlara baktık 4 yıldızdan biri yoktu Hakanımız yoktu...
Can ,cananım dediği bir kızı çok seviyordu çocukluk aşkı derler ya işte o . Can bir gün her zaman sevdiğiyle buluştuğu yere giderken amansız bir sarhoş şoför Canımızın canını almıştı.
Koşarak Mert geldi bana ağlayarak Erdem koş hadi diyerek. Çok korktum çok ama içimden bir Can gitti anladım. Hemen hastaneye koştuk Mertle... herkes ağıtlar yakarak bize bakıyordu bizim ise dünyamız yıkılıyordu.Canın sevgilisi boynuma sarıldı.. Erdem abi diyişi var ya o an işte sanki Can ölmedi ben öldüm....
Mert ile yine cehennem tepesine gitmiştik bu sefer 2 yıldız kalmış sadece mert ve ben...Şimdi ne olacak Mert'im dedim ... bilmiyorum erdemmmmmm..Dedi...
Aradan 2 yıl geçmişti mert askerliği bitirip ve nihayet gelmişti. İlk bana geldi annesi babasını görmeden ilk beni görmeye geldi ve beni cehennem tepesine götürdü ...hadi erdem bak orda hakan ve can bizi bekliyor.dedii bana ....gözümden yaşlar sel oluyor yüreğime ...
Mert nişanlı gitmişti askere ve geldiği zaman ilk işi evlenmekti gün almışlardı .hergün beni arıyordu Erdem çok mutluyum çok nikah şahidim sen olacaksın derdi.
Bir gece apansız uyandım ağlayarak ve feryatlar ederek ne olursun Mert sende beni bırakma bu dünyada yalnız başıma diyerek , bir sigara yaktım ve elime telefonumu aldım çekinerek , tam Mert i arayacaktım nişanlısı beni aradı.ağlayarak bana erdem nerdesin çabuk gel hastaneye diye.bende acele acele hastaneye koştum. Mert gece iş de mesaideyken kalp krizi geçirmiş.Off bir kez daha mı ölecektim dedim... Mert'in odasına daldım. Mert gözü açık bana yine o tatlı gülümsemeyle bakıyordu sanki gider gibi elimi tuttu ve yavaşça gözlerini yumdu....mertte gitmişti.., Evet yine bir kez daha öldüm . Bir insan üç kez ölür mü ....ben üç kez öldüm...
,,,ben yalnız başıma ağlayarak cehennem tepesine gittim oturdum sabaha kadar ağlayarak... biliyor musunuz gökyüzüne baktım ve 4 yıldız gördüm Hakan-Can-Mert ve Ben.....