O Hani Hani Öldü

Polak Adem köyün yaşlılarındandı. Kimsenin tavuğunu, kazını ürkütmez, karıncayı bile incitmezdi. Ama onun da herkes gibi bir kusuru vardı. Yanında ne konuşulursa konuşulsun, konunun aslına varmadan:
- Ohooo, siz bunu daha şimdi mi duydunuz, eski mesele o, der, hep bilgiçlik taslardı.
Poyrazlı bir kış günü erkekler Köy Odasına toplanmış, muhabbet ediyorlardı. Polak Adem de aralarındaydı. Yine her sözün arasına girerek, o meşhur 'ohooo'sunu kullanıp, konuşulanlardan çoktan haberi olduğunu söylüyordu. Bir ara Ömer Ağa diğerlerine gizliden bir göz kırparak:
- Allah rahmet eylesin, Kızılkayalı Salim Ağa da ölmüş, dedi.
Polak Adem sabırsızlıkla hemen ortaya atılarak :
- Ohooo, o hani hani öldü, siz daha şimdi mi duyuyorsunuz?, dedi.
Bu sırada kapı gıcırtıyla açılarak, Salim Ağa kürkündeki karları silkeleye silkeleye odaya girdi. Meğer Ömer Ağa onu önceden pencereden görmüş, şu Polağın dersini bir vereyim demiş. Odadakiler bundan habersiz, Salim Ağanın eşikte görülmesiyle, kırılasıya gülmeye başladılar. Gelen konuk afalladı, kendisine saygısızlık yapılıyor diye gücenerek:
- Ne oluyor efendiler, insan önce misafire bir hoş geldin der, dedi.
Ömer Ağa Polak Ademi göstererek:
- Ağam, dedi, bizde yalnız yaşayan insana hoş geldin denir. Oysa Polak Adem senin çoktan öldüğünü söyledi de...
Polak Adem pul pul terler dökmeye başladı. Önce masum masum dört bir tarafına bakındı, sonra boynunu garip bir şekilde bükerek, süt dökmüş kedi gibi usullacık aradan sıyrılıverdi.
Meselenin aslını anlayan Salim Ağa kocaman göbeğini güçlü kolları arasına alarak, odadakiilerle birlike gülmeye başladı. Öylesine gülüyordu ki, sanki zelzele oluyordu. Köy Odası gönülleri hoş eden bir sarsıntı içindeydi.
Ohooo, siz bunu daha şimdi mi duyuyorsunuz ? Bu hani hani zaman önce olmuştu...