Aşka Kıyam
yol kümelemiş taş parçasıdır artık
yürümek hak getire
dağıtır permalarını rüzgar
kırar tellerini curanın
adı yok artık türkülerin
salaş meyhanelerde söylenen
ipe sapa gelmez sarhoşlar kaplar meydanı
dile pelesenk nameler vurur tokmağına davulun
uzakta bir alev yakar beni
sancısı aşk
gözü üzüm tanesi
yaralar saklı hünerimi
sonu gelir kehribarın
çaresizlik çekerken umudu
ya allah
ya allah
ne mutlu bana hüznüme secde
aşka kıyam
sabrım ireme
yüz sürerken
görecek misin beni ezanlar susarken
avuçlarım yanarken derin kuyularda
duyacak mısın meczuplaşırken dudaklarım
alacak mısın gaipte
tövbemin yanık nağmelerini
bitecek mi kasideler sıcak sularda....

