turnuva

Çok olmadı memuriyete başlayalı ,asaletim tastik olalı. (Aklınıza sakın kraliçenin kılıcıyla asaletimi tastikleyip beni şövalye ilan etmesi gelmesin) Geç memur oldum . Bana kalsa asla ve asla memur olmazdım ya ! . Gül gibi geçinip gidiyordum . Belki normalin biraz üzerinde yoruluyor ,eve de akşamları biraz geç geliyordum ama mutluydum inşaattan yuttugum tozdan . Bir yandan kaynananın;'' İki memur gül gibi geçinip gidersiniz işte, hemde bu kadar yorulmaz ve toza bulanmazsın '' ,lafı .Diger yandan hanımın beni düşündüpte söyledigini sandıgım '' Atarsın artık kot pantolonu ,t-shörtü, mis gibi çekersin takımı gidersin işe .Hem sana takım elbise daha çok yakışıyor ''lafları bezdirince beni ,otuzuna dayanmışken yaşım ,memur oluverdim .
O zamanlar bizim büyük patron Kürşat Tüzmen . Maşallah ! adı ekşınman 'a çıkmış ,normalin üzerinde sportif faliyetlere prim tanıyan biri. Yüzme bir yandan ,profesyonel dalgıçlık bir yandan ,yorumak nedir tanımayan bir kişilik .
Taşra teşkilatları ve diger baglı kuruluşlarıyla oldukça büyük bir müşteşarlık bizimkisi . Bünyemizde futbol saha komiserleri, profesyonel hakemler ,( hala birinci lig maçları yönetirler) emekli futbolcular ve futbolla ne kadar ilgili iş varsa ugraşan yada eskiden ugraşmış kişiler vardır. Bu kadar futbol ile ugraşan insan olunca ve haliyle başımızdada sporla alakalı biri bulununca ;Bir ''dostluk ve kaynaşma halı saha futbol turnuvası '' düzenlemek şart oluyor .
İlanlar asılır ,listeler belirlenir ,komisyonlar kurulur ,hakemler fedarasyondan tedarik edilir ,kuralar çekilir guruplar belli olur .Bahar aylarına yada sonbahar başlangıcına denk getirilen turnuvanın başlama vuruşu müşteşarımız tarafından yapılır .Gayet hoş ve normal buraya kadar olanlar .
Sanıryorsunuz ki siz şimdi.'' Bunlar memur göbekli kelli felli adamlar gırgır şamata turnuva yapıyorlar'' diye içinizden geçiriyorsunuzdur .İşte ilk yanıldıgınız nokta . Bizde iş oldukça ciddiye alınır .Takımlar kurulurken başka kurum ve kuruluşlardaki amatör yada profesyonel futbol oynamış gençler ,araya personel daireside sokulup tayin ettirilir .İş yerimizin cazip tarafı başka kurumlardan fazla maaş almamıza yarayan başbakanlık özel tazminatıdır. haliyle cazip hale gelir ve dolaylı transferler yapılır . Bu bir .
İkincisi ; Efendim mahalleler arası, yada iş yerleri arası düzenlenen turnuvalarda alışkın oldugunuz skorlar vardır. 17-20, 30-12 ,13-18 Türü biten maçlar çok ama çok sıktır . Yooo bizim turnuvalar öyle geçmez hiç gol atılmadan biten maçlar, yada 1-0 ,2-0 yada 2-1 biten maçlara daha çok rastlanır .
Kıran kırana geçen çok çetin maçlar vardır . Kimi oyuncuların kolu kırılır ,bacagı kırılır bir yeri çatlar ,kavgalar dögüşler hırlaşmalar ,tatil edilen maçlar ...Ama ne turnuva ..
Sizin aklınıza gelen soru, bir kaç sene sonra benimde aklıma geldi. ''Dostluk ve kaynaşma halı saha futbol turnuvası '' ise bunun adı'' NEDEN'' bu tür sonuçlanıyor ,sonucunda birbirine küsmüş ,kavgalı insanlar türüyordu .
Galiba çözdüm olayı en sonunda ; Turnuva bittiginde kupalar bakan tarafından veriliyor ya hani ! İşte çogu takımlardan sorumlu olan şube müdürü abilerimizin belkide bakanla resim çekine bilmek ,belki bir kaç samimi sohbette bulunmak ve hiç bir zaman olamayacakları kadar yakın olmak adına, sorumlu oldukları takımları maçlara motive etmek ,rakip takımı düşman gibi gösterip ,maç esnasında saha kenarından avazı çıktıgı kadar bagırarak taktik vermeK, hatta ve hatta gerekli finansman için çaba harcamalarını zaruri görüyorlarmış ki ,turnuva sonucunda emellerine ulaşabilsinler !..
Bende epeyce bir süre oynadım bu turnuvalarda epeycede kupa sahibi olduk takım olarak . Ama bir yerlerde bir şeylerin ters gittigini ve bana tuhaf gelmeye başladıgını yavaş yavaş anlayınca oynamamaya karar verdim .
Bir kaç yıl evvel yine turnuva için hazırlıklar başladıgında ; Tüm bunlara engel olacak ,amacına uygun hale getirmek için turnuvayı elimde bir proje, daldım turnuva yı düzenleyecek komisyondan içeri ..Meraklı gözler üzerimde !
Önerim şu :Madem ki dostluk ve kaynaşma turnuvası , bir- iki ay evelinden ilan panolarına asılacak bir duyuru ile buna taşra teşkilatlarıda katılarak , turnuvada oynamak isteyen kişilerin oynamak istedikleri mevkileride belirterek baş vurmaları . Müdürlükler ayrımı yapılmaksızın sadece isimler ve oynamak istedikleri mevkiler olacaktır . Daha sonra ,kaleci olarak oynamak isteyenler bir torbaya ,defans oynamak isteyenler bir torbaya ,orta saha oynamak isteyenler, forvet oynamak isteyenler ayrı bir torbaya konacak. Sonra müdürlük temsilcileri teker teker torbalardan kura çekecekler. İki kaleci kalecilerin torbasından ,dört defan oyuncusu ,defans oyuncuların torbasından ,üç gölcü ,gölcülerin bulundugu torbadan . Böylece her genel müdürlükte karma takımlar oluşacak adil ve eşit takımların oldugu hemde dostluk ve kaynaşmanın zirve yaptıgı bir turnuva olacak ...
Komisyonun tuhaf tuhaf bakışları üzerimde !..''Ne oluyoruz ? Ne diyorsun?'' gibi bakıyorlar .
En kıdemli ve ilk turnuvadan beri işleri organize eden abimiz ;'' SEN KOMÜNİSTMİSİN ? komünistler bu tür utopik şeyleri akıllarına getiriler , mevcut düzene çomak sokmak bu senin dedigin .Olmaz böyle şey'' demesiyle birlikte atılıverdim toplantıdan .
Netice mi ? bir kez daha anladım ki ! güzel ülkemde yapılan işe verilen isimler işin o şekilde oldugunu göstermez. isminde sol geçen bir parti en sagcı ,milliyetçi geçen bir partide radikal sol tavırlar gösterebiliyormuş ...ismi dostluk ve kaynaşmak olan bir turnuvanında ,kavga dögüş,küslükle ,kırıkla ,çıkıkla bitivermesinden dogal ne olabilir ki .

13 Nisan 2010 5-6 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Yazılara çok göz atmasam da aşina isimleri rast geldikçe okumaya çalışıyorum.

    Anı niteliğindeki öykünüzü ilgiyle okudum Mustafa Bey. Her ne kadar da futbol ilgimi çekmese de turnuva içine gizleyeceğiniz mesajın farklı olduğu hissine kapılmıştım. Yanılmamışım.🙂

    Böyledir işte özellikle radikal değişimler hiç bir kesim tarafından hoş karşılanmaz. İnsanlar sahip oldukları imtiyazları yitirmekten korkarlar her daim. Bunun için zaman ve konumu iyi kollamak gerekir.

    Mesela benim Atatük hayranlığım da işte buradan gelir. Daha doğrusu hayranlığıma neden olan şeylerden biri. Cesur ve ne yaptığını bilen. Hedefleri için ise asla taviz vermeyen bir yapı. Dil devrimini düşünelim. Tutacaksınız toplumun okumuş kesimini bir anda tamamen cahil kılacaksınız yaptığınız yenilikle ve bunun gerekliliğine de insanalrı inandıracaksınız. Düşünsenize.. Korkunç bir durum ve sonuca bakınca ise korkunç bir başarı.

    "Sen komünist misin?" tepkisi ise hayli komik ve bir o kadar da düşündürücü olmuş. Yazık ki ülkemizde benzer nedenlerden dolayı hep bir şeyler ters gitmekte. İnanın. Sorun ise iletişim ve güven eksikliği.

    Güzel bir yazıydı. Tebrik ederim.