Leylekler ve Ölümler

Birkaç vakittir sessiz sedasız oturduğumuz yerde nerdeyse hiç kıpırdamadan bekliyorduk. sanki dakikaları, saniyeleri hatta saliseleri bile geçerken tutup kafasını koparmakla meşgulmüşüz gibi derin bir ciddiyet. çoğu zaman sessizliği kimin yırtıp atacağı gizli bir savaş gibi sürer aramızda.
birbirini iyi tanıyan insanların zamanla sessizlikleri çoğalır. kimse daha tek kelime etmeye başlamadan neredeyse bütün konuşma yapılmış ve bitmiş olur. fakat bir yandan bu yakınlık özlem yaratır, uzaklaştırır insanları insanlar dünyasında. ruhu kaynaşmış ve tek bir ruh haline gelmiş iki kişinin konuşması bir kimsenin içinden konuşmasından farksızdır. bu yüzdendirki, sessiz oluruz çoğu zaman, nasıl bir kişinin iç konuşması yüksek sesle olduğunda tuhaf ve saçmadır işte öyle de böylesi iki kişinin konuşması onlara öyle gelir.

fakat o uzaklık artmasın diye bir şeyler konuşmak gerek, hasreti yakın mesafede korumak gerek . bunun için birimiz bir söze başlarız münire'yle. bu kez bu görev bana düştü.
biliyor musun geçen gün burdan bir leylek uçtu, dedim.
- leylekler uçar, dedi münire.
- buralardan pek uçmaz.
sonra o sustu, ben konuşmadım. hiç bir halimiz tavrımız değişmemişti. belki bir yorgunluktan bile söz edilebilirdi bizler için. sahiden yorulmuş olabilirdik kalbin kaskatı kesilmek zorunda olduğu şu dünyadan.
- sigaran var mı? dedi münire.
- mustafalarda sigara olur.
bunu söylerken gülümsedim. o belli belirsiz gülümsedi ve
- bazen olmaz, dedi.
- bazen ölmek anlamsızdırda o yüzden.
- insan her zaman ölür ama.
- biliyor musun münire, bana ölüm törenleri çok anlamsız geliyor. yani yaşamamış bir insan ölmüş sayılmazki. ölüler bir daha ölmez. neredeyse hiçbir ölüme üzülemiyorum bu yüzden.
- insanlar yaşamış olsalarda olmasalarda ölür sonuçta.
- evet insanlar ölür, leylekler uçar, mustafalarda sigara olur.
sonra orta kalite birer sigara yaktık. duyular keskinleştiğinde insanın bütün hisleri ikiye katlanır, hüznünüz ve acınızda öyle. belki bu yüzden onları zaman zaman öldürmek gerek ve bunun en iyi yolu sanırım uyumak. çünkü uyumakla ölüm arasında çok az fark vardır. velakin günün her saatinde uyuyamazsın. o zaman işe yarayansa kısmen budur.
-dedem öldüğünde hastanenin bahçesindeydim. biraz sonra doktor geldi ve gözümün içine bakarak , amcayı kaybettik, dedi. hiç bişey söylemedim, ağlamadım. öylece durdum. hatta kardeşimi teselli ettim. bu bir ölümdü sonuçta, bildiğimiz birşeydi, hepimizin, bütün insanların bildiği birşeydi. leylekler uçar ve insanlar ölür bunu herkes bilir. ama neden sonra münire içimde birşeyler oldu engel olamadım. sanki kalbim boğazıma doğru zorladı, sanki bir çırpıda gökyüzünü kustum. birden bir hıçkırık patladı, gözlerimden sıcak birşeyler sızdı. kendime engel olamadım, vücudum ve hislerim benden bağımsız hareket ediyordu. engel olamadım bunlara fakat hepsini izledim. dedem yaşamış demek oluyor değil mi bu?
- başka hiç bir ölüme üzülmedin mi?
- aslına bakarsan her ölümde birazda ben ölürüm.
- o zaman hepsine üzüldün ve hepsi yaşadı.
- belki de öyledir. ama ölüm törenlerini yine de sevmiyorum.
- ölüm törenleri sevilmez, insanlar sıkıcıdır. bir ölüm töreninde bile samimi değildir insanlar. hâlâ farklı suretler yaratılır yalandan.
- kırlangıçlarıda sevmem.
- ben de baykuşları.
- ama leylekler güzeldir. hem bak geçen gün beni polis durdurdu. ceza kesmek istedi yolda yürüyen birisini arabama aldım diye. iylikte mi yapmayacağız, dedim. yapmayacaksın, dedi. işte o zaman o leylek geldi aklıma.
- neden?
- çünkü leylekler uçar ve fır hattını bilen bir tane bile kuş yoktur.
- onları da vurabiliriz, dedi münire. çünkü bizler kazanan taraftayız, güçlüyüz. her istediğimizi yapabilme hakkımız var, kimin öleceğine kimin yaşarsa bile nasıl yaşayacağına karar verebiliriz.
bunları söylerken öyle bir hali vardıki onu tanımayan birisi o andaki alaylı öfkesinin farkına varamayabilirdi. ona bir şiir okudum bu sözlerinin üzerine, ercüment behzat lav'ın kaybedenlerin dilinden yazdığı bir şiir.

"siz beyazlar doğduğunuzda
bir İncil'iniz vardı yalnız
bizimse toprağımız
şimdi bizim İncil'imiz var
sizinse toprağınız "


- en iyisini leylekler yapıyor, dedi münire.
- insanda öldüğünde leylekler gibi olur.

15 Mayıs 2016 4-5 dakika 12 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 7 yıl önce

    İyi bir yorum

    Okudum

    Boyalı kuş romanı geldi aklıma

    Kavga hep aynı

    👍

  • 7 yıl önce

    Mustafa bey şiirde olduğu kadar nesirde de başarılı

    daha sık yazmalı ayrıca👍

    Kutlarım yazarımızı 👑