O Adam.

Zaman yetmişli yılların ortası, Genç orta boylu şehla gözlü yakışıklı, iyi giyimli bir adam Elinde Bond çantası diye adlandırılan bir çanta olduğu halde bir apartmanın altındaki bir butik'e girdi. Orada tezgâhtarla birkaç dakika konuştuktan sonra tezgâhtarla birlikte apartmanın dairelerinden birine çıktılar.
Bu daire bir garsoniyerdi, odaların birine giren genç adam pencereden dışarısını seyreden kendi yaşlarındaki kızın yanına gitti. Kız genç adamı fark ettiği halde geri dönüp bakmadan soyun diye buz gibi bir ses tonuyla adeta emir verdi. Kendisi yarı çıplak bir haldeydi bayanın tavrı hoşuna gitmeyen genç adam elini uzatıp kızın onuz undan tuttuğunda gözlerine inanamadı kızın vücudundaki bütün tüyleri diken, diken olmuştu.
Genç adam elindeki çantayı bırakıp kızı her iki omzundan tuttu ve kendisine çevirdi. Zifiri karanlık geceler gibi kap kara gözlerinde genç kızın korku, nefret. Öfke, kin sevgi hariç bütün kötü duygular yuva yapmıştı sanki. Genç adam sordu?
Neden,
Ses yoktu genç kızdan.
Bu defa genç adam sarsarak tekrar sordu neden?
İstemiyorum Allahın cezası hepinizden nefret ediyorum.
Ben neden buradasın diye sordum.
Sana ne be adam bitir işini de defol.
Ben ölülerin etini yiyen leş kargası değilim kızım. Sen yaşayan bir ölüsün. Neden buradasın?
Adamın ilginç cevabı kızı hayrete düşürdü. İlk defa dikkatli baktı. Temiz bir yüzü vardı hayvani arzular yerine insani bakışlar vardı gözlerinde. İlk defa kız kendisi gibi cevap verdi.
Kardeşim kumar borcuna karşılık verdi beni.
Peki, borcun ödenirse serbest kalırsan ne yapmayı düşünüyorsun.
Borcumu nasıl öderim yıllar sürecek.
Farz etki ödendi ve sen buradan kurtuldun ne yaparsın.
Her genç kız gibi evlenip kendi evimin kadını olurum. Namusumla çalışır yaşar giderim.
Sevdiğin varmı?
Var
Senin bu halini biliyormu?
Biliyor.
Yinede seninle evlenirmi?
Evlenir.
Adını adresini yaz bana ver.
Ne yapacaksın.
Ver dedim. Genç adam emir vaki bir ses tonu ile söylemişti. Genç kız ürktü. İtiraz etmedi bir kâğıda sevgilisinin adını adresini yazarken genç adam
O şerefsiz ağabeyinin de adını adresini yaz dedi.
Genç kız her iki ismi ve adresi yazdığı kâğıdı genç adama verdi. Adam elini cebine attı çıkardığı parayı masanın üzerine koyup hiçbir şey söylemeden çekip gitti.
Bu ilginç diyalogun ardından tam iki gün geçmişti. Genç kızı abisinin kumar borcuna karşılık alı koyup fahişelik yaptıran adam olduğu halde genç kızın sevgilisi geldiler. Genç kız bu ikiliyi bir arada görünce şaşırmıştı çünkü sevgilisi bu adamı öldürmek istiyordu. Sorgu dolu gözlerle sevgilisine baktı genç kız.
Hadi gidiyoruz hiçbir şey alma. Sadece çıkalım buradan dedi. Genç kızın şaşkınlığı daha da artmıştı. Neler oluyor dedi. Sevgilisi artık bitti kurtuldun dedi. Elinden tuttu ve genç kız için aylardır cehennem hayatı yaşadığı bu dört duvarın arasından kurtuluyordu. Konuşmak gelmiyordu içinden her iki sevgilinin de ama her iki sininde kafasının içi soru doluydu.
Onlar eve giderken bir araba dan da şehrin kenar mahallelerinden birinde her iki bacağı ve her iki kolu kırık bir adamı aşağı indiriyorlardı. Cereyan eden bu olaydan tam bir yıl sonra genç kız eşinin getirdiği alış veriş paketlerinin birinin üzerinde kendisinden sevgilisinin ve ağabeyinin adresini isteyen genç adamın resmini görmüş ve resmin altındaki,
Üç cana kıydı cani yazısını hayretle okumuştu. Elinde gazete parçası olduğu halde eşinin yanına gitti ve o adam dedi. Eşi gazeteyi alıp baktı ve evet o adam dedi.Bize içinde oturduğumuz evi alan,seni kurtaran abini sakat bırakan düğün masraflarımızı karşılayan o adam.NEDEN ?05.08.09