15 Kasım'ın Sessizliği


*


15 Kasım, takvimin 

En hüzünlü yaprağı

Babaannemin sesi

Hâlâ duvarlarda bir tül gibi

Dokunsam dağılacak

Dokunmasam içime çökecek,ağlayacak

Bir çay kokusu kalmış

Sofranın bir ucunda

Bir de dualarına karışmış

Titrek bir “aman” sesi

Her şey yerli yerinde duruyor gibi

Ama...

Hiçbir şey yerli yerinde değil

O gidişten beri

Sonra Yusuf

Sonra Ali

İki büyük yüreğin uçuşu var Gökyüzünde

Ayak izleri

Kısa kaldı Dünyanın topraklarında

Adımları tamamlanmamış

Bir masal gibi

Yarım kaldı avuçlarımızda

Belki şimdi üçü bir aradadır

Babaannem saçlarını okşuyordur Yusuf'umun

Ali gülüşünü sarmıştır boynuna

Biz burada acıyla eğilirken

Onlar orada ışıkla doğruluyordur

Ìnsan kaybettiklerini taşıyarak büyüyor

Bazen omzunda bir dağ

Bazen kalbinde derin bir sızı

Sonra hep içinde

Bir “devam et” sesiyle

15 Kasım geldiğinde

Dumanı tüten bir dua bırakıyoruz Göğe

Belki üçü de duyar

Belki üçü de bir rüzgâr olur

Yanağından süzülür

Çünkü gidenler ölmez ki

Biz yaşadıkça bir yerlerde

Yaşamaya devam ederler

Bir fotoğrafın köşesinde

Bir tebessümün ucunda

Ve en çok da kalbimizin

Tam ortasında

Derin derin sızılarla

Ve geceler

En çok 15 Kasım’da büyür

1 Haziran'da,13 Haziran'da

Sanki Gökyüzü

Babaannemin sessiz adımlarını

Tek tek geri çağırır

Karanlığa torunlarıyla

Her yıldız birer hatıra

Her hatıra bir iç çekiş olur

Ve biz,..

Ardında kalırız o büyük sessizliğin

Bir sandal gibi dalgaların ortasında

Yusuf’um utangaç yüzü gelir aklıma

Henüz hayatı tutmaya doyamamış

Ali’min gülüşü,kahkası düşer gözlerime

Bir çocuğun gülüşüydü ya

Ìnsanın içindeki karanlığı bile

Bir anda aydınlatırdı

Belki babaannem

Onların ellerinden tutup

“Korkmayın” dedi rüzgârın içinden

Belki Gök'te açılan bir kapıdan

Üçünün adımları aynı anda geçti

Biz burada bazen bir dua

Bazen bir gözyaşı

Bazen de güçsüz

Bir “keşke” ile yaşamaya çalışırken

Onlar artık acısız bir yerin çocuklarıdır

Ve her 15 Kasım

Kalbimin bir odasını açmamı ister benden

Karanlığıyla, aydınlığıyla

Yasıyla, sevgisiyle

Hem babaannenin sıcaklığını

Hem Yusuf’un masumiyetini,

Hem Ali’nin ışığını

Bu yüzden onların ismi

Hiçbir zaman karanlıkta kalmayacak

Biz hatırladıkça

Biz yaşadıkça

Onlar da hep yaşayacak kalbimizde

Ve bilirim

Kalbimizde taşıdığımız her isim

Bir gün bir yıldız olur Göğümüzde

Babaannemin duaları

Yusuf’un yarım kalan gülüşü

Ali’nin titrek ama tertemiz ışığı

Bir araya gelip

Bir Gökkuşağı kurar içimizde



sevay


15 Kasım 2025 51 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 1 sa. önce

    Ben hãlã gidişlerinin ardından albümlerin kapağını bile açıp bakamazken, şimdi resimlerini fonda görmek içimi nasıl acıttı bilemezsin.

    Şurda biraz ağlamak dursun canım Şurda biraz onlarla yarı diri, yarı ölü ruhumuzu yitirip gittiğimiz...

    Üçüne de bir ah çekip öptüm şimdi... Babaannem ve Yusuf'la yine hasret gideriyoruz ara sıra, ya o özlem dolu güzel anılarımızda ya da aklıma yolu düşen rüyaların birinde...

    Ama Ali...Ali'nin acısı daha çok taze...Şimdi resimlerini görünce yine kötü oldum...

    "Sen de mi bizi bırakıp gittin be Ali!? Sen de mi gittin!"

    Şurda biraz acılı bir susmak dursun Şurda biraz kalbimi acıtan derin bir sızı...

    Çokça özleyerek! Ve Çokça üzülerek!

    Kalbimi şuraya bırakıyorum Cano...