Sen Kim Ben Kim

Sen Kim Ben Kim


Amel Defteri’nden

Bölüm 11


Sahiden” ben kim, o kimdi?..”


Onunla alakalı çok fazla bilgiye sahip değilim. 1978 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç ettiklerini biliyordum.Herkesin deyimi ile”macır”lardı.


Annesi ev hanımı, babasının da kendine ait bir iş yeri vardı. Babasını çok az görmüştüm. Şimdi yüzünü bile hatırlamıyorum. Aynı liseye gidiyorduk ama bölümlerimiz farklıydı. Ben edebiyat, o matematik ( o zamnalar fen deniyordu galiba) sınıfındaydı. Onu görebilmek için teneffüsler veya boş derslerin olduğu zamanlarda onun sınıfın oralara çok gitmisligim vardır.


Annesi ve kardeşinin yüzünü o dönemlerdeki aklımda kalan şekliyle dün gibi hatırlıyorum. Bugün görsem tanır mıyım bilemiyorum?. Gerçi onu da görsem tanır mıyım o da ayrı bir muamma!.


Malatya’nın bir ilçesinin ücra bir köyünde doğdum. Babamı hiç bilmiyorum. Babamın benim varlığımdan haberi olduğunu da sanmıyorum. Çünkü çok genç bir yaşta 19 yaşında (annem bana iki aylık hamileyken ) ani bir rahatsızlık geçirerek hastaneye kaldırılmış bir kaç gün hastahanede tedavi gördükten sonra kimseyle vedalaşmadan bu hayata gözlerini yummuş.

(Allah rahmet eylesin)


Annemi ben doğduktan sonra dedem(annemin babası) karısı ölmüş beş çocuklu bir adamla evlendirmek istemiş ama köyün okumuşlarından biri dedeme “kadını bir muayene ettirin hamile olmasın!”.Dedem de köylerinden hakim olan birinin yanına gidip olayı anlatmış Hakim hemen bir olaya ilişkin bir karar çıkartmış.Mahkeme kararıyla yapılan muayene sonucuda annemin bana hamile olduğunu anlaşılmış.Benim doğumum sonrası ancak başka birisiyle evlenilebileceğini kararı çıkartılmış.


Annemin hamile olduğunun anlaşılması üzerine babaannem anneme kendileri ile kalmasını söylemiş ama annemin babası bunu kabul etmemiş.Kızını alıp benim doğumuma kadar köylerindeki kendi evlerine götürmüş Sonrası ise malum annem on sekizine benim doğumumla beraber girmiş reşit olunca da annem istemediği halde o adamla evlendirilmiş.


.Babaannem, dedem,bibilerim(babamın kız kardeşleri) ve baba tarafından bir çok kişi bu duruma itiraz etmişler ama kanunen de yapacakları bir şey yokmuş.Annemin de zaten müdahale etme gibi bir durumu o dönemin şartları ve koşulları göz önüne alınırsa olmadığından çaresizce kabul etmiş o adamla evlenmeyi.


(Her neyse bu süreç ve öncesi çok uzun ve o döneme dair anlatılacak, çok ilginç, çok dramatik, hani derler ya “ akılalmaz” şeyler var. O da başka bir yazının konusu olsun.)


Ben doğuduktan sonra,dedem,bibilerim ortak bir karar alıp beni oradan almak istemişler .Bunun için annem ve annemin babasına haber salmışlar. Annem önceleri bu teklifi kabul etmemiş.Anne yüreği işte!.. Bu kararına altı ay ancak dayanabilmiş.Benim orada yaşadıklarıma ve kendi yaşadıklarına daha fazla katlanamadığından mecburen ” tamam gelip alsınlar “diye haber göndermiş.


Yıllar sonra annemle karşılaştığımda olayın bu şekilde geliştiğini ve hiç bir zaman aklımdan çıkamayacak olan şu sözlerle göz yaşları içinde ;seni bibine verirken alın onu” bu kapıda öleceğine orada ölsün!..” diyerek beni en küçük bibime hıçkırıklarla teslim ettiğini bana anlatmıştı.


Babaannem(anam),amcam ve bibilerim o dönemleri ben sormadan pek anlatmayı istemezlerdi.Sorduğumda da olduğu gibi abartıya kaçmadan fazlaca dramatize etmeden olabildiğince kısa anlatmaya özen gösterdiklerini seziyordum ama anamın annemin evlendiği adama ilişkin söylediği “ Oğlum anneni değil annen küçük biçare kızdı ama onun evlendiği adamı asla affetmedim,etmeyeceğim de!..O adam oğlumun tabutunu minibüsünün üzerinde ipe sarıp bana teslim etti .Gelinimi de koynuna aldı!..Öyle bir vicdansızdı o..” sözleri hala yaralayıcı bir şekilde aklımda duruyor.

Devam edecek..

27 Eylül 2025 3-4 dakika 21 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)