Asi Bir Koşudur Özgürlük
Şiirin bir kıyısında ben, bir kıyısında Muhsin
Oluk oluk insanlar akıyor, evler, sokaklar, şehirler
Sonra hepsi birleşip bir ülke oluyor
Peki biz niye alık bakıyoruz, yaşam dediğimize
Sonra da boşunalığı ve saçmalığı anladığımız an ölüyoruz
Bu aralar ne çok buyuruyoruz cenaze namazına
Zaman hiç mi doymaz Muhsin
Muhsin sözyaşımın kağıdı, kalemimin kırık ucu
Çokokrem kavanozum, acılı hardalım
Yalnızlığımın sertacı, konuşmayı unutturan andacım
Muhsinim sana susarsam, bil ki aklım martılarda benim
Kargalar ama gaklarsa, peynirli öpücük isterim
Hey gidi gidi peynirler hey ve koyunların sessizliği
Uygarlık bize kuzuların kimsesizliğini öğretti Muhsin
Kırlara burnumuzu sürtmekten başka ne zevkimiz kaldı
Meelemek için bile dublöre ihtiyacımız var
Hey gidi gidi kırlar hey, zıplardık onbeşimizde
Şimdi çölde serabını kaybetmiş ağaçlar gibi kalakalmışız
Kanımızı emip dallarımıza kusan şempanzelerden bıktım
Kızgın kumlardan serin sulara ne zaman gideriz
Dna'larımız fokurduyor, bu sıcakta sevişilmiyor Muhsin
Muhsin'im kapı gıcırtım, bale pabucum
Ahenkle dans eden saçlarımın dibinde
Ahenkle haşlanan küçük küçük kadınlar var
Kırk yaşa gelince ancak anladım her insan yalnızmış
Kendimize kendimiz olmayı öğretecek yine kendimizmişiz
Ama bu kadar kadını taşıyamıyorum artık Muhsin
Sular kesilmişte, kafası şampuanlı kalmışlar gibi köpük köpük içim
İçim köpürürse karnım acıkır, en karanlık yerlerim guruldar
Biraz tütün dumanı, bir kadeh şarkı isterim
Sonra kalbimizin en yitik yerindeki ağıtları dinleyelim
Ah muhsinim ah, içimde öyle çok cazırtı var ki
Frekansı tozutmuş, eski bir radyodan beterim
Köy kahvesi gözlerinle eski şarkıları düşünüp
Yolları dejavu kokan şehirlere acır gibi bakma bana
Kaybedecek bir şeyi olmayanların ayaklarını unutup
Bir hedefi olmadan yürüdüğü bu yollar
Nice atılmamış çığlıkları saklar
Bucağına küstüğüm bu dünyada öyle boşuna harcanmış ki yaşamlar
Çölleşmiş kalplerin kumundan, tozdan, dumandan
Kimse kimseyi görmüyor be Muhsin
Çıkıp bir hamanın kubbesine
Paklanmaya buyurun a yoldaşlar, diye bağırasım var
Kaburgalarıma kese yapar mısın Muhsin
Muhsin, itina ile aşık olur musun bana
Göğüs kafesimde başlayıp bileklerimde sonlanan boşluk
Tut ellerimden de dolsun
Parmak uçlarım uyandıklarında anlatır, kadınım hala
Sıvazlayıp sakalına yeni pankartlar açarım
göz kapaklarına, diz kapaklarına, kalp kapaklarına
Yeni vezinler yazarım
En hevesli yerinden başlar, sonsuza dek tenini okurum
sakın ses çıkarma
ben bağırırım
tatil bitti
ne sistem, ne çark, ne şartlar, ne de vatan
ne kızıl devrim, ne kapital faturalar
ey kutsal yalanlar
defolu feleğin bilmem neresine namluyu dayıyorum
kaldığım yerden devam ediyorum
gelin bakayım dünyaya iki çizgi ayaklarım
asi bir koşudur özgürlük
tımarhaneye kapatılmış dilsiz kadar gergindim
beynim bulaşık süngerine dönmeden
söven bir kırlangıç olmaya razıyım..
Şiirkolik seçici kuruluna ve okuyan yorumlayan tüm arkadaşlarıma Şükranlarımla...
👍Ahh Muhsin ah! Cennet burnunun dibinde, sen kimbilir hangi cehennemdesin? ahh muhsin ah... hadi yine ağzımdan kötü söz çıkmasın burnunun direği sızlasın.. ..... muhteşem..kutlarım
Sevgili Nilgün gönlüne sağlık... Harika eserini içtenlikle kutlarım
Selam, sevglerimle. 👑
yürek dolusu bir şiir kaleminize sağlık saygılar............😙
Bir yerdeyim.neredeyim?Bilinmez bir ufkun sonunda mıyım?Bu sorgulamalar ne zaman biter.Ben neredeyim?Zamanın neresinde?Bilmiyorum değerli şair.Candan kutluyorum.Sevgiler.😙😙😙😙😙😙😙
kesinlikle doğru yerde şiiriniz...tebrikler efendim😙😙😙