Uyuyan Sınıf 7.Bölüm

UYUYAN SINIF

Sınıfta kalanların değil hayatta kalanların sınıfı

7.BÖLÜM

YAZAN:OĞUZ BATIN

Cumhuriyet Lisesi’nde günlerdir hummalı bir hazırlık vardı. Tüm okul, yaklaşan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için adeta tek yürek olmuştu. Bahçede öğrenciler prova yapıyor, sınıflarda kırmızı beyaz süslemeler hazırlanıyordu. Bayraklar, Atatürk posterleri ve rengârenk balonlar okulun dört bir yanını donatmıştı. Öğrencilerin en dikkat çeken gruplarından biri ise hiç kuşkusuz “Uyuyan Sınıf”tı.

Uyuyan Sınıf, bir zamanlar disiplinsiz davranışları yüzünden cezalandırılmış, hatta eğitimden uzaklaştırılmıştı. Ancak son zamanlarda gösterdikleri çaba sayesinde okula geri dönmüşlerdi. Şimdi ise, Cumhuriyet Bayramı’nda sergileyecekleri gösteriyle hem öğretmenlerinin hem de arkadaşlarının güvenini yeniden kazanmak istiyorlardı.

Okulun edebiyat öğretmeni Mesut Bey, gösterilerin düzenlenmesinde öncülük ediyordu. Yanında müdür yardımcısı Duru Durak vardı. Mesut Bey, sınıfları tek tek dolaşıp öğrencilerin hazırlıklarını kontrol ederken, Duru Hanım da düzenin bozulmaması için dikkatle gözlem yapıyordu. Mesut Bey, Uyuyan Sınıf’ın başında durup gülümseyerek,
“Çocuklar, bu bayram sizin için bir fırsat. Tüm okul, sizin de disiplinli ve başarılı olabileceğinizi görmeli.” dedi.

Uyuyan Sınıf’tan Efe, ayağa kalktı ve arkadaşlarına dönerek,
“Arkadaşlar, bu sefer hiçbir şeyi şansa bırakmayacağız. Cumhuriyet Bayramı’nda uyuyan değil, uyanık olduğumuzu herkese göstereceğiz.” dedi.

Günlerce süren provaların ardından nihayet 29 Ekim sabahı gelmişti. Okulun bahçesi bayram alanına dönüştürülmüş, sahnenin arkasına dev bir Türk bayrağı asılmıştı. Veliler, öğrenciler ve öğretmenler bahçeyi doldurmuştu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte müzik kulübü İstiklal Marşı için hazırlanmaya başladı.

Saat tam dokuzda, tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başladı. Tüm öğrenciler gözlerini bayrağa dikmiş, yürekleri gururla çarpıyordu. Marş bittikten sonra okul müdürü kürsüye çıktı:
“Sevgili öğrenciler, değerli veliler… Bugün Cumhuriyetimizin 102. yılını büyük bir gururla kutluyoruz. Bu topraklarda özgür ve eşit bireyler olarak yaşamamızı sağlayan Cumhuriyetimizin kıymetini her zaman bilmeliyiz.”

Alkışlar arasında Uyuyan Sınıf kuliste toplandı. Gösteri sırası onlardaydı. Kalpler heyecanla atıyordu. Sahnede canlandıracakları kısa piyes, Kurtuluş Savaşı’ndan Cumhuriyet’in ilanına kadar olan süreci anlatıyordu. Rollerini ezberlemiş, günlerdir prova yapmışlardı.

Mesut Bey perdeyi aralayıp son kez onlara baktı.
“Unutmayın, bu sadece bir oyun değil. Atalarımıza olan borcumuzu dile getirdiğimiz kutsal bir görevdir.” dedi.

Perde açıldığında bahçeyi sessizlik kapladı. Efe, Mustafa Kemal Atatürk rolündeydi. Kendi küçücük bedenine rağmen gözlerinde büyük bir kararlılık vardı. Arkadaşları da askerler, halk ve öğretmen rollerindeydi. Piyes başladığında izleyiciler nefesini tuttu.

Efe, sahnenin ortasında yüksek sesle konuşmaya başladı:
“Arkadaşlar! Ya istiklal ya ölüm! Biz bu toprakları özgür kılacağız!”

Arkadaşları ellerinde tahta tüfeklerle coşkuyla “Vatan için!” diye bağırdı. Seyirciler arasında duygulu bakışlar dolaştı. Velilerden bazıları gözyaşlarını gizlice sildi.

Piyesin sonunda Efe, sahnenin ortasına yürüdü ve büyük bir kararlılıkla şöyle dedi:
“Bugün, 29 Ekim 1923. Milletimizin iradesiyle Cumhuriyet ilan edilmiştir!”

O anda sahnenin arkasından büyük Türk bayrağı indirildi. Tüm seyirciler ayağa kalktı ve alkış kıyameti koptu. Öğrenciler sahnede el ele tutuşarak selam verdiler.

Gösteri bittikten sonra Mesut Bey, gururla sahneye çıktı. Uyuyan Sınıf’a bakarak,
“Çocuklar, siz sadece bir oyun sergilemediniz, aynı zamanda Cumhuriyetimizin değerlerini yüreklerimize işlediniz. Sizi tebrik ediyorum.” dedi.

Müdür yardımcısı Duru Hanım da gülümseyerek,
“Gördünüz mü? Uyuyan sınıf artık uyanmış. Sizlerle gurur duyuyoruz.” dedi.

O sırada okul korosu sahneye çıktı. Hep birlikte coşkuyla “10. Yıl Marşı”nı söylediler. Tüm bahçe marşa eşlik etti:
“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan...”

Veliler de öğrencilerin arasına katıldı. Birlikte söylenen marş, bahçeyi adeta bir milletin kalp atışlarıyla doldurdu.

Kutlamalar sadece gösterilerle sınırlı kalmadı. Spor salonunda öğrencilerin resim sergisi açıldı. Cumhuriyet konulu resimler, Atatürk portreleri ve marşların yazılı olduğu panolar dikkat çekiyordu. Veliler öğrencilerin çalışmalarını hayranlıkla inceledi.

Kutlamalar sona erdiğinde güneş batmak üzereydi. Okul bahçesi hâlâ kalabalıktı. Efe, arkadaşlarıyla birlikte bir kenara oturmuş, yaşadıkları heyecanı konuşuyordu.

“Arkadaşlar,” dedi Efe, “bugün biz sadece bir gösteri yapmadık. Cumhuriyet’in bize bıraktığı en değerli mirası koruma sözü verdik.”

Arkadaşları başlarını salladı. Her biri gözlerinde gurur ve umut taşıyordu. Mesut Bey yanlarına geldi, onları tebrik ederek,
“Biliyorum, sizden büyük beklentilerim vardı. Bugün hepsini fazlasıyla karşıladınız. Cumhuriyet size emanet.” dedi.

Gökyüzü kararmaya başlarken, bahçede hâlâ küçük gruplar halinde çocukların gülüşmeleri duyuluyordu. O gün Cumhuriyet Lisesi’nde sadece bir bayram kutlanmamış, aynı zamanda geleceğe dair büyük bir inanç tazelenmişti.

Ve artık kimse Uyuyan Sınıf’a eski gözle bakmıyordu. Çünkü o gün, onlar da Cumhuriyet gibi yeniden doğmuşlardı.

01 Ekim 2025 4-5 dakika 7 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 1 gün önce

    Okulun adına yaraşır bir sınıf olmuş uyuyanlar elbette ki öğretmenlerinin teşviki ve arkadaşlar arası dayanışma ile Oğuz bey seri devam edecek sanırım tebrikler bu güzel paylaşımlarınıza