Son Defa

Çok sevdiği o başı aldı kucağına, usulca. İncitmekten korkarcasına. Yavaşça saçlarını düzeltti. Hep dökülürdü alnına, yaramaz çocuklar gibi. Ve hep kızardı ' Saçlarını neden taramadın? Yine darmadağınık görünüyorsun' diye. Her seferinde anlatmaya çalışırdı. ' İnan bana taradım. Ama öyle inatçılar ki, ben geriye taradıkça onlar düşüyorlar. '

Gözlerini okşadı. Uyandırmaktan korkarcasına. Bakir topraklar gibiydi renkleri. Öylesine duru, öylesine sakin. Nasıl da içli içli bakarlardı. En kızgın anlarında sürekli gözlerini kaçırırdı, gözlerinden. Bilirdi; baktığı anda içinin eriyeceğini. Onun için kaçardı gözlerinden. Kızgınlığı geçmesin, öfkesi sönmesin diye.

Elini aldı eline. Avucunu dayadı yanağına. Alıştığı sıcaklık kapladı bedenini. Her dokunduğunda hissettiği sıcaklık yayıldı hücrelerine. Uzun, ince parmaklarını seyretti. Dokunduğunda içini titreten parmaklarına baktı, uzun uzun. Ne çok kavgayı sonlandırdığını düşündü o ellerin.

Bedeninde dolaştırdı gözlerini. Uzağındayken bile özlediği. Sarılmaya doyamadığı. Kendi bedeninden bile daha iyi tanıdığı güçlü bedene baktı. Bir gün mutfakta şakalaşırken öyle bir ittirmişti ki, kaşını çarpmıştı dolabın köşesine. Nasıl da üzülmüştü, gücünü kontrol edemediği için. Yarılan kaşından kanlar akarken sürekli özür dilemiş hatta ağlamıştı, kendi canı yanmış gibi. Onu incitmekten korkan bedenine baktı, bir kez daha.

' Bana bir mendil verin ' dedi zayıf sesiyle. Uzatılan mendili aldı. O çok sevdiği başı ıslatan kanları temizlemeye çalıştı. ' Bir tane daha ' dedi. Ne kadar silmek istese temizleyemiyordu. Deli gibi bakındı etrafına. Dönen mavi ışıklarla kamaştı gözleri. Sonra bir adam gördü. Eğilmiş, üzgün gözlerle ' Özür dilerim. Nasıl oldu anlayamadım. Bir anda fırladı yola. İnanın bana ' diye yalvarıyordu, sürekli.

Yine sudan bir sebep yüzünden tartışmışlardı. Üstelik onun hiç suçu yokken kavgayı kendisi başlatmıştı. Haksız olduğunu bildiği halde, kulaklarını tıkamış, duymazdan gelmişti özürlerini. Ve o, her zaman yaptığı gibi, sakinleşmesi için zaman tanımak istemiş; koşmaya gitmişti. Eve dönmek için, parktan çıkıp karşıya geçerken, gelen arabayı görmemişti.

Elinde ki çiçek demeti, etrafına saçılmıştı.

Ona aldığı kır çiçekleri.
En sevdiği...
Papatyalar...


Son Defa

usulca aldım seni kollarıma
titreyen parmaklarımla dokundum
sevgiyle bakan gözlerine
bakmadın

öptüm
sımsıkı kapanmış dudaklarından
bekledim
seni seviyorum demeni
söylemedin

ısıtmak istedim
buz kesmiş ellerini
dolansınlar diye bedenime
sarılmadın

sonra
yabancı eller uzandılar
aldılar seni kollarımdan
ellerinin üstünde götürdüler
gitme
diye bağırmak istedim
seslenemedim.

05 Mayıs 2010 2-3 dakika 17 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (6)
  • 14 yıl önce

    Öykünüzdeki hüzün etkileyici... Uzun zamadır beğeniyle okuduğum öykülerden biri...

    sevgiler...

  • 14 yıl önce

    Hüzün verici, çok güzel, duygulu bir anlatım. Saygılar efendim.

  • 14 yıl önce

    Cok güzeldi, kaleminizin devamini dilerim. Selamlarimla

  • 14 yıl önce

    Görüş bildiren tüm dostlara teşekkür ediyorum...

    Saygılarımla

  • 14 yıl önce

    Tüm duygularınızı yansıtmışsınız öyküye. Anlatım, ifadeler güçlü.

    Tebrik ediyorum...

    Selamlar...