Pisagor Dede

Uzak ülkelerin birinde yaşlı ama pamuk kalpli bir dede yaşarmış. Her sabah spor yerine bahçesindeki tavukları sayar, gördüğü çocuklara matematik soruları sorarmış. Bir gün uzaklardan bir adam köye ziyarete gelmiş. Halkın en çok birarada olduğu yeri sormuş yolda gördüğü ilk kişiye. Kütüphane demişler. Bizim köylü en çok kütüphanede geçirir vaktini. Yolcu şaşırmış. Bir köy kahvesi bekliyormuş belli ki. Sora sora bulmuş kütüphaneyi. Varmış danışmaya ve görevliye sormuş. Yok mu burada bana matematik öğretecek biri. Var demişler Pisagor dede.Adamon gözleri açılmış, bir heyecanlanmış. İsmi bile havalıymış. Neyse selamün aleyküm aleyküm selam dan sonra tanıtmış kendini yolcu. "Ben uzak diyarlardan geliyorum. Aradığım matematik. Üç sorum var bunlara cevap ararım ."

- buyur sor demiş pisagor dede

-zor olur ama, tahsilin nedir amca. Demiş yolcu çekinerek

-Tahsilli olmamak cevap vermeye mani midir evlat

Biraz düşününce yolcu, mantıklı gelmiş söylenen.

-Değildir.

E o zaman... Daha ne durursun sorsana der gibi bir bakış atmış dede yolcuya. O da ilk soruyu yöneltmiş.

- Herşeyin matematiği olduğunu nasıl ispatlarsın?

- Bir bakkala bakıyorum. Kimisi bir şeyler alıyor. Hemen parasını ödüyor. Kimisi birşeyler alıyor ödemiyor deftere yazdırıp aybaşında ödüyor. Kimisi de hiç ödeyemese de yazdırmaya devam ediyor. Dünya büyük bir bakkal gibidir. Süpermarket demiyorum çünkü o resmidir,soğuktur samimiyet yoktur. İşte bu dünyaya gelen mutlaka birşeyler alır ve işlem yapar. Kimi hesabı bu dünyada görür kimi sonraya bırakır. O defterde yazılanlar olmadan kim ne alır ki buradan. Hiçbir işlem yoktur ki yapılanlanları kayda aldırmasın. Bakkaldaki bu bor ödeme hali bana dünyanın matematiksel kurgusunu anlatır.


Verilen örneği beğenen yolcu ikinci sorusuna geçer.

- Peki bütün bu matematik görünenleri mi kaydeder? Ya görünmeyenler?

Soruyu beğenen pisagor dede sakalını sıvazlar. Bir sempatik gülümsemeyle birlikte devam eder söze.

- Her işlem bir iz koyar bu dünyaya. Ama o izin izdüşümü tarihsel detaylara temas eder. Mesela sen elma alıp yediğinde bu sadece 1 elma yeme değildir. O güne kadar elmayı ilk keşfeden insandan bugüne uzanmış tarihsel bir birikimi yemişsindir. Bu da matematiğin arketipinde helezonik bir birikm barındırdığını ispatlar. Ama görebilmek için zamanlar üstü bir basiret gerekir.

Tatmin olmuş görünen yolcu son sorusunu da sorar.


- Ben neden matematik kullanmalıyım ki, kullanmak istemiyorum?

Dede yine gülümsemiş.

-Sen kullanmayacaksın zaten o seni her an kullanmakta... İstesen de içindesin istemesen de...

Hayatın anlamı demiş dede, biraz pisagor biraz aristodur. En nihayetinde bu hesabı biri sana ödetecek. Yemene içmene devam et. Ama özel bir sandığın içinde faturayı görünce ne ödeyeceğini iyi düşün. Hesabı elbet biri ödetecek!


Soruların kalbinde dumanlar çıkardığı yüz kızartısından anlaşılan yolcu pisagor dedenin önünde saygıyla eğilerek oradan uzaklaştı ve düşünceler içinde yoluna devam etti.

08 Haziran 2025 2-3 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar