Geçmişten Kalma Simsiyah Buruşmuş Deli Bir Tişört

Deliliğimden kalma bir tişörtüm var dolabın bir bilinmez köşesine sakladıgım. Sabah uyandım nedense birden gözümüm önünde belirdi. Dolapta bir başına tam da kendine yakıştığı gibi karanlık bir köşede buruşup kalmış. Nefes sesi bile yok köşesinde. Pek de umurunda değil sanırım nefessiz kalmak hiç karşı koymuyor. Yataktan bir hışımla kalkıyorum dolaba saldırıyorum doğruca. Bir an önce ona ulaşmam lazım. Bana engel olan diğer tüm akıllı ve aklı başında olan giysileri sağa sola fırlatıyorum. Sanırım bir tarafım intikam almak ister gibi hırslı onlara. Beni deliliğimden uzaklaştırıp, aklı başında bir "gündüz yaşayan" yaptıkları için.Nefesim hızlanıyor giderek birden bire ateş basıyor tüm vucudumu...nerde bu tişört nerde?

nerdesinnnnn!

Deliliğim...kokusunu alabiliyorum sanki deliliğimin. Derin bir nefes alıveriyorum içime, ciğerlerime kaçık düşünceler doluveriyor. Tanrım her yerimde bir uyuşma hissi, başım mı dönüyor ne?Aklımın uyuşan bölümlerinde konuşan sesler yükseliyor. "Yaklaştın hadiiii hızlan..." kalan aklı başında kıyafetlerimi de bir hışımla fırlatıveriyorum sağa sola. İşte o an; birden zaman duruveriyor. Orda karanlığın içinde birden parlayıveriyor. Suratımda rahatlıkla gelen bir tebessum. Elimi uzatıyorum yavaşça deliliğime, delilik kokan siyah, buruşmuş, simsiyah tişörtüme... Sanki yırtıcı bir hayvanı tutmaya çalışır gibiyim adrenalinden saç diplerimden fışkıran sımsıcak terleri hissedebiliyorum. Son ve keskin bir hareketle kavrayıveriyorum simsiyah buruşmuş deliliğimi...

Birden, yerçekimi beni çekemeyecek kadar aciz, gövdem eskisi kadar ağır değil ki havalanıveriyor ayaklarım yerden...biraz önce vücudumdan fışkıran terler benden bağımsız odanın içinde dans ediyor. Sanki yağmurmuş gibi hareket etmeye başlıyorlar. Ben boşlukta, elimde sımsıkı tuttuğum simsiyah, buruşmuş deliliğimle, sonsuzluk gibi bir saniyenin içinde kayboluyorum. Yavaş ama melodik bir hareketle simsiyah, buruşmuş deliliğimle dopdolu tişörtü başımdan bedenime giydiriveriyorum. Bütün tüylerim uyarılmış. Kalbim tam gaz çarpmakta. Damarlarıma bulaşan simsiyah delili görebiliyorum. Tüm vücuduma yayılıyor ve havada asılı kalıyorum...Sonsuza kadar sürse bu duygu...unuttuğum tüm özgürlüklerim geri gelse...Keşke...

Bir melodi giderek yükseliyor kulağımı yırtarcasına. Tüm bedenim parçalara ayrılır gibi. Havada süzülen yağmurlarım bile düşüveriyor yere. Canim daha da yanıyor anlam veremiyorum. Bu ses nedir beni daha yeni kavuştuğum simsiyah, buruşmuş deliliğimden acımasızca koparan. Ses giderek acımasız bir "Tanrı" gibi kükreyerek; beni bir şimşekle çarpılmış gibi yakıyor. Yoğun bir acıyla, çığlık atarak gözlerimi açıyorum.... Sabah olmuş...alarm çalmış. Tarihte çalan en acımasız alarmmış.... Gözlerim dolabımda... Acaba hala????orda mı???

Simsiyah, buruşmuş, deli tişörtüm üzerimde..kaybettiğim onca şey anısına...

28 Mayıs 2019 2-3 dakika 20 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (4)
  • 4 yıl önce

    Birinci tekil kişi anlatımlı, psikolojik bir gerilim hikâyesi. Hikâyenin temel nesnesi, bir eşyâ, bir tişört. O eşyâyla anlatıcı arasında nerdeyse bir aşk ilişkisi var ve bu ilişki "rüyâ estetiği" üzerinden kurgulanmış. Cümleler, sözcükler gâyet tartımlı ve gerilimi tırmandırmaya elverişliler. Dolayısıyla da heyecanlı bir atmosfer yaratabiliyorlar.

  • Her insanın böyle anılar yüklü eşyaları vardır. Saklıdır bir yerlerde ve arada kontrol edilir yerdemi bir şey olmuş mu diye. Anılarla eşyalar arasındaki bağı ve bu bağın önemini gösteren güzel bir çalışma tebrik ederim.