Oğlan Okulu Bitirdi

Her ne kadar ben tamamlayamamış olsam da, üniversite tahsili çok önemli bir eğitim ve öğretim tabi ki hemen hemen bunda herkes hem fikirdir. Benim gibi edebiyat mezunu ve de bildiklerinin hepsi, üçgenin iç açılarının toplamı yüz seksen derece, pi sayısı da 3.14 sinüs otuz da 1/2 olan, matematik, geometri, cebir fukarası, bir de çarpım tablosundan başka matematik adına bir şey bilmeyen, ortaya koyamayan bir adamın oğlu, matematik ile son derece ilintili bir meslek ve öğrenim olan makine mühendisliği bölümünü hazırlık atlayarak ve sene kaybetmeden ikincilik ile bitirdi. Bundan daha büyük gurur olur mu?






Ne yapsam şimdi çıkıp sokaklara bağırasım var.''Heeey duydunuz mu benim oğlan üniversiteyi bitirdi, herkese söylemem lazım ya ben bunu ama herkese yedi sülalem duyduğu gibi, sokaktan geçen adamların da koluna yapışıp oğlum üniversiteyi bitirdi biliyor musun arkadaş?'' demem lazım. Ya da büyük gazetelerden birine ilan mı versem, o nasıl olur? Ne yapıyorum ben ya, olabilir, çok mu heyecanlandım ki acaba? Çok gurur verici bir şey olduğunu oğlu ya da kızı daha önce üniversiteyi bitirenler bileceklerdir...







En iyisi telefon rehberini elime alayım sıradan akrabalarımı aramaya başlayayım. Annemin haberi var zaten.





Zrrrrr, zrrr, zrrr...





- Alo merhaba amcaoğlu ne var ne yok?
- İyi ne olsun Ahmet sen nasılsın?
- İyi işte ne olsun. Benim oğlan okulu bitirdi de
- Ya çok sevindim hayırlı uğurlu olsun
- Hem de ikincilik ile bitirdi amcası
- Ooo bu daha iyi, ikinciyi geçerse kaçıncı olurmuş ki benim yeğenim?
- Benim yaptığım esprileri bana satma...





Arada kakara kikiri gülüşmeler...





- Telif ücreti neyse veririz oğlum merak etme. Bir gün ıslatırız yeğenimin diplomasını Emmioğlu...
- Ne ıslatması oğlum hem onun hem de benim canımız çıktı o diplomayı alıncıya kadar ıslattırır mıyım ben o diplomayı hiç?
- Sen anladın onun nasıl ıslanacağını babası anladın. Tamam tamam hayırlı olsun Allah utandırmasın. Başarılar dilerim yeğenime...





Yarım saat kadar sonra kapıya Sütçü Rasim abi gelir. Hanım ile beraber açarız kapıyı





- Günaydın hayırlı sabahlar Rasim ağabey
- Günaydın kardeşim
- Nasılsın abi okullar tatile girdi ne yaptı senin oğlan geçti mi?





Rasim ağabey güler yüzlü sütçümüz. Suratının asık olduğunu hiç görmedik şimdiye kadar.





- Geçti geçti amcası çok şükür bu sene lise üç seneye üniversiteye girecek inşallah
- İyi iyi ne güzel benimki de bitirdi de sütçü amcası
- Ne güzel ağabey gurur duymalısın?
- Duymam mı birader göğsüm kabarıyor
- Vallahi hep onlar için çabalarımız bak ben de emekliyim senin gibi ama yine de boş durmuyorum çalışıyorum yeter ki adam olsunlar... Hadi kal sağlıcakla
- Sen de sen de Rasim abi...





Aynı gün devam eden olaylar silsilesi...





Tam apartmandan çıkarken apartman görevlisine rastlıyorum. Ama öyle pat diye de benim oğlan okulu bitirdi de denmez ki, önce onunkini sorayım sonra benimkini araya sıkıştırırız...





- Hasan ne yaptı senin oğlan kaça geçti bu sene?
- Lise son Ahmet amcası bakalım üniversiteye girecek inşallah çalıştı çok sınav sonucunu bekliyoruz.
- Hasan benim oğlanda yeni bitirdi
- Ya çok sevindim Ahmet ağabey ne oldu şimdi mesleği
- Makine Mühendisi oldu abisi darısı seninkinin başına
- İnşallah inşallah ağabey kazandığımızı onlara harcıyoruz zaten.





Dur bakalım sırada bacanak ile kayın biraderler var onları da haberdar etmem lazım en alolusundan. Hemen sarkıtıyorum telefonları...





Zrrrrr, zrrrr, zrrrr çalar da çalar telefon açılmaz...





Bir kayın biraderi arayayım ne de olsa anne yarıları onlar dayıları...





- Alo merhaba Mehmet
- Merhaba enişte ne var yok?
- Hiç ne olsun, ne yaptı senin oğlan geçti mi?
- Geçti enişte geçti sınıfını, ya senin ki ne yaptı?
- Bitirdi aslanım benim hem de hiç fire vermeden koçum.
- İyi ne güzel darısı bizimkilerin başına.
- Ama canımız çıktı bizim ayrı onun ayrı sorma
- E olacak o kadar enişte ne demişler zahmetsiz rahmet olmaz...
- Doğru vallahi...
- Bacanağı düşüremedim sen de onu arayıp bir zahmet söyleyiver
- Tamam enişte sen merak etme
- Ha bu arada anneannesini unuttuk ona da çıtlat. Torunun mühendis oldu de...
- Tamam, tamam hepsini ben hallederim...





Yahu ben de amma abartıyorum ha !





Yine sıradan bir Allah'ın günü. Bahçede mahallenin delikanlılarından Cem'e rastlarım.





- Cem ne haber aslanım Barış ağabeyin mezun oldu üniversiteyi bitirdi haberin var mı?
- Ne güzel Ahmet amca ne mutlu hem sana hem de Barış ağabeye
- Darısı senin başına aslanım en kallavisinden
- Ben de mezun oldum amca senin haberin yok herhalde
- Ooo çok sevindim sen ne mühendisi oldun de bakalım?
- Yok yok mühendis olmadım ben
- O zaman işletme yada iktisat mı, onlarda iyi be çocuğum
- O da değil Ahmet amca
- Ha anladım sen hayvanları pek bir seviyordun kerata söyle bakalım Veteriner mi oldun belki de...
- Yok amca yok
- Çatlatma adamı söylesen be çocuğum
- Ben daha liseyi yeni bitirdim de üniversite sınavına girdim sonucunu bekliyorum Ahmet amcacım.
- Desene be oğlum ne bileyim on sekiz katlı apartman seni de sık sık görmüyorum, üç aydan üç aya anca neyse o da iyidir inşallah güzel bir üniversiteye kapağı atarsın da kendini kurtarırsın.
- İnşallah amca inşallah ben de Barış ağabey gibi mühendis olmak istiyorum ya ya elektrik elektronik ya da bilgisayar düşünüyorum
- Afferin kerata afferin sen de iş var. Hayırlısı olsun bakalım...






Başka bir gün oğlum ben ve hanım araba ile D bilmem kaç nolu kara yolunda seyir halindeyiz. Trafik Polisi çevirmesi sıradan bir gün işte...





Oğlum hafifçe camı açar. Buyurun memur bey...





- Ehliyet ve ruhsat lütfen





Oğlum önce ehliyetini sonra torpido gözünden ruhsatı çıkarır ve uzatır.





- Biraz hızlı mı gidiyoruz Barış Bey yüz on beş ile radara girmişsiniz burada en fazla doksan ile gitmek gerekiyordu...
- Ha öyle mi dalmışım demek ki,,,





Ben girerim lafa





- Oğlumdur memur bey biraz heyecanlı da yeni makine mühendisi çıktı.
- Ne güzel amcacım ne güzel ama yine de arabayı hızlı kullanmaması lazım değil mi siz niye uyarmıyorsunuz yavaş kullanması için?
- Haklısın memur bey oğlum haklısın işte mühendislik heyecanı
- Bu da bir makine eninde sonunda güzel kullanmadık mı bizi zora sokar değil mi?
- Yeni mühendis amcası toy daha toy öğrenecek heyecanlandı zaar ondan biraz ayağı gaza fazla basmış memur bey oğlum...
- Biz cezayı keselim de bundan sonra daha dikkatli olsun sayın mühendis kardeşimiz...





Şimdiye kadar Trafik polislerine hediye babında hiç bir teklif yapmadım bundan sonra da yapmam paşa paşa cezamızı öderiz...





Bunu sonra konuşacağız mühendis bey ile. Artık bu haftalığından KDV yani Kıldan Durumlar Vergisi olarak kesilebilir. Amaan boş ver ya mühendis oldu oğlum kesmem kesmem onu da ben öderim paşa paşa helali hoş olsun...





- Ne yapalım memur bey şeriatın kestiği parmak acımaz derler ceza neyse çekeceğiz...





Pazar günü inşallah pikniğe gideceğiz. Vallahi şimdiden araştırıyorum dağlık taşlık bir yer olsun diye mutlaka. Sizin de hemen aklınıza takılmıştır, ne alaka diye? Alaka şu ki dağlık bir yer oldu mu avazım çıktığı kadar bağıracağım ''Heeeey! Dağlar taşlar, kurtlar kuşlar, börtü böcek ve üç günlük ömrü olan kelebek Oğlum mühendis oldu oğlum mühendis oldu.'' ben böyle avaz avaz bağırınca karşı dağdan da yankı yapacak ses ''Oğlum mühendis oldu oğlum mühendis oldu.'' diye bana geri gelecek eko ile. Bir de ''Anladık anladık ne hava atıp duruyorsun herkesin oğlu okul bitiriyor.'' diye ses gelirse karşı dağlardan o zaman da sekte-i kalpten güm diye giderim herhalde...