Metamorfoz Mono-Diyaloglar

Yürüyordu. Hiç durmadan susuyor, konuşuyordu. Bu sonu gelmez ve anlaşılması güç monologlar hep bir döngü halinde ilerliyordu. -Kafatasının içinde taşıdığı devingen şey yüksek işlevli bir et parçası, bir beyin değil miydi? Mütemadiyen kendi kuyruğunun peşinde dolanan gri, kıvrımlı bir yılandı sanki.- Bazen bu monologlara kulak verip, onları bir çeşit kimyasal tepkimeye sokup diyalog elde ederken bulurdu kendini. Sorular ve cevaplar... Hayırlamalar, yoklamalar, olmazlamalar, evetlemeler, onaylamalar... Bütün bu metamorfoz monologlar suratında belirli belirsiz duygu durumlarına döner döner dururdu. Kendini gerçekte umursamayan kalabalıklar içerinde sanki herkesler onu izliyor ve bu diyaloglara tanık oluyor sanrısı hep aniden başlar, sıfatını eski haline utangaçca geri dönderirdi. - Kimdi bu kalabalıklar? Evet evet... Bu bireylerden kaçı kalabalık edebiliyordu? Sahi ya... Tanımadığı bir birey bile kalabalık etmeye yetmiyor muydu? Daha da acısı bunlardan kaçı gerçekten bireydi? Hep bulunduğu ortamın şeklini alan, sıvıdan daha da sıvı bir mahlukat olan insandan birey olabiliyor muydu? Bazı mono-diyaloglara cevabı yoktu. Böylesi arada kalmalarda hep akademik bir yetersizlik hissederdi. Yüksek tahsilata devam etseydi eğer bu soruların cevabını verebilir miydi? Tahsilatın zorladığı uzmanlaşma onu hep keskinliğe itmişti. Şaak cevapları sevemedi hiç. O disiplinler arası disiplinsizliği seviyordu. Bilimle sevişik edebiyattı kafatasındaki gri ve devingen yılanın atıkları. Bu sıçıntılardı ruhunu besleyen. -Bu deli, hoyrat yılan neyle beslenir peki? Bu artıklar besinsiz var olamaz.  Benim gibi bir birey kendi öz yılanını neyle doyurabilir?- Bak bu kez kendine yaptı bunu. Birey addetti kendini. Ona şaşmaz bir senkronda bakan kalabalıklar bastı aynı anda kahkahayı. Bütün şehir ona bakıp gülüyordu. Kendine baktı. O da gülerken buldu kendini. Sıfatı eski haline utana kızara geri döndü. Yürümeye ve utanmaya devam etti. Yağmurdan kaçarcasına bir monoloğa sığındı hemen. -Sahi kendi de bir birey miydi?

15 Nisan 2021 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (2)
  • 3 yıl önce

    "Sanki herkesler onu izliyor ve bu diyaloglara tanık oluyor sanrısı hep aniden başlar, sıfatını eski haline utangaçca geri dönderirdi.". Güzel bir şey düşündüğümüzde, aklımızda kendi kendimizle konuşurken ya da, yüzümüzde beliren o gülümsemeyi farkettiğimizde, etrafımızdakiler farketmesin diye kendimizi toparlayıp yüz ifademizi değiştirdiğimiz anlar geldi aklıma. '-miz' diyorum çoğul kullanarak, eminim çoğu insanın yaşadığı bir durumdur. Güzeldi yazı, kutlarım kaleminizi. Sevgiyle.

  • 3 yıl önce

    An gelir bir birey bile kalabalık gelir insana hatta kendi bile kalabalıklaşır içinde güzeldi anlamlıydı kutlarım