Sevenlere Ne Yaraşır

Genç kız yüreğini kolaçan ediyordu. Sevdiğine ait tek bir iz kalmışsa yüreğini bertaraf etmek niyetindeydi. Tam o anda delikanlı çıkagelmiş, genç kızı şaşkınlığa uğratmıştı.
Yarası derindi genç kızın... Anlam veremiyordu gidişlere; gelişlere ve bir türlü yürekten sevilemeyişlerine...

-Neden geldin?
-Sende bana ait bir şey var onu almaya geldim.

Genç kız bir an duraksadı. Onda sevdiği adama ait ne olabilirdi? Yüreğini almış olsaydı bilirdi, bu kadar insafsızca terk edilmezdi. Neyi çalmıştı? Zamanını mı, gözündeki yaşları mı? Gözündeki yaşları çalmışsa gülümseyişini tek bir an dahi olsa görmek için çalmıştı. Zamanını heba etmesin diye, boşa geçirdiği günlerden arta kalanları almıştı. Başka hiçbir düşüncesi olmazdı ki seven bir genç kızın.

-Bende sana ait hiçbir şey yok.
-Yok mu sanıyorsun?
-Olsaydı, gitmezdin
-Düşün bakalım buraya niçin geldim?
-Bilmiyorum... Ben de bunu merak ediyorum. Asıl sende bana ait birçok şey var, istemesi gereken kişi benim...
-Öyle mi, neyin var bende? Yüreğin mi? Onu mu aldım? Almışsam sevdiğimdendir, gözlerini mi aldım, evet onu da aldım bu da sevdiğimdendir. Ama sen yüreğimi sana bağışlamama fırsat vermeden nefesimi aldın. İşte bunun için geldim, nefesim olmadan yaşayıp seni içimde yaşatamam ki...

Genç kız sevdiği gencin bu sözleri karşısında gözyaşlarına hâkim olamıyordu.
-Bunu bilmiyordum. Mademki nefesin bendim, niçin gittin?
-Bilmez misin sevdiğim; gitmek ile kalmak aynı şeydir.
-Peki, öyleyse şimdi neden nefesini istiyorsun? Bir daha dönmemek için mi?
-Hayır, birbirimizin nefesi olabilmek için...

*Bizler bazen gitmek ile kalmayı birer ateş ile barut olarak görürüz. Giden suçluysa kalan ondan daha çok suçludur. Ama düşünmeyiz, giden giderken bize nelerini bırakmıştır. Ya da biz kalmışsak ona neler bırakmışızdır? Hep bir terk etme terk edilme furyası içinde dönüp durur âşıklar kervanı... Giden dönmüşse sevmiştir. Dönmemişse sevmemiştir etiketini yapıştırır dururuz. Kime ve neye göre? Bu olasılıklar içerisinde gerçek olan tek bir şey vardır; gideni durduracak cesarete sahip olan bir seven, elbet bunun mükâfatını alacaktır. Kalan, gidene 'Dur' demiyorsa o da gitmiş demektir. Aslında kalan hem terk eden hem de terk edilendir. Emeklerini ve gözyaşlarını almak için dönen biri 'Bir daha gitme' demeyi bekleyendir. Sevdikleriniz için mücadele edin; onlar sizin canınız... İnsan canından kolayca vazgeçer mi? 'Canım' kelimesi niçin herkesin ağzında, bu kadar mı değersiz?
'Canım' dediği insanı yarı yolda bırakacak kadar 'Can' olmayı bilememiş biri için, gözyaşı değil; ardından yalnızca bir kova su dökmek gerekir. Aslında o bile çok...
Birbirinizin nefesi olun ama birbirinizin uğrunda can veren değil; birbirinize can katan olun.
Nefesinizi kaybettiyseniz yeni nefesler peşinde koşmadan önce nefesinizin çaresini bulun.
Çare olmuyorsa sevme eylemini kendisine yakıştıramamış demektir. Ama gideni kalanı suçlamayın.
Gurur ağları siner üstünüze, onları çözmeden yüreğinizi arındıramazsınız. Kibir ve gurur yüreğinize yaraşmaz.
Sadece sevmekle sınırlı kalmayın, sevilen olmak için de çaba harcamayın. İkisi arasındaki ince çizgiyi anlayan herkes bir gün gerçek sevgiyi ve alakayı yakalayacaktır.
Yitirilmiş umutların canlanması adına...

14 Kasım 2011 3-4 dakika 77 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (4)
  • 13 yıl önce

    bu nasıl bir deneme yada hikaye ..süper gerçekten çok beğendim yüreğinize emeğinize sağlık başarılar👍

  • 12 yıl önce

    Çok güzel bir öyküydü, tebriklerimle...

  • 12 yıl önce

    Sevgi ve bağlılık üzerine güzel bir hikaye, ki zaten günün incisi olmasıda bunu gösteriyor. Sevilmek ve sevmek, herhalde dünya üzerinde üstüne edebiyatın her çeşidinde en çok yazılan konudur mutlaka...Sevmek olmasaydı, ''Ferhat ile Şirin'' hikayesi, ''Kerem ile Aslı'' hikayesi, ''Romeo ve Jülyet'' vb. dünya çapında eserlerde meydana gelmezdi değil mi? Kutlarım Dilara güzel bir öykü...👍

  • 12 yıl önce

    çok güzeldi tebrik ederim samimi ve gerçek çaba ve umut kelimeleri hayatınızdan eksik olmasın

    ...